Yeni nesil fırkateynlerini Doğu Akdeniz’e hazırlayan ABD

Emperyalizmin ileri karakolu İsrail’in, Gazze, Batı Şeria ve Lübnan’daki şekillendirici hamleleri ile Ortadoğu, yeni gerilimler yaşıyor. Son demlerini yaşayan tek kutupluluğun devam edegelen ivmesi nedeniyle, Türkiye dâhil Sünni mezhepçilik sarmalından çıkamayan çoğu Batı Asya devleti, Filistinlilerin başlarının üstünde patlayan İsrail bombalarına “laf”tan başka bir karşılık veremedi. Emperyalizm ile mücadele cesaretini göstermek yerine, birbirlerine karşı Batı ile ittifak yarışına giren çoğu Batı Asya devleti, -her zamanki gibi- Şii Hizbullah’a ve Şii İran’a yapılan İsrail saldırılarını da “düşük tonlu laf” ile geçiştirdi, hatta Hizbullah’ın ve İran’ın İsrail’e askerî karşılık vermesinden kaygılandı. Bu anlattıklarım, şimdiki durum. Peki ya gelecekte nasıl bir durumla karşılaşılacak?

ABD, tek kutupluluğun günlerinin sayılı olduğunun ve çok kutupluluğun gümbür gümbür geldiğinin son 10 yıldır farkında. Bunun, Ortadoğu’da Batı çıkarlarının savunucusu İsrail ile PYD/YPG üzerinde yok edici bir etkisinin olacağının da pekâlâ farkında. İsrail, Ukrayna, Yunanistan gibi gönüllü vekil savaşçıları ve melez roldeki teröristleri yoluyla çatışma alanlarında sürekliliği sağlayan Batı emperyalizmine karşı, önümüzdeki dönemde Batı Asya dâhil tüm Doğu’nun işbirliği ve güç birliği yapması kaçınılmaz bir zorunluluktur. Doğu’da yeni bir kutbun güçlü bir şekilde ortaya çıkması durumunda bile emperyalist Batı, ticaret yollarının kontrolünden vazgeçmek istemeyecektir. Doğu Bloku’nun güçlü bir şekilde ortaya çıkması ve varlığını sürdürmesi de yine ticaret yollarının kontrolünden geçmektedir. Dünya ticaret yolları denince akla 2 “altın üçgen” gelir: 1’inci altın üçgen “Babelmendep, Hürmüz, Malakka”; 2’nci altın üçgeni ise “Kerç, Süveyş, Cebelitarık” noktaları arasında kalan yarı-kapalı denizlerdir.

‘ALTIN ÜÇGENLER’

Lafı dolandırmadan söylemek gerekirse; bahsettiğimiz “altın üçgenler”, geleceğin “çok kutupluluk mücadelesi”nin fiili savaş alanları olacaktır. Yani, 3. Dünya Savaşı’nın fiilen yaşanacağı alanlardır. “Babelmendep, Hürmüz, Malakka Üçgeni” harekât alanı Kızıldeniz, Yemen Denizi, Basra Körfezi, Umman Denizi, Bengal Körfezi demektir. “Kerç, Süveyş, Cebelitarık Üçgeni” harekât alanı ise, Karadeniz, Adalar (Ege) Denizi, Akdeniz demektir. Genellersek, yarı-kapalı Batı Asya denizlerinden başka bir yer değildir. ABD’nin donanmasını, 2054’ten önce “Batı Asya Denizleri”ndeki Dünya Savaşı’na hazırladığını ve 30 yıl içinde 58 yeni fırkateyn inşa etmeyi planladığını 8 Haziran 2024 tarihli Aydınlık’taki köşe yazımda anlatmıştım.

