Yeniden Doğuş Operası
Kafkas Cephesi olarak bilinen Diyarbakır, Muş ve Bitlis’in, Rus ve Ermenilerin işgalinden kurtarılması üzerine tuğgeneralliğe terfi ettirilen Mustafa Kemal Paşa, Padişah Vahdettin tarafından 30 Nisan 1919’da 9. Ordu Kıtaatı Müfettişliğine atanır. 15 Mayıs 1919’da İzmir, İtilaf Devletlerinin desteği ile 12.000 mevcutlu Yunanlılar tarafından işgal edilmiştir. 16 Mayıs’ta Bandırma Vapuru’na 23 karargâh subayı ve 25 er ve erbaşla binen Mustafa Kemal Paşa 19 Mayıs’ta Samsun’da iskelenin her iki tarafına sıralanmış halk ve işgal kuvvetlerince silahlarına el konmuş bir müfreze tarafından karşılanır. Yerleştikleri Mantika Palas Oteline 9. Ordu Müfettişliğinin bayrağı asılır. İşte Ergenekon’dan sonra Türk Milletinin kendi kaderine sahip çıkmasını “Yeniden Doğuş Aryası” ile anlatan o eser, 100 yıl sonra yine dünyada ilk kez 16 Mayıs’ta sergilendi. Kötü hava koşulları, batma tehlikesi ve peşlerindeki savaş gemisi tarafından batırılma tehdidi içinde yol alan Bandırma Vapuru’yla başlayan Kurtuluş Savaşımızın bu gösterisi İstanbul’da, Haliç Kongre Merkezi’nde yapıldı. Büyük bir devlet adamı tarafından yaratılan ve konusu Atatürk’e ait tek ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk opera eseri olan Özsoy, 1934 yılında 27 yaşındaki Ahmet Adnan Saygun tarafından 30 günde bestelenmişti. Opera 19 Haziran’da İran Şahı Pehlevi’nin Türkiye ziyaretinde, Ankara Halk Evi’nde temsil edildi (Ergenekon, 6.4.2019, Aydınlık). 100 yıl sonra besteci ve Libretto (söz) yazarı Tevfik Akbaşlı’nın 21 yıl önceki müziğini iki buçuk aylık kısa zamanda yeniden yazmasını, eserin proje ve sanat yönetmenliğini yapan, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Murat Karahan desteklemiş ve yönlendirmiştir. Atatürk’ün başlattığı müzik ve çağdaş sanatlarda devrim hareketinin bir devamı olarak Akbaşlı “Kuruluş ve varoluş amacımızın, öncelikle dünyada Türk markası oluşturabilecek düzeyde ulusal bir repertuvar yaratmak olduğu gerçeğini artık tüm sanat ve kültür kurumlarımız kabul etmelidir” der, eserin tanıtım kitapçığında (2019, Samsun Devlet Opera ve Balesi). Aynı hamleyi Maestro İlkim Yılmaz ve Bilintur Kadın Oda Orkestrası, Dünya Kadınlar Günü için 7 Mart 2019 günü Ankara’da verdiği konserde yaptı. Türk Kadın Besteci ve Şairlerinin eserleri, gelecekte yurtiçi ve yurtdışındaki saygın klasik müzik festivallerinde, özgün Türk eserleriyle Ankara’yı ve Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil etmek amacıyla seslendirildi (Ergenekon, 16.3.209, Aydınlık).
YUNAN BÜYÜK FELAKETİ VE TÜRK ZAFERİ
Kuvay-ı Milliye ruhuna Atatürk sevgisine sahip seyirciler olarak Haliç’teki salonun kırmızı koltuklarına merak ve kıvançla yerleştik. Oturduğum yerden orkestrayı görüyordum. Beste eğitimini Adnan Saygun’dan almış olan şef Serdar Yalçın’ın başlattığı giriş müziğinin ardından 1912-13 Balkan savaşının bitmesiyle halk (koro) perişan bir halde Edirne Kapı’ya geldi. Mustafa Kemal; Zübeyde Hanım, kızı Makbule ve sevdalı Fikriye’yi sığındıkları cami avlusunda buldu. Kendisini canlandıran tenor Ali Murat Erengül’ün güçlü sesiyle söylediği “Soylu ve yüce millet, istiklalden vazgeçmez / Mukaddes bayrağını yere düşürmez” der. KORO yanıtlar: “Ufukta belirmiş kara bulutlar / felaketi izleriz yaşlı gözlerle / Sadece izleriz, çaresizlikle.” Mustafa Kemal: “Fakat asla unutmam, soylu ecdadımın, kan yerine büyük bir kudret akar damarlarında” der. Tenor Erengül uygun yüz hatları, başarılı kaş ve saç makyajı ile Atatürk’le büyük benzerlik gösterir. Sırasıyla Çanakkale Savaşı, İstanbul’daki “Geldikleri gibi gidecekler” sözü, İzmir’in işgali, Türklere “soysuz” diyen Yunanlının öldürülmesi, Bandırma vapuruyla yola çıkış gösterilir. Amasya, Erzurum, Sivas toplantıları, Ankara’ya geliş, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılması, siperler arasında Sakarya Meydan Savaşı ve 30 Ağustos Zaferi hem solistlerle ve koronun söylediği ezgilerle hem de bale sanatçılarının danslarıyla oynandı. Dans eden askerler arasında yaşları küçük “15’liler” de vardır. Bu konuda en iyi açık müze Polatlıdaki siperlerdir ve POTA’dır.
BANDIRMA VAPURU
1878’de İskoçya’da 50 m. uzunlukta, 6 m. genişlikte, bir bacalı, iki direkli şık bir vapur olarak inşa edilip 279 grostonluk “Trocadero” adıyla suya indirilmiştir. 1883’te Pire Limanı’na kaydedilir. 1891’de Erdek’te kayalıklara çarparak onarılır. 1894’te kaydı Deniz Yolları İşletmesine geçince Türk Bayrağı çekilir. 1915’te Marmara’da İngiliz denizaltısı tarafından torpillenir, onarılıp Haliç’e bağlanır. Son ismi “Panderma” iken “Bandırma” olarak değişir. 15 Mayıs’ta usta Kaptan İsmail Hakkı dümendedir. Batırılma olasılığına karşı, kıyıya yakın seyredilir. Heyette bulunan Hüsrev Gerede hatıralarında çalkantıdan yataklarında yatan kimsenin kalkmaya mecalinin olmadığını ama sonunda Samsun’a ulaştıklarını yazar. 9. Ordu Müfettişi Mustafa Kemal Paşa ve mahiyetinin Samsun’a çıkışının 100. Yılı Türk Milletine kutlu ve mutlu, vatan toprağımız ebediyen var olsun.