Yeni Ekonomik Program

Yeni Ekonomik Program açıklanırken, programın gerçek adı Orta Vadeli Program olmasına rağmen Yeni Ekonomi Programı başlığı ile yayınlanmaktadır.

Her yayınlanan yenidir, ama bunun adına yeni derseniz aslında gerçekten yeni bir şeyler aramak zorunda kalırsınız.

Bu arada Türkiye’nin en önemli ekonomik göstergelerinden olan Toplam Dış Borç İstatistikleri Haziran sonu itibarıyla yayınlandı.

Türkiye net dış borç ödeyen durumunda; 2018 yıl sonunda 442 milyar 573 milyon dolar olan toplam dış borcumuz (Kısa ve uzun vadeli, Kamu ve Özel dahil) 2019 yıl sonunda 434 milyar 187 milyon dolara, 2020 yılı Mart sonu itibarıyla 428 milyar 881 milyon dolara, Haziran 2020 ayı itibarıyla ise 421 milyar 826 milyon dolara düştü.

Türkiye, 2018 yıl sonundan, Haziran 2020 ayına kadar; 442.573 – 421.826 = 20.747 milyon dolar toplam borcundan azaltmış.

Türkiye, gerek 2018 krizi gerekse de pandemi koşullarında borç çevirisini yapmış, aynı zamanda dış borçlarıda azalmıştır. Bu arada yurtdışına çıkan, benim tabirim değil Merkez Bankası başkanının 2020 yılı birinci enflasyon toplantısında yaptığı açıklamadan ‘‘Yabancıların tekrar girmesini isteriz, ancak geldiğimiz nokta itibarıyla kırılganlığı azaltıcı bir unsur olarak değerlendirilmesi gerekir.” Sıcak parayı da, ödenen bu borçların üstüne eklemek gerekir.

Başka bir yazımda, Türkiye’nin toplam dış borcunun detaylı analizini ayrıca yapacağım.

ALTI OK’TAKİ DEVLETÇİLİK

Tekrar Yeni Ekonomik Program’a dönelim.

Beni ara detaylardan çok, yeni olarak vurgulanan ve programa hakim olan gerçekten yeni kısım ilgilendiriyor.

  • Programın bütününde, büyüme stratejisinin KALKINMA ile paralel kullanılması en dikkat çekici hususlardan biridir.
  • İSTİHDAM politikalarına ağırlık, öne çıkartılması önemli vurgulardandır.
  • Türkiye Varlık Fonu’nun; devletin yatırım holdingi adlandırmasına uygun olarak sabit yatırım yapma vurgusu KAMU YATIRIMLARININ öne çıkacağının işaretidir.
  • İTHAL İKAMESİ programına genel olarak vurgu, cari açığı azaltıcı her türlü önlemin alınmasına yönelik tedbirler
  • Kalkınma planları ile paralellik kurma yönünde vurgu, PLANLI KALKINMAYA artık geçileceği görülmektedir. 11. Beş yıllık kalkınma planına gönderme bunun işaretidir.

YEP’teki bu vurgular Türkiye’nin önünü açacak. İster kabul edin, ister etmeyin ALTI OK programının DEVLETÇİLİK ilkesinin uygulanmaya başlamasının göstergesidir.

İHRACAT SAPLANTISINDAN KURTULALIM

Bu bir geçiş dönemidir.

Her şeyi planlasanız dahi ray değiştirirken bocalamalar, hatalar olacaktır. Ki yaşadığımız dönem; Hem milli olmayan dönemin yapısal sancılarını yaşadığımız bir dönemdir. Hem de pandemi dolayısı ile bugüne kadar uygulanan neo liberal politikalar nedeni ile eklemlendiğimiz Atlantik dünyasının krizinin bize de yansımasının ağır koşullarını yaşadığımız bir süreçtir.

Televizyonlarda boy gösteren neo liberallerimizin kafa karışıklığının nedeni budur. Ekonominin rotası buymuş, rotayı çizen dümeni tutarmış, ya fırtına çıkarsa geminin yönü başka tarafa çevrilirse ne olurmuş. Kapitalist sistemde ekonomi yönetilmez, yönlendirilirmiş.

Göreceğiz, DEVLETÇİLİĞİN ana fikri çizdiğin rota doğrultusunda yönetmektir. Fırtına tabi çıkacaktır. Dümeni sıkı tutar, doğru politikalar izlerseniz, fırtınadan da kurtulursunuz.

Tabi, bir de şu ihracat saplantısından kurtulmamız gerekiyor.

Elbette ihracat yapalım, ama ana hedef yaparsak o zaman fırtına bize kötü vurabilir.