Yeni namaz türü!

Vakit namazlarını biliyorsunuz; sabah, öğle, ikindi, akşam, yatsı...

Diğer namaz türleri cuma, cenaze, vitir ve bayram namazları...

Bunların dışında bir de sevap kazanmak için ekstradan kılınan teheccüd namazı, istihare namazı, kuşluk namazı gibi namazlar var...

Bizim dinciler; son günlerde yeni bir namaz türü icat ettiler:

Gösteriş namazı...

***

Diyeceksiniz ki; “İbadet kul ile Allah arasındadır. Gösterişi olmaz...”

İyi de gelin, bizim “din ile kandıran” yobazlarımıza anlatın bunu!

Yukarıdaki fotoğraflar; pazar günü ikindi vakti, Maltepe sahil yolunda çekildi.

Dolmuş şoförü arkadaş, içinde iki yolcu bulunan aracını yolun sol tarafına park etti...

Sonra paltosunu yayaların geçmesini engelleyecek şekilde kaldırıma serdi...

Ardından da kendisini izleyen birileri olup olmadığını kontrol ede ede, sözüm ona namaz kıldı!

Oysa böyle bir şeye asla gerek yoktu; çünkü arabayla sadece beş dakikalık mesafede dört cami bulunuyordu!

Ha bu arada; cep telefonunun pusulası, arkadaşın namaz kıldığı yönün, kıblenin tam tersi olduğunu gösteriyordu ama kimin umurunda?

***

Evet; farkındayım, bu fotoğrafların çok daha vahimlerini siz her gün görüyor ve yaşıyorsunuz...

İşte; ben zaten bu yazıyı tam da bu yüzden yazıyorum!

Birilerinin din ile hayatımızı kuşatmalarının aslında normal olmadığını söylemek için!

LİMON! (90)

Cumhurbaşkanlığı  gö-revinden tam 158 gün önce ayrılan Abdullah Gül, bu makama ait Tarabya’daki Huber Köşkü’nden vazgeçmiyor...

Eğer, “Boşalttı” haberi gelmezse, bu konudaki 100’üncü yazımın yayınlanacağı tarih olan 14 Şubat günü saat 12:00’de, Huber’in sahildeki kapısında olacağım.

Aşağıya inme nezaketini gösterirse; kendisine, bu işgali yaparken hangi yasadan güç aldığını soracağım.

Siz de o gün, o saatte orada olursanız, hep birlikte çay içer, sohbet ederiz...

 Bazı okurlar, “Çayın yanına bir şey ister misin?” diye soruyorlar...

Limon getirin!

Çayına atan atar, atmayan gözüne sürer!

UYKU!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Kadir Özkaya için düzenlenen yemin töreninde uyumuş...

O sırada, son aylarda kendisini kızdıran  Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç kürsüdeymiş!

Ne yalan söyleyeyim; benim için hiçbir sakıncası yok...

Kızıp bağıracağına...

Hakaret edeceğine...

Toplumu ve kendisini dinleyenleri “Biz, siz” diye böleceğine...

Koltuğunda sessiz sedasız uyumasını tercih ederim...

Keşke, her zaman uyusa!

GÜNÜN SORUSU

Erdoğan, dün Adalet Akademisi’nde yaptığı konuşmada, “Kul, iradesini Allah’tan başka kimseye teslim etmemelidir. Asla... Ne Cumhurbaşkanı’na, ne Başbakan’a, ne elinde para tutan sermaye babalarına” demiş... Sorum kendisine:

Bu sözleriniz; kabine kurarken imzalı boş kağıt aldığınız eski bakan arkadaşlarınız için de geçerli mi?

MUHALEFET PARTİLERİ GEREKİRSE GENEL SEÇİMLERİ BOYKOT ETMELİ!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 7 Haziran Milletvekili Genel Seçimleri için miting yapıp AKP’ye oy istemeye başladı ya...

Türkiye’nin önemli anayasa hukukçularından Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, bunun Anayasa’nın 104. maddesine aykırı olduğunu, yani bir anayasa suçu olduğunu söylemiş...

İyi de; biliyorsunuz, cumhurbaşkanları yine anayasa gereği, “vatana ihanet” dışında hiçbir suçtan yargılanamıyor...

Bu durumda ne yapacağız?

Erdoğan’ın, anayasayı istediği gibi paçavraya çevirmesine göz mü yumacağız?

Benim çok radikal bir önerim var:

Bütün muhalefet partileri, Erdoğan gerçek anlamda “meydan dışına” çekilinceye kadar seçimleri boykot etmeli!

Partiler bunu yapsın, konu uluslararası gündemin ilk sırasına otursun; bakın bakalım, Erdoğan bir daha miting meydanına çıkabiliyor mu?

GÜNÜN İSYANI

Recep Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye ve oğlu Bilal’in AKP’den milletvekili adayı olacağı konuşuluyor... CHP’li Bülent Tezcan bunu, “Yolsuzluk soruşturmaları sonrasında dokunulmazlık zırhına bürünmek istiyorlar” diye yorumlamış...  İsyanım Bülent Tezcan’a:

Madem suçlu olduklarını düşünüyorsunuz; bu durumda, o zırhı giymelerinden önce neden iddianızı kanıtlamıyorsunuz?