Yeni uygarlık ‘Yeşil Enerji’ ile yükseliyor

Değerli arkadaşım Dr. Fatih Birol’un başkanı olduğu Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), “Dünya Enerji Görünümü 2024” raporunu yayımladı. Rapor, önümüzdeki yıllar enerji alanında büyük dönüşümlerin kaçınılmaz olduğunu saptıyor.(1)

IEA Raporu, 2030'dan önce dünyadaki elektriğin yarısından fazlasının yeşil enerji kaynaklarından üretileceğini, ancak fosil yakıtlara (kömür, petrol ve gaz) olan talebin on yılın sonunda zirveye ulaşacağını öngörüyor.

KÖMÜR VE PETROL ÇAĞINDAN SONRA ELEKTRİK ÇAĞI

Dr. Birol, “Enerji tarihinde Kömür Çağı ve Petrol Çağı'na tanık olduk ve şimdi de giderek daha fazla temiz elektrik kaynaklarına dayanacak olan Elektrik Çağı'na doğru hızla ilerliyoruz.” diyor.

Rapor’daki şu saptama önemli: “Temiz enerjiye geçişlerdeki ivmenin artmasına rağmen, dünya ‘net sıfır hedefi’yle uyumlu bir yörüngeden hala çok uzaktadır.” IEA’nın araştırmalarına göre, küresel karbondioksit salımı yakın zamanda zirveye ulaşacak. Bu durum, yüzyılın sonuna kadar dünya sıcaklığının 2,4 °C'lik bir artışına neden olacağını belirtiyor. Bu, Paris Anlaşması'nın küresel ısınmayı 1,5 °C ile sınırlama hedefinin oldukça üzerinde.

Rapor, on yıllardır artarak yükselen karbondioksit salımları nedeniyle yoğunlaşan aşırı hava olayları, giderek şiddetlenen sıcak hava dalgaları, kuraklıklar, seller ve fırtınaların enerji sistemlerinin güvenli ve güvenilir bir şekilde işletilmesinde şimdiden büyük zorluklar yarattığını belirtiyor.

Rapor, enerji paylaşımındaki büyük eşitsizliği de vurguluyor:

“Enerjiye erişim eksikliği günümüz enerji sistemindeki en temel eşitsizlik olmaya devam etmektedir. 750 milyon insan (ağırlıklı olarak Sahra altı Afrika'da) elektriğe erişememekte ve 2 milyardan fazla insan temiz pişirme yakıtlarından yoksundur.”

Dünya Enerji Görünümü 2024 Raporu’nun çözüm önerisi:

“Güvenlik, dayanıklılık ve esnekliğe öncelik veren, yeni enerji ekonomisinin faydalarının paylaşılacağı ve kapsayıcı olan yeni bir enerji sisteminin inşa edilmesi.”

ÇİN’İN KÜTLE AĞIRLIĞI

Yine Rapor, Başkan Dr. Birol’un “İster yatırım ister fosil yakıt talebi, ister elektrik tüketimi, ister yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygınlaşması, ister elektrikli araç pazarı, isterse de temiz teknoloji üretimi olsun, artık neredeyse her enerji hikayesinin esasen bir Çin hikayesi olduğu bir dünyadayız.

Sadece bir örnek: Çin'in güneş enerjisindeki büyümesi şu anda öyle bir hızda ilerliyor ki, 2030'ların başında Çin'in güneş enerjisi üretimi tek başına ABD'nin bugünkü toplam elektrik talebini aşabilir!” saptamasına yer veriyor.

ÇİN’İN ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ İÇİN BEYAZ KİTABI

Enerji, insanlığın yaşamını sürdürmesi ve gelişmesi için zorunlu. Sanayi Devrimi'nden bu yana fosil yakıtların yaygın kullanımı Batı uygarlığının gelişmesini sağladı. Ancak aynı zamanda, emperyalist tahakküm, kaynakların tükenmesi, çevre sorunlarının artması ve iklim değişikliği gibi hayatî sorunlara yol açtı.

Gelinen noktada insanlık, toplumsal refahı arttırmak ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak için yenilenebilir enerji kaynaklarına geçmenin, enerjiyi adil bir şekilde paylaşmanın ve verimli bir şekilde kullanmanın yolunu bulmak zorunda. Bu artık, bir ölüm-kalım meselesi haline gelmiştir.

Çin Halk Cumhuriyeti, ülkesinin karbon dioksit salımını hızla azaltırken, dünya çapında yeni enerji sisteminin inşa edilmesinin dinamosu oldu. Kuşkusuz bu çaba, salt ekonomik gerekçelere dayanmıyor.

İnsanlık, ortak evimiz dünyayı korumak için yeni bir uygarlık inşa etmek zorunda. Ancak ekolojik bir uygarlık, insanlığın sorunlarına çare olabilir.

21. yüzyılın uygarlığı doğa ile insan arasında uyumu esas almak zorunda. Xi Jinping önderliğindeki Çin Komünist Partisi bu iddiayı sadece sözle savunmuyor, bedeller ödeyerek hayata geçiriyor.

Çin Komünist Partisi'nin 2012 yılındaki 18. Genel Kongresi'nden sonra Çin yeni bir enerji politikasını uygulamaya koydu. Başkan Xi Jinping 2014 yılında tüketim, tedarik, teknoloji ve kurumlarında devrim yaratmayı ve çok yönlü uluslararası işbirliğini güçlendirmeyi amaçlayan yeni bir enerji güvenliği stratejisi önerdi.

