Yabancılarla uğraşacağınıza...

2017-2018 Süper Lig ‘İlhan Cavcav Sezonu’ başladı. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ligdeki beşinci hafta maçlarının oynanmasının ardından spor kamuoyunda gündem yaratacak açıklamalarda bulundu.

Erdoğan yaptığı açıklamada; Türk liglerinde top koşturan yabancı futbolcuların fazla olduğunu ifade etti. Türk futbolcuların takımlarında gerekli süreyi alamadıklarını, bu nedenle gelişim gösteremediklerini ve bu durumun sonucu olarak ‘Türk A Milli Futbol Takımı’nın güçlü olamadığını söyledi. “Yabancı sınırlanması getirmeliyiz” sözleriyle Türkiye Futbol Federasyonu (TFF)’nu göreve çağırdı.

Bu kadar önemli bir gündem başlığı hakkındaki açıklamanın, ligdeki beşinci hafta maçlarının oynanmasının ardından yapılmasını, zamansız olarak nitelendiriyorum.

Bu tarz süreci derinden etkileyecek konuların, sezon başlamadan ya da sezon bitiminde ele alınması gerekmektedir. T.C Gençlik ve Spor Bakanlığı, TFF Başkanlığı, Kulüpler Birliği ve TFF 1. Lig Kulüpleri düzeyinde ortak akıl üretilmesi ve alınacak kararların bu sürecin ardından yürürlüğe konulması gerekmektedir.

ESAS MESELE ALTYAPI

Ama şu günlerde, spor masasında gündeme oturan başlık ‘yabancı sınırlaması’ olmamalı. Türk futbolu olarak asıl sorunumuz, bir türlü çözemediğimiz artık kangren haline dönüşmüş olan profesyonel kulüplerimizin ‘altyapı sorunu’dur. 58 yıllık ‘Profesyonel Futbol Ligi’mize baktığımızda, çok net bir şekilde görünen tabloyu, bu kadar yanlış yorumlamak olsa olsa ‘Türk Futbol Tarihi’mizin incelemeden yapılmış

bir değerlendirmesidir. Oysa 1959 yılında başlayan ve 2000 yılına uzanan geniş futbol tarihimiz boyunca, Türk futbolunun kalitesi tartışmaya çok uygun. Türk futbolunun bir ekole sahip olmayışı, kaliteli Türk futbolcuların parmakla sayılacak kadar az yetişmesi, modern futbol öğretilerinden uzak teknik kadroların takımlarımızın başında yer alması, bilinçsiz antreman teknikleri ve gerçek futbolun ana kaynağı olan altyapının plansızlık nedeniyle neredeyse bir futbol kültürü olarak oluşturulamaması, temelde en büyük sorunumuz olmuştur.

Ta ki 2000 yılında UEFA Kupası ve UEFA Süper Kupa Türkiye’ye getirilinceye kadar. Bu kupaların ülkemize geliş biçimine gerçekçi bir gözle bakacak olursak, Galatasaray futbol takımının kadrosunda yer alan dünyaca ünlü futbolcuların, katkısının büyük olduğunu gözardı edemeyiz. Gerçek gün gibi ortadayken, bugün yabancı sınırlamasını konuşuyor olmak, oldukça zamansız ve yadırgatıcı. Ne zaman ki, ülkemiz takımlarında kaliteli yabancı oyuncular yer aldı, o zaman Türkiye uluslararası arenada adından daha çok söz ettirdi. Yabancı sınırlaması getirildiği takdirde, Avrupa’da kendimizden söz ettirmek bir yana Edirne’yi bile geçemeyiz. 2000 yılından önceki tablo ortada.

GENÇLERBİRLİĞİ ÖRNEĞİ

Bu yıl ‘İlhan Cavcav Sezonu’. İlhan Cavcav, Gençlerbirliği takımının sürdürülebilir başarı hikayesinde önemli bir isim.

Genelde yetenekli yabancı oyuncuları ve yerli oyuncuları takıma kazandıran Cavcav, takımda kazandıkları ivme sonrasında yüksek bir fiyata satarak kulübü borçsuz bir çizgide tutması ile öne çıkan bir isim. Yaşamını yitirmeden bir süre öncede benzer transfer politikasını devam ettirerek, takımın en önemli üç oyuncusu yüksek bir bonservis bedeli ile başka takımlara gönderdi. Fakat her sezon üst sıraları zorlayan Gençlerbirliği, bu dönem ligde aldığı sonuçlarla tehlike sinyalleri veriyor.

Geçen sezon başarılı işler çıkartan Ümit Özat, bu sonuçların ardından görevden alındı. Şimdi burada ki sorun Ümit Özat’ mı yoksa en önemli üç futbolcusunu başka takımlara transfer ederek kulübü bu noktaya getiren kulüp başkanında mı! Altyapısı olmayan kulüplerimizin bu örnekten yola çıkarak en küçük bir rüzgarda bile savrulacaklarını bilmek için kahin olmaya gerek yok. Altyapısız borçsuz kulübün son durumu ortada.

Birde büyük kulüplerin seyircilerinin örnek olması gerektiğini düşünüyorum ve her zaman bunu söylüyorum. Fenerbahçe ve Galatasaray ve Trabzonspor taraftarlarının son haftalarda yapmış oldukları aleyhte tezahüratları Türk futbolcularına karşı çıktıklarını görüyoruz. Karşı tepkilerle futbol takımları bir yere varamaz.