Uygarlığın geleceği nerede? -(TAMAMI)

Bir toplumsal sistemin uygarlığın geleceğini temsil etmeye aday olması için, her şeyden önce, önünde kurulacak bir geleceğin olması gerekir. Yeni bir gelecek kurmaya çalışan toplumların, bilim ve sanata ihtiyacı vardır. Çünkü dünyayı değiştirmek, hem dünyanın bilgisini, hem de değiştirmenin iradesini gerektirir. Henüz yaşanmamış bir geleceğin tasarımı, bilimin temasa geçtiği bilinmeyenlerin alanını genişletir. Bilinmeyen bölgede bilimin elindeki tek yol gösterici felsefedir.


O zaman, bilime, sanata ve felsefeye karşı tutumu, bir toplumsal sistemin uygarlık sürecinin neresinde konuşlandığının bir ölçütü olarak almak yanlış olmaz.

ABD-Sovyetler Birliği rekabeti, kapitalist sistem açısından aynı zamanda bir tür hayat aşısı işlevi görmekteydi. Sovyetler Birliği'nin kapitalizmin zaferini ilân ederek dağılması, aslında kapitalizmin sonuna gelindiğinin çıplak göstergelerinin hızla ortaya çıkmasına yol açtı.

Bilim, sanat ve felsefenin sonu

İnsanlık için kendisinin ötesinde başka herhangi bir menzilin bulunmadığını savunan kapitalizm, postmodernizmin ağzından tarihin, bilimin, felsefenin, sanatın, kısacası hayatın sonuna gelindiğini ilân etmek zorunda kaldı. İnsanın hayatı biricik anlamını neyi ne kadar tükettiğinde buluyor ve sorun bu yaşam biçimini yeniden üretebilmeye indirgeniyorsa, o zaman sanat reklâmcılığa, felsefe de dünya üstünde oyalanmaya indirgenir. Ayrıca Ortaçağ ideolojilerinin “modern” giysilerle sahnede yeniden boy göstermeleri için uygun iklim de yaratılmış olur.

“Bilgi Çağı”nın “bilgi anlayışı” da bu yaklaşımla uyum içindedir. Artık sadece hemen paraya, askeri veya siyasi güce dönüşen bilgi makbul addedilmektedir. O zaman toplum bilimlerinin görevi, emperyalizm için “toplumsal mühendislik” araçlarının oluşturulmasına yarayacak bilgilere indirgenir. Doğa bilimlerinde, ekonomik olarak hemen kullanılabilecek ya da yeni silâhların geliştirilmesine yarayacak bilgilerin ötesindekiler fuzuli sayılmaya başlanır.

Bu yaklaşıma eğitim alanında “sığlık” eşlik eder. Geniş kitlelere yönelik eğitimin amacı, ekrandan ve gazete başlıklarından görüp okuduklarına, istenen tepkileri vermelerini sağlayacak biçimde programlanmalarıdır. Bilgi Çağı'nın anlayışına uygun bilgi üretecek “seçkin” bir kesim için de kuşkusuz ayrı bir kulvar sağlanır.

Matematik Olimpiyatları ve Avrasya

Uluslararası Matematik Olimpiyatları, 1959'dan beri düzenlenen, bugün yaklaşık 100 ülkenin katıldığı önemli bir yarışmadır. Türkiye'nin bu yarışmada 2008, 2009 ve 2010 yıllarında 8. olduğunu ve bu yıl da üç altın, iki gümüş ve bir bronz madalya kazanarak 6. sırada yer aldığını bilen kaç kişi vardır ülkemizde? ABD takımı, son 20 yıldır, bu ülkeye Asya'dan göç etmiş ve henüz vatandaşlık hakkı kazanmamış öğrencilerden oluşmaktadır. Bu yıl, bütün Batı ülkelerinin katıldığı bu yarışmada ilk on içinde yer alan ülkeler, okurlarımıza, uygarlığın geleceğinin nerede olduğuna dair bir fikir verebilir: 1- Çin, 2- ABD, 3- Singapur, 4- Rusya, 5- Tayland, 6- Türkiye, 7- Kuzey Kore, 8- Romanya, 9- Tayvan, 10- İran.