Uluslararası Yaşlılar Günü’ne ekonomik bakış

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından1 Ekim, Uluslararası Yaşlılar Günü (UYG: UNIDOP) olarak ilan edilmiş ve kutlanmaktadır. 1991’de Yaşlı İnsanlar İlkeleri ve 2002’de Madrid Yaşlanma Hakkında Eylem Planı benimsenerek, 21. Yüzyılda yaşlanan dünya nüfusunun sorunlarının üstesinden gelebilmek ve bütüncül toplumsal kalkınmayı gerçekleştirebilmek amaçlanmış.

DÜNYA NÜFUSU NEREYE?

Dünya nüfusu son birkaç onyıldır dramatik biçimde değişmiş. 1950-2010 arasında yaşam beklentisi dünya çapında 46’dan 68’e çıkmış. Küresel olarak 2019’da 65 ve üstü yaşlardaki nüfusun sayısı 703 milyon kişi olmuş. Önümüzdeki otuz yılda, dünyada yaşlıların sayısı iki kattan fazla artacak ve böylelikle sayı 2050’de 1,5 milyar kişiyi aşacakmış. Hem de tüm bölgelerde! Enaz gelişmiş ülkeler dahil olacak biçimde azgelişmiş ülkeler, 2050’deki dünya nüfusunun içindeki yaşlı insanların üçte ikisinden fazlasına (1,1 milyar kişi) ev sahipliği yapacakmış!

2022 UYG ANA TEMASI

Bu yılki kutlamalarda ana tema olarak ‘Değişen Dünyada Yaşlı İnsanların Dayanıklılığı’ belirlenmiş. Bu bağlamda özellikle yaşlı kadınların dayanıklılığına bir vurgu yapılmış. Onların içinde yaşadıkları sosyo-ekonomik, çevre ve iklimle ilgili koşullardan daha fazla etkilendiklerine ilişkin hususlar ön plana çıkarılmış.Onlar siyasal, medeni, ekonomik, sosyal ve kültürel yaşama anlamlı katkılarda bulunmaya devam etmesine karşın; bu katkılar ve deneyimler büyük ölçüde görmezlikten gelinmekte, nazar-ı itibara alınmamakta, eşitlik ve kapsayıcılık bağlamında hem cinsiyetçi, hem de yaşa dayalı çifte ayrımcılığa maruz kaldıkları gerçeği ortaya konmaktadır. 2022 UYG bu durumu tersine çevirmek için bir ivme sağlamayı amaçlamaktadır.

Diğer vurgu yapılan hususlardan biri yaşlıların zihinsel sağlıkları açısından dayanıklılıkları olmuş. Diğeri ise iklim değişikliğinin yaşlılara etkileri şeklinde.

YA TÜRKİYE?

TÜİK’e göre, 65 ve daha yukarı yaştaki nüfus ülkemizde, son beş yılda yüzde 24,0 artarak 2021 yılında 8.245.124 kişi olmuş. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı ise 2021 yılında yüzde 9,7'ye yükselmiş. Yaşlı nüfusun 2021 yılında yüzde 44,3'ünü erkek nüfus, yüzde 55,7'sini kadın nüfus oluşturmuş.

Çalışma çağındaki yüz kişiye düşen yaşlı sayısını ifade eden yaşlı bağımlılık oranı, 2021 yılında yüzde 14,3'e yükselmiş. Nüfus projeksiyonlarına göre, yaşlı bağımlılık oranının 2025 yılında yüzde 16,4, 2030 yılında yüzde 19,6, 2040 yılında yüzde 25,3, 2060 yılında yüzde 37,5 ve 2080 yılında yüzde 43,6 olacağı öngörüldü.

Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert ortanca gelirinin yüzde 60'ına göre hesaplanan yoksulluk oranı, 2020 yılında yüzde 21,9 olmuş. Bu oran, yaşlı nüfus için 2020 yılında yüzde 16,7 olmuş. Yaşlı erkeklerde yoksulluk oranı 2020 yılında yüzde 15,6; yaşlı kadınlarda yoksulluk oranı ise yüzde 17,6 olmuş.

İşgücü istatistiklerine göre, işgücüne katılma oranı yaşlı nüfus için 2020 yılında yüzde 10,0  (yaşlı erkek nüfusta yüzde 16,8 iken yaşlı kadın nüfusta yüzde 4,6) olmuş. Yaşlı nüfustaki işsizlik oranı 2020 yılında yüzde 2,7 olmuş. 

İstihdam edilen yaşlı nüfusun 2020 yılında yüzde 64,2'sinin tarım, yüzde 27,7'sinin hizmetler, yüzde 6,1'inin sanayi, yüzde 2,0'sinin ise inşaat sektöründe yer aldığı görülmüş.

65 ve daha yukarı yaştaki bireylerde mutlu olduğunu bildirenlerin oranı yüzde 56,2 olmuş. Yaşlı bireylerin genel mutluluk düzeyi cinsiyete göre incelendiğinde, 2021 yılında erkeklerin yüzde 51,2'si, kadınların ise yüzde 60,1'i mutlu olduğunu beyan etmiş. Yaşlı bireylerin en önemli mutluluk kaynağı 2021 yılında yüzde 59,9 ile aileleri, yüzde 21,5 ile çocukları, yüzde 8,1 ile torunları ve yüzde 6,2 ile eşleri olmuş.

İnternet kullanan 65-74 yaş grubundaki bireylerin oranı 2021 yılında yüzde 32,5'e yükselmiş. İnternet kullanan yaşlı erkeklerin oranı 2021 yılında yüzde 40,0 iken yaşlı kadınların oranı yüzde 25,9 olmuş.

SONSÖZ :

"Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu; o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Geçmişte çok güçlüyken, tüm gücüyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin, geleceğe güvenle bakmaya hakkı yoktur." M. K. ATATÜRK