Ve Bahreyn’e İsrail kaydı

Bahreyn, Batı Asya’nın Arap/Fars Körfezinde yer alan bir ada ülkedir. 1,5 milyon nüfus barındıran ülkenin sadece 715 bini Bahreynli. Geri kalan nüfus ülkede çalışan ve yaşayan Amerikalı, Avrupalı, Afrika ve Asyalı vatandaşlardan oluşmaktadır. Nüfusun yüzde 70’i Müslüman (resmi olmayan rakamlara binaen bunun yüzde 60’ı Alevi/Şii, yüzde 40’ı Vahhabi/Sünni, yüzde 14’ü Hristiyan, yüzde 10’u Hindu, yüzde 2’si Budist ve yüzde 0,3’ü Yahudi’dir. Yüzde 4 kadar bir nüfus bu dinlerin dışında itikatlara sahiptir. Bahreyn, doğal gaz, petrol, inci zenginidir. Bunun yanında dünyanın en önemli serbest ticaret ve finans bölgeleri arasındadır. Kişi başına düşen yıllık gelir 55 bin dolara yakındır.

Bahreyn’in bir başka ismi de ‘İnci Adasıdır’. Zira bölge inci ile zengindir. Bahreyn Krallığında beş bin yıl öncesine ait Yemen kökenli Arabi Telmun (Delmun) medeniyetine ait zengin eserler keşfedildi. Bu medeniyetin Sümerliler ile aynı dil ailesine mensup akraba oldukları iddia edilir. Ülkenin 50'ye yakın doğal adası ve 33 suni adası bulunmaktadır. Anadolulu antik tarihçiler Strabo ve Herodot, Akdeniz, Ege, Marmara ve Karadeniz ile âlemin uzak-yakın birçok coğrafyasına ilk ve en önemli ticaret kolonileri ile ticaret istasyonlarını inşa eden, yer altı zenginliklerinin çıkartılması için ilk maden ocakları işletmeciliğini yapan Suriye, Lübnan, Anadolu merkezli Finikelilerin Irak üzerinden Bahreyn’den, Suriye, Lübnan, Anadolu coğrafyasına geldiklerini yazmışlardır.

KRALLIKLARIN ELBİSE İHTİYACINI KARŞILADI

Aristo’nun öğrencilerinden olan Seofras (Theophrastus), Bahreyn’i kaplayan ‘pamuk ağaçlarından’ bahsetmiştir. Büyük İskender’in komutanlarından olan Narhos (Nearchus) Bahreyn’de bulunmuş ve pamuk üretimi ve tekstil işletmeciliğinin çok yaygın olduğunu yazmıştır. Arabi yarım adası, Babil ve Anadolu ile Suriye kent krallıkların elbise ihtiyaçlarını Bahreyn’den temin ettiklerini yazmıştır. Arabi Körfezinde yer alan başta Bahreyn olmak üzere diğer Arabi ülkeler, uzun yıllar Farisi (Pers) ve devamında 7'nci yüzyılın ilk çeyreğine kadar İran Sasani Krallığı'nın hâkimiyetinde yaşadı.

Ardından Halife Ömer döneminde Arabi/İslam idaresine girdi.

KARMATLILARIN MERKEZİ ÜSSÜ

Bahreyn, 899’dan itibaren önce Emevi ardından Abbasi saltanatına karşı başkaldıran, emekçi halk tabakası ve kadınların temel hak ve özgürlükleri için mücadele eden Batı Asya’nın ilk “sosyalist” hareketi sıfatını bahşedebileceğimiz Karmatlıların merkezi üssü oldu. Hamdan Bin Karmat’ın liderliğinde başlayan bu mücadele Hak Muhammed Ali felsefesine dayalıydı. Otoritenin idari zulmüne ve ekonomik adaletsizliğine karşı Hz. Ali’nin insan merkezli doktrinini anayasa kabul etmişlerdi. Toprağın işleyenin, sanayinin üretenin, idarenin adaletli olduğu, köleliğe karşı, kadın ve çocuk istismarı ve sömürüsünü reddeden insan merkezli bir sistem talebinde bulundular.

