Üretim Ekonomisi için halk hareketi başladı

Türkiye borç batağında çırpınıyor.

Tek çözüm üretim ekonomisi.

ÜRETENE HAPİS FAİZCİYE SALTANAT

Hükümet, üretmek isteyen çiftçiyi hapisle tehdit ediyor. Hem de öyle üç beş hafta veya üç beş ay değil, üç yıldan altı yıla kadar.

Hazırlanan Torba Yasadaki suç tanımına bakın siz: Üretene yıllarca hapis!

Üretim ekonomisini yıkanlar, üreticiyi yalnız ekonomik olarak cezalandırmakla yetinmiyorlar, şimdi sıra hapisle cezalandırmaya geldi.

Küreselleşme ancak bu kadar çarpıcı tanımlanabilir: Üretene hapis, faizciye saltanat!

Adıyaman’ın sarmalık kıyılmış tütün üreten çiftçileri dün ayağa kalktı. Ulusal Kanal, Adıyaman’da yolu kesen binlerce tütün üreticisinin eylemini canlı olarak verdi.

YENİ DÖNEMİN İŞARETİ

Fındık üreticilerinden sonra tütün üreticilerinin bu hareketi, yeni bir dönemin işaretini veriyor. Arkada kalan dönemde ekonominin çarkı borçlanarak çevrildi. Artık o dönemin sonuna gelmiş bulunuyoruz. Ödemeler açığının ulaştığı boyutlar, Üretim Ekonomisini zorunlu kılıyor. Borçlanma için deniz bitti. Türkiye, Üretim Ekonomisine geçecek, başka yolu yok. Borç batağından kurtulmanın tek çaresi bu. Üreten Türkiye’yi kuracağız.

SICAK PARANIN BİLİNMEYEN FAİZİ

Üreten Türkiye, aynı zamanda Birleşen Türkiye’dir. Türkiye borç batağında kaldıkça bölünme tehdidiyle karşı karşıyadır. Dünya tefecileri, yalnız yüksek faiz talep etmiyor, aynı zamanda bölünmeye teslim olmamızı şart koşuyorlar. Sıcak para almak için, PKK’yı yasallaştıracaksınız, belediyeleri bölücülüğe teslim edeceksiniz, teröristlerin hendek kazmalarına ve mayın döşemelerine izin vereceksiniz!

Sıcak paranın bilinmeyen faizi, bölünmektir. Kürt Açılımı, Ermeni Açılımı, Kıbrıs’tan Türk askeri çıkacak dayatmaları, hep borçlanma ekonomisinin başımıza getirdiği belâlardır. Bu nedenle üretim, yalnız ekonomik çözüm değil, aynı zamanda bölünmeye karşı ilaçtır.

ÜRETEN TÜRKİYE İÇİN ÜRETİCİ HAREKETİ

Adıyaman’daki üretici hareketi, bu açıdan Türkiye’nin önündeki çözümü temsil ediyor. Birleşen ve Üreten Türkiye için üretici hareketi başlamıştır.

1980 sonrasında bu ülkede, sınıfsal kamplaşmanın bir tarafında sıcak para komisyoncuları, dolar ve borsa vurguncuları, hortumcular ve tarikat rantçıları var. Dört Sülük dediğimiz bu mafya, küresel efendilere göbekten bağlıdır. Türkiye tarafı ise, üreticilerden oluşuyor. İşçiler, çiftçiler, kamu emekçileri, esnaf ve zenaatkâr ile sanayici ve tüccarın çıkarı üretimdedir. Üreticiler, aynı zamanda millî sınıfları oluşturuyor. Bu nedenle üretici hareketi, aynı zamanda millî harekettir.

SİSTEM DEĞİŞECEK

Üretim ekonomisine geçiş bir sistem değişikliğidir.

1980’de Turgut Özal’la ve 12 Eylül sopasıyla başlayan Dünya Ekonomisiyle Bütünleşme programı, Atatürk Devrimiyle kurulan Üretim Ekonomisini yıkıma uğrattı. Borçlanma ekonomisi, küresel efendilerin dayattığı programdı. Atatürk zamanında “Memleketin efendisi” sayılan çiftçi “kambur” ilan edildi. Tarıma destekler kaldırıldı. Gümrükler indirildi. Paranın giriş çıkışına denetime son verildi. Kitler özelleştirildi. Devlet küçültüldü ve Türkiye borca battı. Şimdi millî programa geçişin sancılarını yaşıyoruz. Başka deyişle Türkiye, Kemalist Devrimi tamamlama rotasının eşiğine gelmiştir. Üretim Ekonomisi, Kemalist Devrimin programıdır.

Yalnız tarımda mı, sanayide de Kemalist Devrimin kurum ve ilişkilerini selamlamak durumundayız. Alpullu ve Susurluk şeker fabrikalarının yeniden işletmeye açılması ile Adıyaman’daki tütüncü hareketi, aynı programın iki ayağıdır.

SİSTEM DEĞİŞİKLİĞİNİN TOPLUMSAL HAREKETİ

Her sistem değişikliği, toplumsal hareketle olur. Üretim Ekonomisinin toplumsal hareketi, Üretici Hareketidir.

Dünya Ekonomisiyle Bütünleşme Ekonomisi, 1989 Baharı ve sonrasındaki işçi hareketini bastırarak, çiftçi hareketini sindirerek, çarşıları durgunlaştırarak, sanayici ve tüccarı sistemin kenarlarına iterek gelmişti.

O bastırılan, sindirilen ve kenarlara itilen üretici sınıflar, şimdi Türkiye’nin kurtarıcısı olarak sahneye çıkıyorlar. Önümüzdeki dönem üretici sınıfların ayağa kalkışına tanık olacağız.

ÜRETİM EKONOMİSİNİ KURACAK MİLLİ HÜKÜMET

Her sistem değişikliğinin anahtarı, iktidar değişikliğidir. Turgut Özal-Tansu Çiller ve Tayyip Erdoğanla kurulan Sıcak Para Diktasının sonuna gelmiş bulunuyoruz. Türkiye, üretici sınıfları kenarlara süren Mafya rejiminden kurtuluşun sancılarını yaşıyor. PKK’yı hendeklere gömen, Fırat Kalkanı’yla ABD-İsrail Koridorunu bozan, FETÖ darbesini bastıran, ABD Gladyosunu devletten ve Ordunun içinden temizleyen Vatan Savaşı, Üretim Ekonomisinin de yolunu açmıştır. Şimdi Üretim Ekonomisinin kapısını açacak iktidar değişikliğinin de eşiğine gelmiş bulunuyoruz.

Adıyaman tütün üreticilerinin hareketi, bu yönüyle Millî Hükümetin de habercisidir. Millî Hükümetin toplumsal tabanı, Vatan Savaşı yanında Üretim Hareketiyle oluşmaktadır.