Üniversitelerde şikayetler çığ gibi…
Üniversitelerde garip şeyler oluyor.
Bir yazı yazıyorum…
Telefonlarım susmuyor.
“Bir dokun bin ah işit” durumu var.
YÖK farkında mı bilmiyorum.
Üniversiteler kaynıyor…
Dünyada ilk 500’e giren üniversitemiz olmaması da bundan.
FETÖ’cüler tartışılıyor.
İddialar yenilir yutulur değil.
Adrese teslim kadro ilanları…
Artık normal hale gelmiş.
Hak edenler değil, kollananlar…
Kritik idari görevler FETÖ’cülere veriliyor.
Sanki bir el onları koruyor.
İşsiz ya da ihraç edilen FETÖ’cüler,
FETÖ’nün etkili olduğu üniversitelerde akademik personel olarak alınıyor.
Yazdıklarım buzdağının görünen yüzü.
Ama yetkililerde tuhaf bir sessizlik yaşanıyor.
Birçok öğretim üyesi tedirgin.
“Sözleşmelerimizi yenilememekle tehdit ediliyoruz” diyorlar.
İşsiz kalma korkusuyla sessizliği tercih ediyorlar.
SEÇİMİ BEKLİYORLAR
Defalarca yazdım.
Ama yine tekrarlayacağım.
Seçim sathına girilirken,
FETÖ’ye “aktifleşin” talimatı verildi.
Hepsi hareketlendiler.
Şimdi bütün dikkatleri seçimde.
Bunu söylemekten de çekinmiyorlar.
Muhalefetin vaatlerinden umutlular.
Cüretkarlıkları da bundan.
KADRO SORUNU
Çok sayıda öğretim üyesi aradı.
Kadro sorununa dikkat çektiler.
Rektörlerin keyfi davranışlarına vurgu yaptılar.
Şunları söylediler:
“Üniversitelerde kadro konusu…
Kangren haline gelmiş durumda.
Doçentlere ÜAK tarafından unvan veriliyor.
5 yıllık bekleme süreleri işliyor.
Ancak kadroya atanmıyorlar.
Maddi haklarını elde edemiyorlar.
Doçentlerin 5 yıl bekleme süresi var.
Ondan sonra profesör olabiliyorlar.
Profesörlük hak ediliyor ama unvan kullanılamıyor.
Kullanmak için kadroya atanmak gerekiyor.
HER YIL 40 KADRO
YÖK her yıl yaklaşık 40 kadro veriyor.
Rektörler bu kısıtlı kadroyu bahane ediyordu.
Bunun üzerine YÖK bir bildirimde bulundu.
Kurum içi yükselmelerin önünü açtı.
‘İstenildiği kadar kadro ilanına çıkabilir’ dedi.
Yani kurum içi kadro sıkıntısı yok.
Ancak rektörler keyfi davranıyor.
Özel eğilimlere göre kadrolar çıkarıyor.
Hoca profesörlüğü hak etmiş.
Ama rektör kadro vermiyor.
Kadro verilmeyince de atanamıyor.
O kadar çok örnek var ki…
ÖZEL ARŞİV
Bazı üniversitelerde özel dosyalar tutulmuş.
‘Amel Defteri’ diyorlar.
Öğretim üyeleri tek tek fişlenmiş.
Tipik FETÖ yöntemleri…
Atamalarda bu arşivler etkili.
Yapılan suç, olaya müdahale edilmeli.
Aksi halde üniversitelerimizin aldığı yara ölümcül olacak.”
SAĞLIK ÜNİVERSİTESİ
Sağlık Üniversitesi de mercek altında.
Yetişmiş doktorlar yükseltilmiyor.
Liyakat değil başka kriterler uygulanıyormuş.
Birçok uzman doktor pes etmiş.
Hastanelerden ayrılmış.
“Haksızlıklar devam ederse arkası gelecek” deniyor.
SAATLERCE ANLATIYORLAR
Şikayetleri daha iyi anlamaya çalışıyorum.
Değişik üniversitelerden hocalarla konuşuyorum.
Aydınlık’tan aradığımı söyleyince memnun oluyorlar.
Söyledikleri şu:
“Üniversiteler geleceğimiz.
Sizden başka ilgilenen yok.
Bu işin peşini bırakmayın.”
OLAY CİDDİ
Yaşananlar Ak Parti’ye de yaramıyor.
Tam tersine tepkileri artırıyor.
YÖK Başkanı yeni sayılır.
YÖK üyelerinde de değişiklik gerçekleşti.
Önlem alıyorlar mı bilmiyorum.
Ama kesin olan bir şey var.
Üniversitelerde sorun ciddi.
Mutlaka FETÖ temizliği yapılmalı.
FETÖ’nün firari “akademi imamı”,
Şerif Ali Tekalan’la irtibatlı olanlar görevden alınmalı.
Rektör saltanatı önlenmeli.
Yükselmelerde liyakat esas alınmalı.
Aksi halde bedelini 84 milyon ödeyecek…