Yeni Dil Devrimi-III: Türkçenin güncel sorunları ve çözümler

İlk iki yazıda Dil Devriminin yapılma nedenlerini ve hedeflerini ifade etmeye çalışmıştık. Bu yazıda Türkçenin önündeki güncel sorunları tespit etmeye ve bu sorunlara çözümler üretmeye çalışacağız.

Güncel sorunları birkaç başlıkta toparlayacak olursak;

1) Ödül kurumlarının niteliği yok edildi ve bu kurumları edebiyat mafyaları ele geçirdi. Yeni ödül kurumları oluşturmalı ve bu ödül kurumlarında liyakat sağlanmalıdır.

2) Eğitim sisteminin özelleştirilmesi, eğitim kalitesinin azaltılması sonucunda anadil öğrenimi ve düzgün kullanımı azaldı.

3) Türkçenin yıllardır yaşadığı ortak yazım ve imlâ ölçütleri sorunu arttı ve artmaya da devam ediyor. Bugün hâlâ anlaşılır örnekleri olan, kesin, köşeli ve herkesçe bilinen bir yazım ve imlâ kılavuzu yok. Olan kılavuzlar ise kurumdan kuruma farklılıklar gösteriyor. Millî Eğitim Bakanlığı’nın ayrı, Türk Dil Kurumu’nun ayrı, Genelkurmay’ın ayrı, basın-yayın kuruluşlarının ayrı, Dil Derneği’nin ayrı yazım ve imlâ kuralları var. Bu konuda hızla tekleştirmeye gidilmesi gerekir.

4) Yabancı sözcükler ve yabancı ekler dilimize girmeye devam ediyor ancak bir farkla. Yeni dönemde giren sözcükler Türkçeleşmiyor. (Örneğin, “-ing” ekinin “-yor” veya “-cı”, “-çi” ekleri yerine kullanılması.) Alıntı kelimeler ve ekler doğrudan doğruya ve köklerine bağlı olarak dilimizde yer ediniyor. Bu konuda Atatürk’ün Geometri kitabı ve elbette Prof.Dr.Aydın Köksal’ın ürettiği sözcükler, Türkçe karşılık bulma konusunda eşsiz örneklerdendir.

5) Dildeki yozlaşmadan söz edildiğinde ilk akla gelen yabancı isimli tabelalardır. Bu dilde yozlaşmayı getirmez ancak Türkçenin tekliğine ve bütün ülkede ortak dil olarak kullanılması iradesine zarar verir. Fakat yabancı dilde yazılmış tabela asıldı diye Türkçenin yapısı bozulmaz.

6) Prof. Dr. Kemal Ateş Hocamız Saklı Sözcükler kitabıyla dilimizde en önemli öğenin ekler olduğunu ve bu eklerin korunması, kaybolmaması gerektiğini ortaya koymuştu. Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek “Türkçe Kökler” kitabıyla dilimizdeki eklerin işlerliğini bir kez daha hatırlatmış oldu. Dilimizdeki ekler kataloglanmalı ve bir veri tabanı haline getirilmelidir.

7) Hızla, tematik sözlükler yapılmalıdır. Koronavirüs terimleri, medya kavramları gibi tematik sözlükler yapılabilir. Türklerin ciddi bir sözlükçülük geleneği vardır. Ayrıca derleme ve tarama sözlükleri bu kapsamda değerlendirilmelidir.

8) Türk Dil Kurumu’nun internet sözlüğü ve yazım kılavuzu geliştirilmelidir. Sözcüklerin kullanımı için verilen örnekler yetersizdir. Aynı şekilde yazım kurallarında da verilen örnekler açıklayıcı değildir.

9) Türkiye’de yayın yapan bütün internet sitelerine, bütün mesajlaşma uygulamalarına Türkçe kurallara uygun yazılımların geliştirilmesi tavsiyesi verilmeli ve bu süreç takip edilmelidir.

10) Üniversitelerdeki Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerinde fiil çekimletmek, zamir ezberletmek yerine metin ve içerik odaklı bir öğretim faaliyeti şarttır. Türk Dilleri tarihten ve coğrafyadan ayrı düşünülemez. Bu niteliği sağlayamayacak, ihtiyaç fazlası durumunda olan bölümler kapatılmalıdır.

Son söz: Türkçenin güncel sorunlarını ve kısaca çözüm önerilerini 9 maddede tespit etmeye çalıştık. Bu 9 maddenin her biri ayrı ayrı tartışmaları beraberinde getirir. Bugün Türkçe için en büyük ihtiyaç yeni bir dil devrimidir. Dil meselesi, Türkiye’nin bağımsızlık ve çağdaşlaşma mücadelesinin içinde önemli bir yere sahiptir. Vatansever Türk aydınları, yazarları, akademisyenleri ve Türk devletinin ilgili kurumları bu devrimi başlatacak iradeye sahiptir.