Uluslararası Kuşak-Yol ve Türkiye Sempozyumu’nun Mesajı: Dijitalleşme mazlum milletlerin silahı oldu

Yeni bir dünya kuruluyor! Yeni dünya mazlumların lehine. Ve bu yeni dünyayı hegemonlar değil, gelişmekte olan ülkeler biçimlendiriyor. İşte bu koşullarda ve Gelişen Dünyanın öncü ülkesi olmanın sorumluluğuyla hem ülkemiz hem de gelişen dünya ülkelerinin yararına çok önemli bir toplantı yapıyoruz.

Son yıllarda internet, büyük veri, bulut bilişim, yapay zekâ ve blok zinciri ile ilişkili teknolojiler olağanüstü sıçrama yaptı.

Dijitalleşme ekonomik ve toplumsal kalkınmanın tüm yönlerine kademeli olarak nüfuz ediyor. Dijital ekonominin gelişim hızı, ulaştığı boyut ve üretim faktörlerini yeniden düzenleyen, uluslararası ekonomik yapıları yeniden şekillendiren ve uluslararası rekabeti farklılaştıran kritik bir güç haline geldi.

Özellikle Kovid-19'un patlak vermesinden bu yana, salgınla mücadelede ve normal çalışma ve yaşamaya dönüşte dijital teknolojiler ve dijital ekonomi çok önemli rol oynadı.

Dijitalleşme, kaynakların ve diğer üretim faktörlerinin akış hızında sıçrama yarattı. Bu durum, çeşitli piyasa birimlerinin iç içe geçmesini hızlandırdı ve sınır ötesi kalkınmanın gerçekleştirilmesine, zaman ve mekan sınırlamalarının ortadan kaldırılmasına, endüstri zincirlerinin genişletilmesine, yerel ve uluslararası ekonomiler arasındaki etkileşimin güçlendirilmesine imkan yarattı.

Günümüzde “veri” yeni bir üretim faktörü oldu. Bu, geleneksel üretim tarzlarının dönüşümünde büyük bir etki yapacaktır. Dijital ekonomi, yenileşmeyi ve icatçılığı zorunlu kılıyor, sektörler arasındaki geçirgenliği artırıyor, tarım, sanayi ve hizmet sektörlerinin her birinin derinliklerine erişiyor. Dijitalleşme günümüzde artık yeni bir büyüme faktörü değil, aynı zamanda geleneksel endüstriyi iyileştirmede dayanak noktasıdır. Ekonomide çağdaşlaşmanın önemli bir motoru olma potansiyeline sahiptir.

Şu anda, dijital teknoloji ve dijital ekonomi, yalnızca bilimsel ve teknolojik devrim ve endüstriyel dönüşümde belirleyici bir fırsatı değil, aynı zamanda önemli bir uluslararası rekabet alanını da temsil ediyor. Gelişen ülkeler olarak, ortaya çıtan fırsatları kavramalı ve daha adil bir uluslararası ekonomik düzen için inisiyatifi ele almalıyız.

ARTIK DİJİTALLEŞME GELİŞEN ÜLKELERİN GÜCÜ

20. Yüzyılda dijitalleşme, küresel kapitalizmin ulusal sınırları düzleştirmesi için geliştirildi ve bu amaçla kullanıldı.

Ancak, gözümüz aydın! 21. Yüzyılda, dijitalleşmede de inisiyatif, gelişmekte olan ülkelere geçti. İçinde bulunduğumuz Asya Yüzyılı’nda, Mazlumlar Dünyası, dijitalleşmeyi ABD emperyalizminin hegemonyasından kurtulmanın araçlarından biri haline getirdi.

Çin Halk Cumhuriyeti, Cumhurbaşkanı Xi Jinping’in kuvvetli teşviki ile devlet olarak dijitalleşme için devreye girmesi, bu değişimin motoru oldu. Hindistan, Güney Asya ve Güney Amerika ülkeleri bu alanda büyük yol aldılar.

Gelişmiş kapitalist ülkeler, sömürüyü artırmak için dijitalleşme aracılığıyla bireysel tüketimi, “tek başına dünya olma” hastalığını körükledi ve sonuç olarak bireyleri, en son Teksas’ta gördüğümüz gibi 19 ilkokul öğrencisini gözünü kırpmadan katledecek kadar insanlık karşıtı hale dönüştürdü.