Yaşadıkları mekânlarda bunu söylemden eyleme geçirdiler. Abbasiler ile hem sosyal hem de askeri sahada savaştılar. Bu ütopyayı ilk icra ettikleri mekânların başında Bahreyn gelir. Bu sebeple dönemin otorite ve menfaat şürekâsı dini-dar adamları ve yoz tarihçilerin absürt ithamlarına maruz kaldılar. 930’da Mekke ve Medine’ye karşı askeri bir operasyon düzenlediler. Kâbe’nin Siyah Taşını (Hacer el-Esved) Bahreyn’e taşıdılar. 22 seneye yakın onların havzasında kaldı. Ardından Irak Kufa’da Büyük Camii avlusuna, “Yüce bir emirle aldık ve yüce bir emirle iade ettik” notuyla bıraktılar.

İKİ ÜLKEYİ BAĞLAYAN KÖPRÜ

Devletin ismi Bahreyn Krallığı olup, manası ‘İki Deniz’dir. Katar ile Suudi Arabistan arasında yer alır. Bahreyn Krallığı'nı Suudi Krallığı'na bağlayan tek ulaşım yolu 25 kilometre uzunluğunda ve 23 metre genişliğinde olan Kral Fahd Köprüsüdür. Beş sene süren hummalı inşaat çalışması sonucunda 1986’da hizmete açıldı. Resmi açıklamada, Suudi Krallığı ile Bahreyn Krallığı'nın sosyal, kültürel ve ekonomik ilişkilerini pekiştiren köprü olarak tanıtılsa da halk arasında ‘Fuhuş Köprüsü’ veya fuhuşa giden yol olarak anlatılır.

İNGİLİZ VE ABD ADASI

Kendi ülkelerinde şeklen çok dindar görünen Vahhabi/Sünni Suudililer “kutsal topraklarımızın dışında her şey mubah” zihniyetiyle hafta sonlarını Kral Fahd Köprüsü'nden geçerek Bahreyn’de geçirirler. Fuhuş, içki, uyuşturucu, kumar faslından sonra tekrar ‘kutsal topraklara, ibadete ve tövbeye dönerler’(!) 1880’den itibaren İngiliz hakimiyetinde yaşayan Bahreyn, Ağustos 1971’de bağımsız devlet olarak kabul edildi. Adetten olduğu üzere İngilizler ezici çoğunluğu Alevi/Şii olan mahalli ada halkının itirazlarına rağmen Suudi Arabistan’dan ithal ettikleri Vahhabi/Sünni bedevi kabileleri adaya taşıyarak kendine bağlı bir nüfus operasyonuna gitti. Bahreyn halen bir İngiliz ve ABD adasıdır. ABD’nin 5. Filosuna ev sahipliği yapmaktadır. 2004’te Bahreyn-ABD arasında serbest ticaret antlaşması imzalandı.

KRALIN MOSSAD GÖRÜŞMESİ

İngiltere ve ABD üzerinden İsrail ülkeye kaydı. Bahreyn “bağımsız” olduğu 1971’den itibaren İsrail ile yakın ilişki içinde oldu. İsrail Çevre Bakanı Yossi Sarid ve beraberindeki heyet ilk kez 1994’te resmi bir ziyaret için Bahreyn’e davet edildi. Her iki ülkede ticaret ofisleri açıldı. Bu ziyaret ve ilişkiler Bahreyn’de binlerce insanın sokaklara dökülerek Kral ve hükümetini protesto etmesine yol açtı. 2000’de Filistin El-Aksa’da başlayan intifada ve toplumun konuya olan hassasiyeti sebebiyle Bahreyn, İsrail ile zahiren ilişkileri askıya aldı. 2005’te bu karar rafa kaldırıldı. Wikileaks belgelerine binaen, Bahreyn Kralı Hamed Bin İsa El-Halife’nin gizlice MOSSAD ile görüştüğü ve İsrail ile başta istihbarat her alanda işbirliği talep ettiği aşikâr oldu. Kralın emriyle “Düşman İsrail”, “Siyonist” gibi tabirlerin kullanılması yasaklandı. Medyadan, eğitimden ve tedavülden kaldırıldı. Bahreyn Parlamentosu ve halkı bu haberlerle galeyana geldi. Şiddetli sokak çatışmaları ve yaygın tutuklamalar oldu.

