Yeni tiyatro dönemine bakış
Repertuvarı bize ulaşan, daha doğrusu ulaştıran, 2017-2018 tiyatro yılının oyunlarını ilk açıklayan kurum Devlet Tiyatroları oldu. Devlet Tiyatrolarının bütün oyunlarını bu köşemizde değerlendirmek olanaksız... Şunu söyleyebiliyoruz: İstanbul Devlet Tiyatrosu’na (İDT) baktığımızda ilgimizi çeken oyunlar çoğunlukta... Repertuvar anlayışının bize yansıması, oyunların niteliklerini de ortaya koymaktadır.
KLASİKLER YİNE BAŞI ÇEKİYOR
İlk turda Shakespeare’in Romeo ve Juliet oyunu yer alıyor. Oyunu, Makedonyalı yönetmen Dejan Projkovski sahneye koyuyor. Bilindiği gibi Romeo ve Juliet Shakespeare tragedyaları arasında romantik aşkı işleyen olağanüstü bir yapıttır. Aşkın romantik olmaması düşünülebilir mi? Bu tragedya iki ailenin kan davası üzerinde gelişir. 16. yy’da konuyu bu kadar çağdaşlaştırabilecek bir yazar ancak Shakespeare gibi bir büyük usta olabilirdi. Rönesans, iyi ki böyle bir yazarı dünya tiyatrosuna kazandırmış.
İDT’de yine antik Yunan tragedyasının seçkin bir oyununu görüyoruz. Sophokles’in Elektra’sı 2500 yıldan bu yana eskimeyen bir yapıt. Işıl Kasapoğlu’nun yöneteceği oyunun ilgi çekeceğini düşünüyorum.
ÇAĞDAŞ OYUNLAR
Klasik ve antik oyunların ardından deneyimli ve usta yönetmen Ahmet Levendoğlu’nun sahneye koyduğu, çağdaş bir İngiliz yazarı Nick Stafford’un Nehrin Solgun Yüzü adlı oyunu geliyor.
Mehmet Birkiye, David Greig’in Avrupa adlı oyununu sahneye koyuyor. Çalkantılı ve emperyal yönleri ile eleştirilen bir Avrupa’yı tiyatro sahnesinde izleme olanağını bulacağız.
Todd Mueller ve Hank Boland’ın yazdığı, Gregg Opelka’nın müziğini yaptığı Günün Çorbası adlı müzikali Taner Tunçay sahneye koyuyor. Oyunda ABD’ye epeyi dokunduruluyor. 21. yy’da dünyamızda karmaşıklık yaratan ABD’yi müzikli oyunla bir başka açıdan tanıyacağız.
YENİ BİR KOVAÇEVİÇ OYUNU
Duşan Kovaçeviç, ülkemizde çok tanınan bir yazar oldu. Bilge Emin’in dilimize çevirdiği, Kovaçeviç’in üç değişik oyununu İ. Şehir Tiyatroları’nda M. Nurullah Tuncer başarıyla sahneye koydu. Yine Bilge Emin ve bir süre önce yitirdiğimiz Başar Sabuncu’nun birlikte Türkçeye çevirdikleri D. Kovaçeviç’in Profesyonel adlı oyunu, Işıl Kasapoğlu’nun başarılı yönetimiyle yıllardır İDT’nin en çok ilgi gören oyunları arasında bu yıl da yer almakta. Bu dönem, Kovaçeviç’in yeni bir oyununu izleme olanağı bulacağız: Kuvvet Yurdakul’un yönettiği Kunduracı Doktor ilgiyle izlenebilecek bir oyun.
Yeton Neziray’ın yazdığı Aşk Zamanı Savaş adlı oyunu Atilla Şendil sahneliyor. Ülkede yaşadıklarından sonra içine düştükleri psikolojik travmadan çıkamayıp akıl hastanesinde tedavi gören dört kadının paylaştıkları hayali bir dünyanın traji-komik öyküsü anlatılıyor.
Çeviri olarak bu dönemin repertuvarına alınmış şu oyunlar da var: Murat Karasu’nun yönettiği, felsefeci Alain Badiou’nun yazdığı Filozof Ahmed, Özgür Yalım’ın yönettiği, Henrik Ibsen’in yazdığı Hortlaklar; Metin Belgin’in yönettiği, Carly Churchill’in yazdığı Ekşi Tom.
Işıl Kasapoğlu’nun yönettiği, C.S. Lewis’in yazdığı Narnia Günlükleri adlı çocuk oyunu da repertuvarda...
ALİYE BERGER TİYATRODA
Ünlü gravür sanatçısı ve ressam Aliye Berger; ailesi, dostları ve yakınları tarafından hep Alyoşa diye çağırılırdı. Ünlü müzik profesörü Karl Berger ile evli olduğu için sanat imzasını hep Aliye Berger diye kullandı. Bilindiği gibi Şakir Paşa’nın kızıdır. Halikarnas Balıkçısı, Cevat Şakir’in, Suat Şakir, Ressam Fahrünnisa Zeyd’in kız kardeşidir. Bir diğer ablası, Atatürk’ün yakın arkadaşı Emin Paşa’nın eşi, Füreya Koral’ın annesi Hakiye Koral’dır. Alyoşa adıyla koreograf Sibel Kasapoğlu Alyoşa adlı bir perdelik baleyi İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde sahneye koymuştur. Bu Alyoşa oyunu çok renkli olabilir. Bekleyip göreceğiz.