ÜRETİM DEVRİMİNİ KOLAYLAŞTIRIYOR

Oysa gelişmekte olan ülkeler, dijitalleşmeyi ulusal ekonomilerini korumanın, katma değeri yüksek ancak pazarlama imkânı olmayan ürünlerin ihracatını geliştirmenin, kıt olan sermayenin daha verimli kullanmasına imkan vermenin, kamu hizmetlerine daha kolay ulaşmanın aracı haline getirdi. Kovid-19 salgını ile mücadeleyi güçlendirdi, daha adil, sürdürülebilir ve çevreyi koruyan bir ekonomik düzene ulaşmada silah haline getirdi. Ve nihayet dijitalleşmeyi insanileştirdi. Gelişmekte olan ülkelerin temel farkı, dijitalleşmeyi tüketimden çok üretimi geliştirmek için kullanması. Türkiye’nin önündeki üretim devrimi programını hayata geçirmede, dijitalleşme zor işlerimizi, kolay kılmaya imkan veriyor.

İnsanlık tarihinin en büyük ortaklaşa kalkınma girişimi olan Kuşak ve Yol Girişimi’nin başarısında da dijitalleşme önemli yer tutuyor. Dijitalleşme, çoğunluğunu gelişmekte olan ülkelerin oluşturduğu Kuşak ve Yol ülkelerinin işbirliğini ve paylaşarak gelişmenin araçlarını yaratmasını kolaylaştırıyor. Blok zinciri teknolojisini yaratıcı bir şekilde kullanarak, Dijital İpek Yolu’nu inşa etmeye başladılar.

TÜRKİYE’NİN ÖNÜNDEKİ DİJİTALLEŞME GÖREVLERİ

Dijitalleşmeyi geliştirmek için Türkiye olarak önümüzde çetin görevler bulunuyor.

İlk olarak, temel teknolojiler üzerine bilimsel araştırmaları yoğunlaştırmalıyız.

Dijital teknoloji araştırma ve geliştirme için temel kapasitemizi büyütmeli, önemli teknolojik atılımlar geliştirmeli, ülkemizin bilim ve teknolojideki kapasitesini ve özgüvenini oluşturmalıyız. Dijital ekonomiyi geliştirme inisiyatifini gayrı milli güçlere devretmemeli, sıkıca elimizde tutmalıyız.

İkincisi, yeni altyapının gelişimini hızlandırmalıyız.

Ülke çapında 5G ağı ile bütünleşik uzay-karasal ağlar ve bulut-ağ bütünleşmesine dayalı, yüksek hızlı, akıllı ve düşük karbonlu, güvenli, denetlenebilir dijital bilgi altyapısının gelişimini hızlandırmalıyız.

Üçüncüsü, dijital ve gerçek ekonomilerin entegrasyonunu teşvik etmeliyiz.

Sanayide, hizmetlerde ve tarımda dijitalleşmeyi yönlendirmek için merkezi planlama yapmalı, toplam faktör verimliliğini artırmak için geleneksel endüstrinin en son İnternet teknolojilerinden yararlanmalıyız.

Dördüncüsü Dijital egemenliğimize kuvvetle sahip çıkmalıyız

Ulusal güvenlik sistemlerini, dijital ekonomideki güvenlik riskleri için erken uyarı, önleme ve kontrol mekanizmaları sağlamak için güçlendirmeliyiz.  Çekirdek teknolojiler, önemli endüstriler, kilit altyapı, stratejik kaynaklar, büyük bilim ve teknoloji projeleri ve önde gelen işletmeler dahil olmak üzere kilit alanların güvenli ve iyi kontrol edilmesini sağlamalıyız.

Beşincisi Dijital ekonomi alanında uluslararası işbirliğine aktif olarak katılmalıyız

Dijital ekonomi ile ilgili uluslararası kuruluşlar nezdindeki müzakerelere aktif olarak katılmalı, gelişmekte olan ülkelerin dijital egemenliklerine sahip çıkma çabasının öncüsü olmalı, dijital ekonomi yönetişimi konusunda ikili ve çok taraflı işbirliğini gerçekleştirmeliyiz.

DİJİTAL İPEK YOLU’NUN İNŞASINDA AKTİF OLMALIYIZ

Dijital İpek Yolu’nun inşasına aktif olarak katılmamız, daha adil bir uluslararası dijital ekonomik düzen kurulmasında Türkiye için önemli bir fırsat olacaktır.

Henüz uluslararası salgın haline gelmeyen ama insanlığı tehdit eden Maymun Çiçeği virüsü ve çocuklarda görülen gizemli hepatit virüsü gibi bulaşıcı hastalıklara karşı mücadele için de dijitalleşmenin üstünlüklerini kullanmak zorundayız.

Çağrımız şudur: Türkiye, genç ve eğitimli insan gücü, becerikli ve cesur girişimcileri gibi üstünlüklerini kullanarak, Dijital İpek Yolu’nun kurulmasında öncü olmalı, bu sayede Kuşak ve Yol Girişimi’ni geliştirmeli ve paylaşarak gelişmeyi hedefleyen bu girişimden en çok yarar sağlayan ülkelerden biri olmalı.