Yenilmez olan milletin örgütlü gücüdür -(TAMAMI)

Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’nin ve Bursa Nutku’nun muhatabı, Cumhuriyet’in yarattığı “her yaştan genç”tir. Devletin bütün katları ele geçirilmiş ve kurumları dağıtılmış olsa da, koşulların uygunsuzluğuna bakmaksızın ayağa kalkarak mücadeleye çağrılan bütün millettir. Daha da önemlisi, çağrı örgütlü mücadeleyedir. Türk milletinin her evladı, tek başına kaldığı durumda dahi, bir örgüt gibi mücadele etmekle görevlidir.

Her örgütlü hareket “rüşdünü ispat ederek” gelişir

Milli devlet, milletin örgütlenmiş halidir. Milletin devletsiz bırakılması, en önemli örgütünden yoksun bırakılması demektir. O zaman milletin egemenliğini yeniden kurması ve özgürlüğüne kavuşması, ancak yeniden örgütlü bir güç haline gelmesiyle olanaklıdır. Her örgütlü hareket ve onun önderliği, hayatın ve mücadelenin içinde “rüşdünü ispat ede ede” gelişir. Kendinden menkul keramet, şeyhlere özgüdür. Emperyalizmden menkul kerametleri geçersiz kılacak ve bu kerametlerin kafalarda oluşturduğu tortuları silip süpürecek olan da, milletin kendi devletini yeniden kurmak için yürüttüğü örgütlü mücadeledir.

8 Nisan öğretisi

8 Nisan’da Atatürk’te birleşerek Silivri’nin duvarlarına dayanan yediden yetmişe genç, milletin örgütlü gücü olmanın anlamını kendi benliğinde duyumsamıştır. Örgütlü halkın gücünü kafasında ve yüreğinde yaşamıştır. Türkiye; Silivri’de hapsedilmeye çalışılanın, Silivri duvarları ardında zincire vurulmaya çalışılanın, Atatürk olduğunu bir kez daha görmüştür. “Silivri’ye özgürlük” isteminin, tek tek kişilere yönelik haksızlık ve zulme karşı çıkmanın çok ötesinde “Türkiye’ye özgürlük” demek olduğunu etinde kemiğinde hissetmiştir. Ergenekon operasyonunun, milleti ayaklar altına alma operasyonu olduğunu bir kez daha kendi deneyimi içinde yaşamıştır.

Şimdi de “devleti milletsiz bırakma” peşindeler

Milleti devletsiz bırakmış olan emperyalizm, şimdi de bu kazanımını pekiştirmek için, “devleti milletsiz bırakma”nın peşindedir. Gerici, bölücü, emek düşmanı anayasa girişiminin hedefi, milleti ayaklar altına alarak dağıtmaktır. Emperyalizmin ve uzantılarının dilinde “özgürlük”, Ortaçağ’a özgürlüktür. Etnik temelde bölünmeye, halkın tarikat ve cemaatlerin pençesine terk edilmesine özgürlüktür. Yasaklanan Türkiye ve bilimdir. Onlar, Türkiye’den ve bilimden özgür hale gelmenin peşindedir.

Milli iktidar seçeneği yaratmanın yolu

Bugün yükselen halk hareketinin bir milli iktidar seçeneğiyle birleştirilmesi, Türkiye’nin en yakıcı gereksinimidir. Bu iktidar seçeneği, meydanlarda milletin önüne dikilen barikatlar yıkıla yıkıla yaratılmaktadır. Milletin örgütlü gücü de, onun önderliği de, yaşamın içinde adım adım “rüşdünü ispat ede ede” inşa edilmektedir. Bölünme anayasası girişiminin geri püskürtülmesi, bu sürecin kırılma noktasını oluşturacak ve milli hükümete giden yolda en güçlü çekim merkezini yaratacaktır.