Uydur uydur yaz; ne âlâ memleket!
Sanki daha iki hafta önce internet medyası ve sosyal medyadaki uydurma haberleri eleştirmemişiz gibi bu hafta yine benzer dezenformasyonla karşılaştık.
Dezenformasyon diyorum çünkü enflasyonla mücadele programı yüzünden vatandaş ağır bir yük altına girerken birileri piyasada vurgun yapmak uğruna durdukları yerden uydurup uydurup yazıyorlar.
Elbette alelade çıkan uydurmalar sosyal medya ile sınırlı kalsa mesele değil ancak geleneksel medya organlarının haber siteleri geniş yer verince bizlerin de telefonları susmuyor.
Şimdiki gündem konusu, esasen hiç gündemden düşürülmeyen, Hafize Gaye Erkan. Merkez Bankası Başkanı iken görevden alınan Erkan, o günden bu yana medyanın gündeminde. Bir gün kaldığı otel bir başka bir gün nerede görevlendirileceği vs.
Geçen hafta nereden çıktı ise yalancı medya Erkan'a makam bulma yarışına girdi. Hatta birileri BDDK'ya uygun gördü. Kimisi OECD'ye kimileri de Cumhurbaşkanı'nın kendisine yakın bir göreve getireceğini iddia etti.
Esasen görevi biten Merkez Bankası Başkanlarının OECD'ye gönderilmesi Erdem Başçı örneğinde olduğu gibi mümkün. Yine Şahap Kavcıoğlu'nun BDDK Başkanlığına atanması örneğinden hareketle de bir çıkarım yapılmış olabilir.
Ancak unutulmaması gereken konu bu iki örneğin aksine Erkan'ın görevden alındığı gerçeği.
Başçı görev süresi bittikten sonra Kavcıoğlu da yine yeni bir ekonomi politikası uygulanacağı için başka göreve getirildi.
Şahsen Erkan'ın OECD'ye atanacağı haberi piyasalar açısından olumsuz değil. Hatta bu mümkün de olabilir.
İHRACATÇILARIN BANKASINA MÜDÜR OLABİLİR
Ancak BDDK veya Cumhurbaşkanlığı nezdinde yetkili bir konuma getirileceği haberleri kötü niyetli ve ekonomide iki başlılık yaratmaya yönelik.
Nitekim İngiliz spekülatör Timothy Ash bile, ki kendisi bunu hep yaptığı için iyi biliyor, son birkaç gündeki haber akışının piyasa güveni açısından olumsuz bir durum olduğunu X mesajında vurguladı.
Bu husustaki düşüncem; Erkan gibi CV'si kuvvetli biri kimseden görev beklemeden kendisine iş bulabilir.
Şayet illa ülke içerisinde bir görev tevdi edilecekse örneğin; Ticaret Bakanlığı'nın öncülüğünde ihracatçılar tarafından alınarak yeniden faaliyete hazırlanan Türk Ticaret Bankası'nın başına getirilebilir.
Çünkü Erkan, görev sürecinde ihracatçılar ile iyi bir diyalog kurmayı başarmıştı.
MERKEZ'E TEŞEKKÜR VE BİR ÖNERİ
Aydınlık'ta 21 Nisan ve 24 Nisan 2024'te kaleme aldığımız iki ayrı yazıda faizler artarken küçük tasarruf sahiplerinin bundan yeterince nemalandırılmadığına kamuoyunun dikkatini çektik.
Tasarrufların büyük kısmı belli bir azınlığın elinde olduğundan yüksek faiz ortamından bu mutlu azınlık istifade ederken çok daha geniş bir kesimi temsil eden üç kuruş birikimi olan küçük mudilere neredeyse beklenen enflasyonun altında faiz verildiği dönemler oldu.
Burada haksız bir sermaye aktarımı söz konusu.
Haliyle tasarruflarını bankada tutma niyeti olan geniş halk kitleleri uygun faizi alamayınca seçim öncesi spekülasyonların da etkisiyle yastık altı altın ve dövize kaydı.
Biz de bu gerçeği kaleme alarak otoritenin dikkatini çekmek istedik.
Nihayetinde Merkez Bankası yılın ikinci enflasyon raporunun birinci kutusunda “Yüksek ve Düşük Montanlı Mevduata Uygulanan Faiz Farkı ve Nedenleri” başlığı ile konuyu ele aldı. Böylesine önemli bir konuyu teknik açıdan da inceledikleri için Merkez Başkanı Fatih Karahan ve yardımcılarına, banka uzman kadrosuna teşekkür ederim.
Yine kaleme 14 Eylül ve 17 Eylül 2023'te aldığımız, o dönemde gündem olan sektör kazançlarının da esasen bir sonraki raporda inceleme konusu olmasının dezenflasyon programı açısından mühim olduğunu düşünüyorum.
Merkez Bankası yılın ikinci enflasyon raporunda asgari ücret etkisini irdelediği için çok eleştirildi.
Evet ücretlerin de enflasyona etkisi yadsınamaz.
Fakat ondan önce son üç yıldaki firma net kârlılıklarına ve bu kazançların nereden geldiğine de bir bakmak lazım derim. Misal açgözlü enflasyonu!