Üretim devrimi programı – 4 (İkinci kısım)

Üretim devrimi programının dayanacağı esaslar nasıl planlanacaktır?

Üretim Devrimi programı 10-50-100 yıllık stratejik öngörü çerçevesinde dünya, bölge ve Türkiye’nin tahmini gelişim projeksiyonu yapılarak, yapılan bu öngörüler çerçevesinde 5’er yıllık kalkınma planları hazırlanacaktır. Ak Parti iktidarı halen 2019-2023 yılları arasını kapsayan 11. kalkınma planını Cumhurbaşkanlığına bağlı Strateji ve Bütçe Başkanlığı bünyesinde takip etmektedir. Ancak hala serbest piyasa ekonomisi etkisi altında olan Ak Parti, planlamanın ciddiyetini kavrayabilmiş değildir.

HHH

Yapılacak kalkınma planlarında nüfus yapısı ve artışı başlangıç noktası olarak alınacaktır. Bu planlarda sadece ekonomik büyüme değil, toplumun tüm sosyal, kültürel, sportif ve sanatsal gereksinimlerinin geliştirilmesi programlanacaktır.

Aynı zamanda geliştirilen tüm bu olanakların, adım adım tabana yayılması esas alınacaktır.

Planlar sadece iktidar partisinin elinde olan çoğunlukla değil, muhalefet dahil tüm toplum katmanlarının (üniversiteler, sendikalar, meslek örgütleri gibi demokratik kitle örgütleri) tam katılımı ile oluşturulacaktır. Yapılan programlar yıllık bütçelerle uygulamaya konulacak, bütçe denetimi aynı zamanda 5 yıllık kalkınma programının denetimi olacaktır. Toplumsal ve çevre koşulları ile dünya koşullarındaki değişimler ihtiyaç duyulursa kalkınma planlarında değişiklik yapılacaktır.

HHH

Kalkınma planları kamusal uygulamalar için zorunlu, özel sektör için tavsiye niteliğinde olacaktır. Ancak doğal olarak özel sektör için kullanılacak tüm teşvikler, selektif krediler kalkınma planına uygun şekilde düzenlenecektir.

Kalkınma planlarında tüm sektörler tek tek ele alınacaktır. Ancak tarım üretim özelliği nedeniyle yıllık ayrıca programa tabi olacaktır. Türkiye’de 30 adet tarımsal havza ve 26 adet su havzası bulunmaktadır. Yıllık programlar; Türkiye’nin tarım ürünleri gereksinimi öncelikli olmak üzere ikinci sırada yapılacak ihracat olarak sınıflandırılarak havzalar bazında programlanacaktır. Çiftçiler bu programlara uygun olarak üretim yaparlarsa, ilgili bakanlık tarafından verilecek tüm teşviklerden faydalanacaktır.

EKONOMİDE DEVLET

Üretim Devrimi programında devletin ekonomi içinde farklı bir konumu vardır. Devlet müdahaleciliği ötesinde devlet ekonomide yatırımcı olarak bulunacaktır. Devlet Üretim Devrimi programında ekonominin lokomotifi görevini görecektir. Sadece devletin yatırımcı olduğu yatırımlar ile birlikte; kamu-özel sektör ve kamu-yabancı sermaye yatırımları da desteklenecektir.

Özel sektörün de kamu yatırımlarının da kendine göre güçlü ve zayıf yönleri vardır. Ekonomide devlet öncelikle büyük sermaye ile yapılması gereken yatırımlarda özel sektörden çok daha fazla şanslıdır. Çünkü arkasında hazine ve merkez bankası gibi kaynaklar durmaktadır. Kamunun ekonomi içinde;

- Yatırımların yurt sathına yayılması ve istihdam, sanayileşme, şehirleşme ve zenginleşmenin yurda eşit olarak dağıtılma yeteneği bulunmaktadır,

- Faaliyet içinde olduğu sektörlerde piyasa düzenini oluşturma ve fiyat istikrarını koruma,

- Enflasyonist fiyat hareketleri ve mal arzını istikrarlı şekilde koruma,

- Enerji, telekomünikasyon, bankacılık, perakendecilik gibi tekel ve oligopol piyasalarda hakim yatırımcı olarak; hem fiyat hareketlerini hem de mal ve hizmet arzının dengeli olmasını sağlar

Devletin sağlam ve tarafsız rolü ile  özel sektörün dinamizmi birlikte Türkiye’nin kalkınmada 1930 ve 1960’lardaki hızlı kalkınma devrini tekrar yakalamasına neden olacaktır.     

İTHAL İKAMESİ PROGRAMI

Vatan Partisi Üretim Devrimi programında en hızlı şekilde çözülecek sorunlardan biri de cari açığı neden olan sorunlardır.

Bildiğimiz gibi Türkiye 1930-1946 yılları arası hariç (Pandemi döneminde yaşanan yıllar dışında) hiçbir dönemde ihracat rakamları ithalat rakamlarının üstüne çıkamamıştır. Son yıllarda Ak Parti hükümetince konuya dikkat edilerek, özel sektör odaklı ithal ikamesi programı bir şekilde bu soruna çözüm getirmeye başladı ise de son dönemde özellikle enerji fiyatlarında dünya çapında yaşanan artış cari açığın bu kez Türkiye tarihindeki rekorları kırmasına neden olmuştur.

