Ukrayna krizinin dünya ekonomisine etkileri
24 Şubat 2022 tarihinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna operasyonunu başlattığını açıkladı. ABD öncülüğünde NATO’nun uzun yıllar boyunca Rusya’yı kuşatma çabaları bu operasyon ile darbe aldı. Operasyonun kararlılığı karşısında “Atlantik Cephesi” şok yaşadı ve Rusya’ya keyfi yaptırımlar uygulayarak çaresizliğini örtmeye çalıştı. Böylece dillerinden düşürmedikleri ‘serbest ticaret’ ilkesini bir kez daha yasadışı olarak çiğnemiş ve dünya ekonomisini yeni bir krizin eşiğine getirmiş oldular.
TEDARİKTEKİ BOZULMA DERİNLEŞECEK
Rusya ve Ukrayna belli başlı emtialarda dünyanın en büyük ihracatçılarıdır. Örnek olarak küresel ayçiçek yağı ihracatının yüzde 59'unu, demir çeliğin yüzde 36'sını, buğdayın yüzde 26'sının ihracatı bu iki ülke yapıyor. Birleşmiş Milletler Comtrade, ithalatın en az yüzde 50’sinin belirli bir emtiaya dayalı olmasını ‘İthalatta bağımlılık’ olarak tanımlıyor. Bu tanımlamaya göre, birçok ülkenin Rusya ve Ukrayna’ya yüksek oranda bağımlı olduğunu görüyoruz. 25 ülke buğday, 24 ülke kömür, 16 ülke gaz, 10 ülke petrol açısından Rusya ve Ukrayna’ya bağımlıdır. Rusya, 14 bin 745 şirketin 1. kademe, 7.6 milyon şirketin 2. kademe tedarikçisidir. Dünyada kritik öneme sahip en az 390 işletme Rusya'daki tedarikçilerdir. Bu şirketler ABD, Çin, Hindistan, Japonya ve BAE ile çalışmaktadır.
AB’NİN ENERJİ BAĞIMLILIĞI SÜRECEK
ABD birkaç gün önce enerji ithalatı yaptırımlarına başladığını açıkladı. AB, Rusya’ya olan enerji bağımlılığı nedeniyle bu yaptırıma katılamadı. AB’nin istatistik kurumu olan Eurostat verileri AB’nin Rus enerji kaynaklarına olan bağımlılığını net olarak ortaya koyuyor. 2020 verilerine göre AB, Rus enerji kaynaklarına yüzde 60 oranında bağımlıdır. Aksi yönde açıklamalar ve imalarda bulunulsa da AB’nin bağımlılığının kısa ve orta vadede çözümü mümkün değildir. Ukrayna Operasyonundan önce küresel enerji piyasalarında arz sorunu yaşanıyordu. Operasyonla birlikte kısa ve orta vadede tedarik sorunu şiddetlenmiş oldu. Bununla birlikte, Almanya, Kuzey Akım 2 doğalgaz boru hattını kapatarak 30 milyar m3 gaz girişini kesti. Rusya’dan gelen gazın tamamen kesilmesi halinde gazın ABD, Katar, Suudi Arabistan veya BAE'den temin edilmesi gerekecektir. Ancak bu ülkelerin çoğunun üretim kapasitelerini hemen artırması mümkün değildir. Bu ülkelerin elinde bulunan stokların önemli bir kısmı ticaret veya iç tüketim için ayrılmıştır. Avrupa Gaz Altyapısı (GIE) Toplam Gaz Depolama Envanteri (AGSI) verilerine bakıldığında Avrupa gaz depolama seviyelerinin kritik derecede düşük olduğunu görüyoruz. 25 Şubat 2022 itibarıyla kapasite sadece yüzde 33 oranında kullanılıyor ve her geçen gün durum daha da kötüleşiyor.