Bu stratejinin rehberliğinde Çin, kendi koşullarına uygun, çağın ihtiyaçlarına yanıt veren bir enerji dönüşümü yolu izliyor.

Çin bu stratejiyi “yüksek kaliteli kalkınma” olarak adlandırılıyor. Çin, temiz, düşük karbonlu, güvenli ve verimli bir enerji sistemi inşa etmeyi amaçladığını 2024 yılında yayımladığı “Çin’in Enerji Dönüşümü” başlıklı Beyaz Kitap’ta ilan etti.

Beyaz Kitap, Çin’in enerji dönüşümündeki adımlarını, geliştirdiği yeni teknolojileri ve enerji verimini artırma uygulamalarını ayrıntılarıyla açıklıyor.(2)

İNSANLIK İLE DOĞA ARASINDA UYUM

Beyaz Kitap’a göre, Çin’in ekolojik uygarlığı inşa etme amacıyla uygulamaya konulan enerji dönüşümü; ekonomik, verimli, yeşil ve kapsayıcı yeni bir enerji tüketimi modeli geliştirmek üzere hız kazanıyor. Yeni stratejiye göre, karbon salımlarının düşürülmesi ve kirliliğin azaltılmasının, yeşil kalkınmanın yaygınlaştırılması ve ekonomik büyümenin teşvik edilmesi için sinerji yaratacağı belirtiliyor.

Beyaz Kitap “nihai hedefin insanlık ile doğa arasında uyum sağlamak” olduğunu ilan ediyor.

Beyaz Kitap, Çin’in sadece kendi ülkesindeki bu büyük dönüşümü hayata geçirirken, yeşil enerji alanında uluslararası işbirliğini güçlendirerek, dünyanın enerji dönüşümünü ilerletmeye kararlı olduğunu vurguluyor.

Atlantik Kampı iklim değişikliğini gelişmekte olan ülkelerin sanayileşmesini engellemek için bir sopa olarak kullanırken, Çin’in diğer gelişmekte olan ülkelerin kendi ulusal koşullarına göre bağımsız olarak seçtikleri enerji dönüşüm yoluna saygı duyduğunu ve eşitlikçi, adil ve güvenli bir enerji sisteminin kurulmasını amaçladığını belirtiyor.

EKOLOJİK UYGARLIĞIN ANAHTARI: TEMİZ ENERJİ

Çin, “ekolojik bir uygarlık” hedefiyle orta ve uzun vadeli yeni bir kalkınma planı çizdi. Bu plan, 2035 yılına kadar, enerji üretimi ve tüketiminde çevre dostu yöntemleri uygulamaya koymayı, ana enerji kaynağı olarak fosil olmayan yakıtlara geçişi hızlandırmayı, bu geçişi destekleyecek yeni bir enerji sistemi kurmayı ve güzel bir Çin inşa etme hedefine büyük ölçüde ulaşmayı amaçlıyor.

Çin’de enerji verimliliğinin dünyanın en yüksek seviyelerinde olacağını, ana enerji kaynağının fosil olmayan yakıtlar olacağını ve 2060 yılına kadar “karbon nötr” olma hedefine ulaşacağını belirtiyor.

Rapor, Xi Jinping’in “Yüzyılın ortasında Çin, temiz, düşük karbonlu, güvenli ve verimli bir enerji sistemine sahip büyük ve modern bir sosyalist ülke haline gelecektir.” taahhüdünün nasıl gerçekleşeceğini somut bilgilerle aktarıyor.

Kapitalist ülkeler, büyük bir hevesle sarıldıkları hidrojen enerjisininden yüz geri ederken, Çin bu alandaki çalışmalarını hızlandırdı. Beyaz Kitap, karbon yakalama teknolojisinde büyük sıçrama yapan Çin’in, hidrojenleştirme denilen teknikle, sıfır salımlı petrol türevi elde etmedeki başarılarını anlatıyor.

“Çin’in Enerji Dönüşümü” başlıklı Beyaz Kitap, “Yeşil devrim bütün insanlığın ve gelecek nesillerin refahını ilgilendirmektedir. İnsanoğlunun hayatta kalabilmesi için tüm ülkeler gezegenimizi korumak üzere birlikte çalışmalıdır.” çağrısı yapıyor.

TÜRKİYE TEMİZ ENERJİ İÇİN ATAKTA

Enerji Bakanımız Sayın Alpaslan Bayraktar ile 17 Ekim’de Pekin’de görüşme imkânı buldum. Dünyadaki enerji politikaları konusunda oldukça birikimli olan Bakan Bayraktar, enerjide dışa bağımlılıktan kurtulmamız ve kalkınmamız için nükleer dahil temiz enerjilere yönelme zorunluluğunu vurguladı.

Bakan Bayraktar, 21 Ekim’de Türkiye’nin enerji dönüşümündeki 2035 yılı hedeflerini açıkladı. Bakan, güneş ve rüzgâr enerjisinin enerji üretimindeki payının yüzde 30’un üzerine çıkarılacağını belirtti.(3)

Asya’dan yükselen yeni uygarlık, insanlığın kararan ufkunu aydınlatıyor. Yeni bir dünya kuruluyor, Türkiye de prangalarından kurtularak yeni dünyada yerini alıyor.

1. https://www.iea.org/news/geopolitical-tensions-are-laying-bare-fragilities-in-the-global-energy-system-reinforcing-need-for-faster-expansion-of-clean-energy?utm

2. https://english.www.gov.cn/archive/whitepaper/202408/29/content_WS66d012e8c6d0868f4e8ea52e.html

3. https://enerji.gov.tr/haber-detay? id=21380