Yalan söylemek

Türk Dil Kurumunun Türkçe sözlüğüne göre yalan; aldatmak amacıyla bilerek ve gerçeğe aykırı olarak söylenen söz, olarak tarif ediliyor.

Psikologlar ise yalan söylemenin devamlı hale gelmesini temeline inerek tedavi edilmesi gerektiren patolojik bir vaka olarak niteliyorlar.

Bunun nedenlerinin çeşitli olabileceğini, çocuklukta yaşadıkları, öz güven eksikliği, narsistlik, asosyal olmak, rol model olarak seçtiği kişinin devamlı yalan söylemesi gibi.

İşin bu tarafı tıp erbabının işi.

Yalanın tehlikelisi, tehlikesizi olmaz, yalan yalandır, kişi yalan söylemeyi alışkanlık haline getirmişse bu artık patolojik bir vakadır. Savunulması da mümkün değildir.

Örneğin kitlelerin gözünün içine bakarak, hem 12 Eylül dönemi faşist yasalarından bahis edeceksin ve hem de hiçbir vasıflı meclis çoğunluğuna ihtiyaç duyulmayan yüzde on seçim barajını kaldırmayacaksın.

Bun söyleyenlere de "Ben mi koydum 12 Eylül ürünü" diyeceksin.

Aynı şekilde 12 Eylül ürünü olan anayasa değiştirilebiliniyor ama seçim kanunu değiştirilmiyor.

Bunun sebebi en çok oyu alan partiye hak etmediği sayıda milletvekilliği vermesidir.

Bütün bu söylediklerinin geniş halk kitlelerini kandırmak için olduğu açık değil mi?

Değerli okurlarım, bu çok kısa yazıyı sizlerden kısa bir süre izin istemek için yazıyorum. Hakikaten dinleneceğim.

Zor görünüyor ama, siyasette yalanın olmadığı bir Türkiye özlemi ile 4 Ağustosta buluşmak dileğiyle esen kalın.