Varlık yönetim şirketleri

2000’li yılların başında, IMF yeşil ışık yaksın da, 1 milyar dolar kredi alalım diye girmediğimiz boya küpünün kalmadığı yıllarda, IMF bize Türkiye’nin banka sayısının fazla olduğunu ve azaltılması gerektiğini söyledi. Buna bankaların sağlam bir yapıya kavuşturulması gerektiği kuyruğu da eklenip 20 bankamız kapatıldı. Bir kısmı yabancı bankalara satıldı vs.

Bu arada; o dönem yaşanan banka enflasyonu, 1995 yılından başlayarak bankaların tel tel dökülmeleri, aslında Türkiye bankacılık sektöründe ciddi bir dönüşüm gerektiriyordu.

Ancak 2000’li yılların başında yaşadığımız tam bir katliamdı.

ÜÇ KURUŞA SATILDILAR

8 Temmuz 2002 sabah sekiz gibi, EGS Faktoring Genel Müdürü iken, arabamda Yönetim Kurulu Başkanının arayarak, “TMSF el koydu” dediği telefon konuşmasını asla unutamam.

EGS Faktöring, EGSBank iştiraki olduğu için EGS faktöringe de el konmuştu. Binlerce bankacı işsiz bırakıldı. Kredisi olan şirketler zor durumda kaldı. IMF, bu arada başka bir talepte bulunmuştu. Varlık Yönetim şirketleri kurulsun. Bunlar ne işe yarayacaktı. Öncelikle batan bankaların, batık kredilerini satın alacak. Bu kanuni takip yükünden TMSF’yi kurtaracak. Burada anlatılsa yer yetmez. Batık bankaların kredi varlıkları 3 kuruş paraya satıldı. Varlık Yönetim şirketleri genelde yabancı sermayeli şirketlerdi. Leşin üzerinde kalan son et ve deri parçalarına talip akbabalar. Bugün ilk kez duyduğum, bankalar aralarında birleşip ortak varlık yönetimi şirketi kuracaklar haberi beni sevindirdi.

NEYİNE SEVİNELİM!

Bu kadar aleyhe yazdıktan sonra neyine mi sevindim?

Bu Varlık Yönetim şirketinin kuruluş amacı aynı gibi görünse de, kuruluş biçimi ve yöntem, 2000’li yılların başında kurulan şirketlerle aynı değil. Henüz ne kuruluş biçimi, ne de ortaklık yapısını görmedim. Ancak tüm bankaların ortak olması, yeni şirkete kamusal bir fonksiyon yüklüyor. Ayrıca donuk kredi tanımı geçiyor. Bankacılıkta donuk kredi ile batık kredi farklı kavramlardır. Donuk kredi; kötü yönetim, finansman hatası, hatalı yatırım vb. gibi nedenlerle kredi geri ödemelerinde tıkanmaya başlayan şirkettir. Daha iş işten geçmemiştir. Şirket bir biçimde dönmeye devam edebilmektedir. Ama ufak bir darbe yıkıcı olabilir.

Yeni varlık yönetimi şirketinde “yönetimsel destek” sağlanacak, eski varlık yönetimi şirketlerinde olmayan bir kavram. Ayrıca sorunlu şirketlerin genelde, en az 2-3 ve daha fazla bankadan kredi kullanmaları, şirketin tasfiyesinde ciddi sorunlar doğuruyordu. Burada şirketin tüm kredileri tek elden yönetilecek. Bu ciddi bir esneklik sağlayacaktır.

Gelelim en önemli faydaya.

Özel ya da kamu; Türkiye’nin tüm işletmeleri, fabrikaları Türkiye’nin varlığıdır.

Muhtelif nedenlerle zor duruma düşmeleri, Türkiye’nin varlıklarının telef olmasına neden olmaktadır. Bunlar Türkiye’nin

EKMEK TEKNELERİDİR. Bunlara birilerinin sahip çıkıp, rehabilite edip tekrar üretime kazandırması gerekmektedir.

Bu kazandırma, gerekirse kamulaştırarak yapılmalıdır.

Ama Türkiye’nin varlıkları korunmalı, istihdam yaratmaya ve üretmeye devam etmelidir.