Vatan Partisi Üretim Devrimi programı ile Türkiye enerji üretiminde millileşme programı çerçevesinde Zonguldak’ta kömür madenimizin çıkarılarak termik enerji santrallerinde enerjiye dönüştürülmesi sağlanacaktır. Bu konuda Türkiye Varlık Fonu bünyesinde Elbistan Termik Santraline ek olarak yapılacak Zonguldak kömürüne uygun termik santralin hemen üretime geçmesi sağlanacaktır. Türkiye’nin enerji sonrasında en çok ithal edilen ara malı olan petro kimya ürünleri ve rafineri konusunda yatırım yapılması sağlanacaktır. Erdemir’e ek olarak yassı demir üretim tesisi, bor madenlerinin mamul ürünlere dönüştürülmesi, lityum elementinin üretimine önem verilmesi, savunma sanayi yatırımları, Doğu Akdeniz ve Karadeniz’de doğal gaz aramalarına devam edilmesi, madenciliğin kamu aracılığı ile gerçekleştirilmesi, tarıma destek politikaları çerçevesinde gübre, hayvan yemi, zirai ilaç yatırımları, yapay zeka ve kültürel turizm kapsamında yurt çapında arkeolojik çalışmalar ve yurt dışında bulunan, zamanında kaçırılmış tarihi eserlerin yurda getirilmesi konusunda çalışma yapılması, ilk elde akla gelen ve kamu aracılığı ile yapılacak yatırımlar ve çalışmalardır.

Bu yatırımlar özellikle kamu tarafından ve zaman kaybedilmeden yapılacaktır.

Yatırım politikalarında; çevre kirliliğine neden olunmaması ve yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesi ve kullanımına özen gösterilecektir.        

PİYASALARA MÜDAHİL DEVLET POLİTİKALARI

Tüm ekonomi bürokrasimizin kalkınma programları çerçevesinde uyumlu çalışmasına özellikle itina edilecektir. Merkez Bankamız bağımsızlık adı altında emperyalist merkezlere bağımlı olmasına izin verilmeyecektir. Bu tabi ki Merkez Bankamızın yasasında yazan görevlerini yerine getirirken kullanacağı enstrümanları seçmek ve uygulamakta serbest olmayacağı anlamına gelmemektedir. Ancak tüm ekonomi bürokrasimiz halka karşı sonuçlardan sorumlu siyasi iktidarın gösterdiği hedeflere ulaşma konusunda iktidarın perspektifi ve hedefi ile çalışacaktır.

Para piyasalarında devlet müdahalesi esastır. Kur, faiz gibi parasal göstergelerin belirlenmesi belli kurallar çerçevesinde başta ekonomi bürokrasisi olmak üzere kamu bankalarının da katılımı ile sağlanacaktır.

CBDC (Central Bank Digital Currency) olarak adlandırılan Merkez bankamız dijital para yapımı gerçekleştirilecektir. CBDC kullanımı yaygınlaştırılacaktır. Bu dijital para; milli paralarla uluslararası ticaretin temeli olarak gelişmektedir. Ayrıca bu para ile uluslararası transferler artık emperyalizmin para gönderim sistemi olan SWIFT sistemi dışında yapılacağından uluslararası ticarette hem dolara bağımlılık, hem de SWIFT sistemine bağımlılık ortadan kalkacaktır.

Türkiye’de Türk lirası kullanımı esastır. Türk Lirası dışındaki yabancı paralar ancak uluslararası ticaret için bankalar aracılığı için kullanılabilecektir. Yabancı paralarla tasarruf olmayacaktır.

MİLLİ DİRENME POLİTİKASI

Milli Direnme Politikası geçici bir süre Vatan Partisi Üretim Devrimi programı uygulamasının kalkanı olarak düşünülerek planlanmıştır.

Üretim Devrimi politikası adından da anlaşılacağı üzere bir devrim politikasıdır. Uygulanması emperyalist sistem ve emperyalist sistemin yurt içindeki işbirlikçileri tarafından engellenmeye çalışılacaktır. Bu engelleme siyasi olduğu kadar askeri ve terör saldırıları ile de mümkün olabilecektir.

Üretim Devrimi doğası gereği, birtakım unsurların (işbirlikçi sınıflar) neoliberal ekonomi politikalarının uygulandığı dönemde elde ettikleri bir kısım ayrıcalıkların yok edilmesine tepki vereceklerdir. Özellikle devletten alınan vergi ayrıcalığı, kaynaklar vb gibi halkın birikimlerinin aktarılmasının önünün kesilmesi, bu unsurların çeşitli kışkırtma ve saldırılara girişmesine neden olacaktır.

Üretim Devrimi programının uygulanması sürecinde eldeki kaynakların rasyonel değerlendirilmesi açısından kıt kaynakların bu süreçte nerelere ağırlıklı olarak kullanılacağı programa bağlanmıştır.

Bu ayrıcalıklı sahalar sırasıyla aşağıda belirtilmiştir.

1-Gıda ve enerji güvenliği

2-Güvenliğin güvenliği

3-Sağlık güvenliği

4-Eğitimin güvenliği           

Eldeki kıt kaynaklar yukarıdaki sıralama göz önüne alınarak kullanılacaktır.

Bu yazılar ile Türkiye’nin ekonomik durumu, zaafları ve kuvvetli yönleri ile iktidarda bulunan Cumhur İttifakı ve ana muhalefet olan Millet İttifakı'nın ekonomi konusundaki programları ele alınmıştır. Son olarak da Vatan Partisi'nin ekonomi programı olan Üretim Devrimi programı ana hatları ile anlatılmıştır.