‘Yeni’ dönem Rakka’da test edilecek

17 Nisan... Referandum sonrasının ilk günü. AKP gazeteleri mutlu.

Temel vurgu: Yeni dönem.

Birkaç örnek.

Sabah: Halk ihtilali.

Yeni Şafak: Bu bir devrim.

Satar: Yeni Türkiye’nin doğum günü.

Güneş: Güle güle eski Türkiye.

Takvim: Anadolu ihtilali.

***

Oysa: Evetler sadece yüzde 51.4.

Yüzde 50 + bir buçuk yani.

Gerçekçi olmak lazım.

“Bir buçuk”tan “devrim” çıkmaz.

Öyle sayarlarsa: “Sorun” çıkar.

Bu da Türkiye’yi yorar.

***

AKP’li “Yeni Türkiye”nin ilk icraatı YSK’dan geldi.

Oy sayımı henüz başlamış... Karar verdiler.

“Oylar mühürsüz de olsa geçerlidir.”

Ama Seçim Kanunu’nda açık hüküm var.

98. madde diyor ki: “Üzerinde ilçe seçim kurulu ve sandık kurulu mühürü bulunmayan.... zarflar geçersizdir.”

77. madde de öyle.

YSK Başkanı bir türlü şuraya gelmedi: Yasada açık hüküm var. Nasıl yok sayarsınız?

***

YSK: Seçimlerin yasalara uygunluğunu sağlamakla görevli.

Ama kendisi çiğniyor.

Cumhurbaşkanı...

Başbakan...

Adalet Bakanı...

AKP’den başka bir yetkili...

YSK kararını hepsi almış, cebine koymuş.

Hiçbirinden itiraz gelmedi.

“Yeni Türkiye” böyle mi olacak?

Artık: Birileri kanunları çiğneme imtiyazı mı kazandı?

***

Yeni süreçte iki can alıcı soru var.

Batılı devletlerin politikası ne olacak?

Halk oylaması sonuçlarını hangi deftere kaydedeceklar?

Gayri meşrûya mı, meşrûiyete mi?

Ve: Yakın vadede “sokak” derler mi?

***

İlk işaretler vaatkâr değil.

Görünen: Batılı devletler... Kurumlar.. Medya...

Vurguları ortak.

Referandum: Meşrûiyeti gölgeli.

Erdoğan: Diktatörlüğe gidiyor.

***

Yakın vade için neler söylenebilir?

Görünen: Erdoğan iktidarı bu temelde baskılanacak.

Olabildiği kadar “tahsilat” yapılacak.

Erdoğan “uyumlu” davrandığı sürece zorlayıcı olunmayacak.

Yani “sokak” öne çıkarılmayacak.

Tersi olursa?

Sokağın nabzına göre hareket edecekler.

***

İkinci önemli konu: PKK eylemleri.

Aralık 2016 tekrarlanır mı?

Yeni bir “eylem sağanağı” denenir mi?

Yanıtları büyük oranda Suriye’ye endeksli.

Şimdinin gündemi belli: Ortak Rakka harekatı.

ABD’nin de, PKK/PYD’nin de önceliği bu.

***

Türkiye için temel sorun: Rakka’da ABD-PKK ortaklığı.

Erdoğan cenahı buna razı olursa... Ya da fazla sorun etmezse...

PKK “ateşkes” diyebilir. ABD’nin de teşvikiyle.

Bu durumda Washington’un planı hazır: Tekrar açılıma dönmek.

***

Erdoğan son günlerde bazı işaretler verdi.

İspanya’daki Bask örgütü ETA’ya gönderme yaptı.

Eski şartını üstü örtülü yeniledi:

“Siz bir defa ETA nasıl silahları gömdüyse... Silahları gömerseniz, adresleriyle beraber, koordinatlarıyla beraber gömersiniz. Ondan sonra atılması gereken adımlar atılır.”

“Yurtdışına çıkacağım’, yurtdışına çıkarsın.”

“Onları o zaman tamamen oturup yetkili birimlerimiz konuşur.”

“Ama elde silah konuşalım, yok öyle şey. Artık süreç bu. ETA örneğiniz olsun” (TGRT/14.4.2017).

“Açılım”a dönüş diye yorumlandı bu sözler. AKP’li çevrelerde bile.

***

ABD-Erdoğan ilişkileri nereye gider?

Sonuçları görmek için fazla beklemeyeceğiz.

Erdoğan-Trump randevusu mayısta.

Gündem belli: Suriye... Rakka operasyonu... PKK/PYD’nin statüsü.

Washington’un taleplerini tahmin etmek zor değil.

Bir: Ankara’nın tekrar ABD cephesine bütünüyle dönmesi.

İki: PYD kantonlarını kabul etmesi.

***

Erdoğan cephesi ABD şartlarına boyun eğer mi?

Bu aşamada iki şey mümkün görünmüyor.

Hepsine “evet demesi de.

Bütünüyle “hayır” demesi de.

***

Erdoğan ABD’ye bütünüyle boyun eğerse: İç cepheyi tutamaz.

AKP’yi bile tam razı edemez.

ABD’ye direnirse: Batı cephesi harekete geçer.

Ya melez çözümler?

Yani: Biraz evet, biraz itiraz.

Ara çözümler fazla yürümez: Zaman, zemin uygun değil.

***

Erdoğan için çıkış yolu tek.

İçte: Geniş cephe. Batının tertiplerini, baskılarını göğüsleyecek.

Dışta: Başta Suriye, bölgesel işbirliği.