En nihayet 2010’dan itibaren Batı Asya’yı (Orta Doğu) saran olaylar silsilesinden Bahreyn de payına düşeni aldı. On binlerce insan reform, adalet, özgürlük ve Bahreyn’in asli prensiplerine dönmesi için sokaklara döküldü. ABD, İngiltere ve İsrail, Arabi ve İslam düşmanı ülkeler olarak protesto edildi. Olaylar büyüdü. Polisin katliamları, işkenceleri, hapishanelerde yok edilen insanlar, idamlar Bahreyn halkının mücadelesini engelleyemedi. Kral Vahhabi dostu Suudi Krallığı'ndan, İngiltere, ABD ve İsrail’den yardım istedi. Mart 2011’de kara bağlantısı olduğu tek ülke Suudi Krallığı'nın ordusu Kral Fahd Köprüsü üzerinden geçerek Bahreyn’i işgal etti. Olaylar Suudi Krallığında özellikle Şii nüfusun yoğun olduğu petrol zengini Demmam bölgesinde patlak verdi. Suudi Krallığı'nın Bahreyn’e komşu doğu bölgesinde esas olmak üzere toplamda ülkenin 32 milyon nüfusunun 9 milyonu Şii’dir. Protestolar çok kanlı bastırıldı. Türkiye’de -hükümetin mezhep taassubu sebebiyle- ve Batı'nın münafık ikiyüzlü medyasında sessizlik ve üç maymunluk hâkim oldu.

BOYKOTA KATILMADI

Kral Hamed Bin İsa el-Halifa’nın 2016’da Yahudi Hannuka bayramını kutladığı video tedavüle girdi. Eylül 2017’de Kral, Los Angeles şehrinde Siyonist bir kuruluş olan Simon Weisenthal merkezinde Arap Liginin İsrail’i boykot kararına katılmadığını ifade etti. Bahreyn vatandaşların İsrail’i ve İsrailli vatandaşların Bahreyn’i, istedikleri vakitte ziyaret edebileceklerini ilan etti. İki ülke arasında resmi buluşmalar, ortak faaliyetler çoğaldı. Eylül 2020’de bu ilişki resmiyete döküldü ve iki ülke arasında büyükelçilikler açıldı. Mart 2021’de Bahreyn Büyükelçisi Yusuf El-Jalahma İsrail’e ulaştı. Baş haham ile buluştu. Eylül 2021’de de İsrail Büyükelçisi Eitan Naeh, Bahreyn’in başkenti Manama’ya geldi. Protestolar ve çatışmalar yaşandı.

İLİŞKİLER ALEVLENİRKEN DİKKAT!

Bahreyn kaynaklarına binaen İsrail, İngiltere’nin 100 sene önce yaptığı gibi, Bahreyn Kralı ve yöneticilerine ülkenin demografik yapısına ve nüfus durumuna müdahale edilmesini önermiş. İsrail, Hindistan, Etiyopya, Eritre gibi fakir bölgelerden Müslüman olmayan nüfusu çoğaltmaları, Yahudi ve Vahhabi/Sünni nüfusun Bahreyn’e taşınmasını, vatandaşlık verilmesini teklif etmiş. Bahreyn’de İsrail nüfuzunu ve bu ülkeye müdahalesini özellikle Erdoğan hükümetinin İsrail ile yeniden alevlenen ilişki arzusuna dikkat çekmek için anlattık. Kiminle dans edip yatağa girildiği görülsün istedik.