Ulusal paralarla ticaret kurumsallaştırılmalı

Bu köşede yayınlanan son yazının hemen ardından Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, aralarında Çin, Rusya, Azerbaycan, G. Kore, Malezya’nın da bulunacağı bazı ekonomilerin para birimlerinin daha da ağırlıklı olacağı uluslararası ticaret-hizmet-finans işlemleri için çalışmalar yapıldığını açıkladı. Ayrıca, ekonomik ilişkilerin yoğun olduğu başta Asya ekonomileri olmak üzere diğer ekonomiler ile de kendi para birimleri üzerinden ticaret, hizmet ve finans işlemlerinin arttırılması için görüşmelere başlandığını belirtti. Bunun ilk adımının da SWAP olduğuna işaret etti.

***

Böylece, uluslararası ticaret-hizmet-finans işlemleri içinde ABD doları ve Avrupa Birliği avrosunun ağırlığı azaltılacak ve TL ile diğer para birimleri, bu tür uluslararası işlemlerde küresel para birimi olma yolunda hepsi birlikte adım atmış olacaklar. Burada seçilen ekonomilerin de doğru seçilmiş olduğu dış ticaret verilerinden anlaşılmaktadır çünkü bu ekonomiler, Türkiye’nin dış ticaretinde ağırlığı olan ekonomilerdir. Geriye Türkiye’nin dış ticaret yaptığı diğer ekonomileri de bu sürece katmak kalmaktadır. Ayrıca, bu süreci kurumsal hale getirerek devletin diğer kurum ve kuruluşlarını da özendirmek ve teşvik etmek gereklidir.

***

Son köşe yazısında da belirtildiği TL ile diğer para birimleri arasında gerçekleştirilecek SWAP işlemleri, döviz rezervlerini bürüt dahi olsa belirli bir zaman dilimi için rahatlatmak için yapılmalıdır. Bu tür SWAP işlemlerini uzun dönemde alışkanlık hale getirerek döviz rezervleri içinde ağırlık kazandırmamak gerekmektedir. Döviz rezervlerinin önemli bir bölümü tamamen Merkez Bankası'na ait döviz, altın ve diğer menkul varlıklardan oluşmalıdır uzun dönemde…

Ayrıca, SWAP anlaşmaları yapılırken anlaşma yapılan ekonomilerin para birimleri ile TL arasında uluslararası ticaret-hizmet-finans işlemleri için çalışmalar da mutlaka eklenmelidir. Böylece, hem dolar ve avronun küresel riskleri hafifletilir hem de Türkiye’nin ara mal ithal ettiği ekonomiler ile gerçekleşen dış ticarette döviz kıtlığı (ABD doları ve AB avrosu) sebebiyle duraksama olmaz ve Türkiye’nin dış ticaret yaptığı tüm ekonomilere yaygınlaştırılarak tüm ekonomiler bu alış verişten karlı çıkar.

***

Merkez Bankası Kavcıoğlu’nun küçük ama doğru adımlarla başladığı anlaşılıyor. Önemli olan Türkiye ekonomisinin çıkarlarını gözeterek bu SWAP anlaşmalarını, TL ile diğer para birimleri arasında uluslararası ticaret-hizmet-finans işlemleri de olacak şekilde sonuçlandırılmasıdır. Elbette, SWAP işlemleri de uzun dönemli değil belirli bir süre devam ettirildikten sonra Merkez Bankası rezervlerinin önemli bir bölümü bankanın sahip olacağı döviz, altın ve menkul varlıklarla net olarak tekrar doldurulması gereklidir.

***

ABD dolarının iniş çıkışları Çin ekonomisinin baskıları, spekülatörlerin kar realizasyonları sonucu küresel girdi fiyatları çok az da olsa düştü. Ancak, birçok uzman tahıl ve petrol fiyatlarının önümüzdeki yıla doğru artacağına işaret ederken bakır, demir gibi önemli hammaddelerin fiyatlarında bir süre sonra önemli artışlar olabileceği uyarıları yapılmaktadır.

Bu nedenle, tekrar hatırlatmakta yarar vardır: Bu ara mal ve hammadde fiyatları artacaksa ve bunları ABD doları ve AB avrosu ile ithal etmek durumunda olunacaksa Merkez Bankası'nın rezervleri dolar ve avro ile şimdiden doldurmak gereklidir. Eğer bu yakın zamanda çok mümkün görünmüyorsa TL’nin diğer para birimleri ile dış ticaret işlemleri için diğer ekonomilerle birlikte alt yapının bir an önce hazırlanması ve diğer ekonomilerle olacak işlemlerin kısa sürede hayata geçirilmesi gerekmektedir.

***

Önceki hafta bu köşede IMF’nin en son yayımladığı Türkiye ekonomisi raporunu okuyanların irkildiğini yazmıştım. Cuma günü Sayın Serhat Latifoğlu köşesinde bu raporun temel noktalarını çok güzel bir dille ve ana hatları ile ele almıştır. Raporda yer alan Türkiye ekonomisine yönelik çelişkili ifadeler, tehditler, tehlikeler yazıya dökülmüş.