ENERJİ FİYATLARI YÜKSEK SEYREDECEK
Birçok Avrupa ülkesi Rus enerjisine, özellikle de doğal gaza bağlı bulunuyor. Avrupa Enerji Genel Müdürlüğü'ne göre, Avrupa'nın doğal gaz arzının yaklaşık yüzde 41'i Rusya'dan geliyor. AB'nin toplam enerji tüketiminin dörtte birini doğalgaz oluşturuyor. Doğal gazın yüzde 26’sı enerji üretiminde, yüzde 23’ü sanayide kullanılmaktadır. Doğal gazın geri kalanı konut ısıtma ve hizmetler için kullanılıyor. AB’nin yaptırım uygulamak bir kenara Rus gazında küçük bir kesinti yapması halinde ekonomisinde enflasyonist bir baskı yaratacaktır. Bazı uzmanlar tarafından Rus doğal gazına alternatif olarak sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) öneriliyor. AB’nin LNG tedarikçileri ABD yüzde 28, Katar yüzde 20, Rusya yüzde 20, Nijerya yüzde 14 ve Cezayir yüzde 11. AB'nin genel LNG ithalat kapasitesi, yılda yaklaşık 157 milyar metreküp toplamın yaklaşık yüzde 40'ını karşılamak için yeterlidir. Yani geri kalan yüzde 60 oranında gaz talebi sadece doğal gazdan sağlanabilir. Uluslararası Enerji Ajansı’na göre (IEA), Ocak 2022'de Rusya’nın ham petrol üretimi yaklaşık 11 milyon varildir. Avrupa ham petrol ithalatının yaklaşık yüzde 34'ünü Rusya’dan sağlıyor. Ham petrol arzında yıllardan beri yaşanan sorunlardan ötürü ham petrol ihracında yaşanacak kesintiler ham petrol fiyatlarının daha büyük oranlarda artışı ile sonuçlanacaktır.
NADİR METALLARDE REKOR FİYAT
Rusya ve Ukrayna küresel ölçekte alüminyum, nikel, bakır ve demir cevheri gibi madenlerin üretimine öncülük ediyor. Rusya neon, paladyum ve platin gibi nadir metallerde Avrupa’nın ana tedarikçisidir. Ukrayna da nadir metallerde (demir cevheri, manganez, titanyum, galyum, kaolin, zirkonyum ve germanyum) Avrupa'nın ve dünyanın geri kalanının önemli tedarikçilerindendir. Nadir metallerin diğer tedarikçileri olan Çin, Japonya ve Güney Amerika ülkeleri coğrafi olarak uzak oldukları için Rusya ve Ukrayna Avrupa’nın ana tedarikçisi olmuştur. Nikel elektrikli araç akülerinin imalatında; bakır elektronik üretiminde ve konutlarda yaygın olarak kullanılmaktadır. ABD, AB ve İngiltere’nin otomotiv ve havacılık endüstrileri Rusya’dan tedarik edilen titanyuma bağlıdır ve alternatif kaynaklar sınırlıdır. Çip üretimi için kullanılan neonun yüzde 90'ı Rusya kaynaklıdır ve ikamesi çok zordur.
TARIMSAL EMTİALARDA ARZ SIKINTISI
Rusya ve Ukrayna, küresel ölçekte tarım ürünlerinin kilit tedarikçileridir. Birlikte, iki ülke dünya buğday ticaretinin yüzde 25'inden fazlasını, mısır satışlarının yaklaşık yüzde 20'si ve ayçiçek yağı ihracatının yüzde 80'ini gerçekleştiriyor.
Sonuç olarak Rusya’ya uygulanan keyfi ve yasadışı yaptırımlar dünya ekonomisinde büyük bir kriz riskini artırıyor. Rusya belli başlı hammaddelerde ihracat yapmakla birlikte dünya ticaretinde önemli bir tedarikçi olarak ön plana çıkıyor. Salgın sonrası yaşanan tedarik zinciri sorununu daha derinleştirecek olan bu süreç bir yandan enflasyonu çift haneli rakamlara taşırken bir yandan toplam talepte daralmaya yol açacaktır. Türkiye bu fırtınalı döneme planlı karma ekonomi modeline daha hızlı adımlarla geçiş yaparak hazırlanmalıdır. 40 yıllık neoliberal ezberler unutulmalı ve kararlı adımlar atılmalıdır.