Yeni sinema kitapları arasında bir gezinti

Öteden beri şikayet ederiz, sinema izlendiği kadar okunmuyor diye. Ama günümüzde bu değişmiş gibi. Bu kez art arda yayımlanan ilginç sinema kitaplarıyla sanıyorum izlendiği kadar da okunmaya başladı. Tabii bu saptamamızda kimi filmlerin eskisi denli izlenmediği de ortaya çıkar ama, sonunda belirli bir dengenin bulunması en azından sinema literatürümüz açısından sevindirici bir şey.
Sinema dergilerinin birkaç bin sattığı bir ortamda sinema kitaplarının bu sayıyı zorladığını ve bazılarının dergi tirajlarını geçtiğini görüyoruz. Bu durum sinema dergi yayıncılığının aleyhine olmasına karşılık, sinema alanında kitap yayıncılığının eskisi denli tirajsız bir alan kıskacından kurtulduğunu gösterir. Son yıllarda yaşanan sinema literatüründeki hareketliliği buna da bağlayabiliriz.

Sinema üzerine yayın yapanlar, eskiden beri, gerçekte var olan ama kitap satışlarında hayali olmanın ötesine gitmeyen bir varsayıma girişirler. Hedef kitlesini belirlemek için yapılan bu ön çalışmada sinema kitaplarına gereksinim duyup alacaklar arasında kimler yoktur ki? Öncelikle güzel sanatlar fakülteleriyle iletişim fakültelerinin sinema ve TV bölümleri akla gelir. Bunların sayısının yüzün üzerinde olduğu bilinerek öğrenci sayısı hesaplanır ve bu sayının yüzde biri bile bir sinema kitabı alsa, tirajın yüksek olacağı yanılgısına inanılır. Tabii buna bu okullardan mezun olanlarla öğretim görevlileri, sektörde çalışanlarla sinemaya gönül veren okurları da ekleyince ortaya çıkan sayıyı söylemeye gerek yok. Ama bu alanda hiçbir zaman yaygın bir deyişle evdeki hesap çarşıya uymaz. Hem sinema alanındaki süreli yayıncılıkta, hem de kitap basımında, ne var ki yine de istenilen ve arzu edilen bir konuma ulaşmak mümkün olmaz.

GENÇ YAZARLAR DİKKAT ÇEKİYOR

Bugün az da olsa bu durum değişiyor gibi. Bu ay yayımlanan sinema kitapları arasında genç sinema yazarları arasında yazdıklarıyla, yorum ve saptamalarıyla takip edilmeyi bir açıdan alışkanlık haline getiren Kerem Akça’nın uzun bir süre kitaplaştırma çabasını verdiği ve sonunda geç de olsa yayınlama olanağı bulduğu Yerli Sinemada Hollywood Kuşağı ( 2000-2016) çalışması var. Kitapta, Kerem Akça, sinemamızın tarihine damga vuracak olan ve günümüzde yerli sinemayı Hollywood tarzına yaklaştıran gelişmeyi, Ocak 2000 ile Aralık 2016 arasında çekilmiş Hollywood etkisindeki 64 popüler Türk filmi üzerinden değerlendiriyor. Dili, titizliği, metodolojisi ve de ele aldığı ayrıksı temasıyla sinemamızda yapılan ilk çalışma. Ayrıca; Türk sinemasının kimi örneklerinin farklı açıdan okunması alışkanlığını oluşturacak bir çalışma.

Bir diğer yeni sinema kitabı ise Soner Sert’in Film Çekmek’i. Kitap yeni film yapacaklara nasıl film çekmelerini değil de film çekmiş olan yönetmenlerin ilk filmlerine ilişkin düşüncelerini söyleşi yoluyla ortaya koyan bir çalışma. Bağımsız sinemanın bir bakıma ikinci kuşağını ele alıp Hüseyin Karabey’den Emin Alper’e, Zeynep Dadak’tan Orhan Eskiköy’e 14 yönetmenin yer aldığı söyleşilerin her biri birer ders niteliğinde.

GEÇMİŞİN ANALİZİ

Bu ay yayımlanan bir diğer çalışma ise, ilki geçen yıl yayımlanan Eskimeyen Filmler. Barış Saydam’ın derlediği kitapta hem yer alan filmler, hem de bu filmler üzerine yazılanlar özenle seçilmiş. Bir açıdan yerli sinema nostaljisinden bir demet. Ama bu nostalji yalnızca geçmişe duyulan bir özlemi dile getirmiyor, aynı zamanda irdeliyor, analiz ediyor dahası unuttuğumuz bu örnekleri kitabın sayfalarından çıkarıp bir sinema etkinliği ile karşımıza getirip bir kez daha görmemizi de sağlıyor. Hem kitabı okuyup, hem de o filmleri izleyebilirsiniz. Sanırım Eskimeyen Filmler bu kadarla kalmayacak, bundan böyle her yıl hem kitap, hem de etkinlik olarak karşımıza çıkacak. Kısacası kitaplı, filmli ve de bol nostaljili hoş bir şölen. Daha ne olacak...Kaçırmayınız derim...