Van Persie ve Quaresma

Beşiktaş-Fenerbahçe. Yüzyıldır devam eden önemli bir derbi maçı. Lig sıralamasında başa güreşiyorlar. Peki kim kazanır? Bana göre büyük maçları büyük futbolcusu olan kazanır. Bu her ikisinde de var. Örneğin, Van Persie ve Quaresma. gibi oyuncular var ama ne yazık ki bu oyuncuların teknik direktörleri ile arası iyi değil. İkisi de çoğu zaman yedek kulübesinde idi. Bir türlü form tutamadılar. Neden bilemiyoruz ama mutlaka vardır bir nedeni. Nedenini, oyuncuların teknik direktörleri iyi bilir. Ancak teknik direktörlere düşen önemli görevlerden biri de bu nedeni iyi teşhis etmektir. Hata teknik direktörlerde mi? Futbolcularda mı? Orası biraz şüpheli. Aslında büyük futbolcuların çoğu kaprislidir. Ülkemizde de böyledir. Dünyada da. Yine yalnız bizde değil tüm dünyadaki çoğu futbolcular, toplumun alt gelir düzeyli ailelerinden gelirler. Büyük futbolcu olduklarında da ünleri dünyaya yayılır ve gündem oluştururlar. Büyük paralar kazanıp zengin olurlar. İşte o zaman her şey değişir. Attıkları adım bile haber olurken kendilerini renkli dünyanın merkezinde bulurlar. Ülkemizde de olan aynıdır. Tanrının çocukları gibi muamele görürler. Böyle futbolcuların kaprisli olmaması mümkün mü? Deneyimlerim bana bunları göstermiştir.Futbol hayatımda yedek kulübesinde hiç oturmadım ama oraya giden arkadaşlarımın düşüncelerini ve ruhsal durumlarını çok iyi bilirim. Yakınlarındaydım çünkü. Evrensel boyuta ulaşmış bir futbolcunun yedek kulübesinde oturtulması ve de hele hele oyunun bitmesine birkaç dakika kala oyuna sokması, her zaman her yerde büyük anlaşmazlıklara neden olur.Peki, ne yapmak gerekir. Seyircinin mantığına göre bir futbolcu kendi istediği yerde değil, teknik direktörün istediği yerde oynar. Bu doğrudur da teknik direktörlerin de oyuncuları etüt etmesi ve doğru karar vererek iyi değerlendirmesi ve yönlendirmesi gerekir.Böyle bir evrensel futbolcu yedek kulübesine alınıyor ve 85.dakikada oyuna sokulmak isteniyor. Bu büyük futbolcular için çok zor. Kalan beş dakika içerisinde bir hata yaparsa bunu telafi edecek zamanı yoktur. Hele hele bazı teknik direktörler büyük futbolcuyu rakip takımın yorulduğu ve yahut da o dakikalarda futbolcuyu uğur sayarak oyuna sokması asla kabul edilebilecek bir davranış değildir.Her şeye rağmen bu maçın sonucu ne olur diye fikrimi soranlara cevabım tüm derbi maçlarında söylediğim gibi “başarı %50 dir ama bu da hayalidir. Futbol tanrısının kararıdır önemli olan.” Böyle bir şey var mıdır? Vardır ama adil değildir. Bazen kuvvetli takımlar, zayıflara yenilir bazen de bir bakarsınız tersi olur.