Yeni bir model gerek-(TAMAMI)

Sosyal demokrasi aydınlanmanın, temsili demokrasinin, işçi haklarının, temel özgürlüklerin, sosyal devletin, karma ekonominin, laikliğin, âdil ticaretin ve çevre korumacılığının savunmasını öngören bir düşünce sistemi olarak anılır. İkinci Enternasyonal’in ürünü olan ve ondan ayrılanlar sosyal demokrasinin gergefini işlemişler ve bu düşünceyi tüm dünyaya yaymak için örgütlenmeleri gerektiğine inanmışlardır. Sosyal demokrasi özgürlük, eşitlik, adalet ve dayanışma temellerine oturan bir siyasal düşünce türüdür. Sosyal demokrasi olgusu 19. yüzyılın ikinci yarısından beri emekçi sınıfların yürüttüğü sosyal ve siyasal mücadeleler ile egemen sınıfların verdikleri ödünler sonunda varılan uzlaşmanın ürünüdür. Sosyal demokrasi anlayışının devlete sosyal ödevler yükleyip ekonomik yaşama toplum yararına müdahale olanakları sağlaması sınıflar arası farklılık ve gerginlikleri yumuşatıcı bir rol oynamış ve hem kapitalizmin hem de radikal devrimci akımların olumsuz yönlerini iyileştirmeyi amaçlamıştır. Marksizme karşıdır ama ondan esinlenmiştir.

Marksizmden kopan sosyal demokratlar 1929 ekonomik krizinden sonra Keynesçilik ve planlı kalkınma kuramlarının etkisinde kalmıştır zaman içinde. Üretim araçlarının mülkiyetinin kamuda olması yerine üretimin devlet tarafından toplum adına denetlenmesi düşüncesini öne çıkarmışlardır.

1980 sonrasında sosyal demokratlar “Üçüncü Yol” olarak tanımlanan yeni bir düşünceyi uygulamaya koymuş ve sosyal demokratların klasik duruşunu değişmiştir. Artık sosyal demokratlar devletin sahip olduğu bazı endüstrilerin ve hizmetlerin özelleştirilmesinden ve pazar ekonomisi üzerinde ki baskıların azaltılmasından yanadır. Bu girişim sosyal demokratların modernleşmesi sosyal demokrasinin çağdaş dünyanın gerçeklerine uyarlanması olarak yorumlanmıştır.

Ülkemizde sol aydınların beklentilerine yanıt veremeyen CHP bir süredir Avrupa’nın sosyal demokrat partileri tarafından,” sosyal demokrat ideolojiden sapmış bir parti” olarak suçlanmaktadır. Bu suçlamayı ilk başlatan da, bir zamanlar CHP’nin Uluslar arası alanda en büyük dostu olan İsveç Sosyal Demokrat Partisidir. Zaman içinde bu suçlamayı, başta Alman ve Fransız sosyal demokrat partileri olmak üzere, diğer Sosyalist Enternasyonal üyesi partiler de paylaşmaya başlanmıştır.

Türkiye çok önemli rejim tartışmalarının yaşandığı, ekonomisinin geleceğinin belirsiz olduğu, ABD ve AB ilişkilerinde taşların yerine oturmadığı, siyasal ufkunun kararacağı kuşkusunun var olduğu bir dönemden geçmektedir. Ergenekon suçlamaları ile insanlar “darbeci” olarak tanımlanarak gözaltına alınmakta, haklarında iddianameler düzenlenmeden uzun bir süre tutuklu olarak özgürlükleri kısıtlanmakta, hukukun siyasallaştırıldığı, bağımsız yargının yerine bağımlı yargı yaratılmak istendiği savları açıkca Barolar tarafından ile getirilmektedir. Bu karamsarlığın bir nedeni de var olan siyasal ve ekonomik düzene bir alternatif olabilecek çalışmaların yapılmamış olmasıdır.

CHP’nin ve bir anlamda ülkenin sorunu, siyasetin yorgun siyasiler tarafından yapılmasından kaynaklanmaktadır.

Günümüzde sosyal demokrasinin yeniden kurulması ve korunması için sosyal demokrasiyi yeniden tanımlamak kaçınılmaz olmuştur. Tüm sol birikimler sol için yeni bir hedefler bildirgesi oluşturmalıdır. Hukukun siyasallaşması, yargıya güvenin aşınmasını önlemeli hem siyasal ve hem de ekonomik demokrasiyi korumak için yeni bir model oluşturmalıdır.