Biraz daha ayrıntı vermek gerekirse, ABD; Batı Asya Denizleri’nde çıkaracağı 3. Dünya Savaşı’nda ihtiyaç duyacağı yeni nesil fırkateynleri tasarlamayı 2017’de kararlaştırdı. Açılan ihalede;

Hâlen ABD Donanması’ndaki Independence sınıfı kıyı muharebe gemisinin benzeri olan 3.000 tonluk bir fırkateyn tasarımı ile Austal USA,

İspanya’nın Navantia Alvaro de Bazan sınıfı F100, fırkateynlerinin 6.000 tonluk bir benzeri ile General Dynamics Bath Iron Works,

Özgün, ama zayıf bir fırkateyn tasarımı ile Huntington Ingalls Industries,

Hâlen ABD Donanması’ndaki Freedom sınıfı kıyı muharebe gemisine benzeyen 4.000 tonluk bir fırkateyn tasarımı ile Lockheed Martin,

Fransız-İtalyan ortak üretimi FREMM fırkateyninin İtalyan versiyonuna benzeyen 6.700 tonluk bir fırkateyn tasarımı ile Fincantieri Marine Group ihaleye girdiler.

İngiltere’nin gururla tasarladığı ve Tip 26 olarak bilinen 8.000 tonluk City sınıfı fırkateynlerin inşasına başlayan İngiliz BAE Systems Maritime şirketi, Tip 26’nın değişik versiyonları olan Hunter sınıfı fırkateynlerini Avustralya’ya ve River sınıfı destroyerlerini Kanada’ya satma başarısını göstermişse de ABD’nin fırkateyn ihalesine alınmadı bile. İngiltere, mükemmel fırkateyn tasarımının ihaleye alınmamasına çok bozuldu; ama ABD, Tip 26 gibi okyanuslarda savaşacak fırkateyn seçeneğinin değil; Batı Asya’nın yarı-kapalı denizlerinde, yani ticaret yollarının altın üçgenlerinde savaşacak fırkateyn tasarımını bulmanın peşindeydi. Tip 26 fırkateyn tasarımının mükemmel olduğunu, ama okyanuslarda savaşacak yeterince gemisinin bulunduğunu söyleyen ABD, teşekkür edip İngiltere’yi geri çevirdi.

2019’da sonuçlanan ihaleyi, mükemmel bir Akdeniz fırkateyn tasarımı olan İtalyan versiyonlu FREMM’i, ABD yerli ve millî sanayisine uyumlu hâle getirmiş olan Fincantieri Marine Group kazandı. 2020’de ABD’nin Marinette Tersanesi’nde inşasına başlanan FFG-62 borda numaralı ilk Constellation (yani, Takımyıldız) sınıfı fırkateynin inşası bitmek üzere… 1,6 milyar dolara mal olan ilk yeni nesil ABD fırkateyni USS Constellation’ın (FFG-62) ABD Donanması tarafından teslim alınmasını bile bekleyemeyen ABD Hükûmeti, Fincantieri Marine Group ile 5 adet yeni nesil fırkateynin süratle inşası için anlaşmasını imzaladı bile…

DENİZLERDE YETERLİ HAZIRLIĞA SAHİP MİYİZ?

Sadece 2023 yılında inşasını tamamladığı 8 adet Tip 054A sınıfı ve 2024’te inşasına başladığı 2 adet Tip 054B sınıfı fırkateyn ile Çin Halk Cumhuriyeti Donanması’nın fırkateyn sayısının 47’yi bulduğunu unutmamak gerekir. Çok kutupluluk gerçek olduğunda, Çin Halk Cumhuriyeti’nin Batı Asya denizlerindeki emperyalizm karşıtı mücadeleden uzak durabileceğini düşünmüyorum. Peki, Batı Asya devletleri, yaklaşan dünya savaşına rağmen kendi denizlerinde yeterli bir hazırlığa sahip mi? Uyku hâli devam ettiğinden, henüz bir hazırlık yok…

Batı Asya, mezhep çatışmaları ve güç kavgaları ile birbirlerini yıpratmaktan vazgeçmez ve Batı’nın akıl hocalığına itibar etmeye devam ederse, Batı’dan yaklaşan bu fırtınaya dayanamaz. Benim gönlüm, 30 yıl sonra Türkiye dâhil tüm Batı Asya’nın Kara Afrika durumuna düşmesine razı değil. Telkinim yalnızca Türk devlet adamlarına değil, tüm Batı Asya devlet adamlarınadır. Kuzeyden güneye tüm Batı Asya, geleceği iyi okumak ve el ele vermek zorundadır…