Yerel yönetimler özerklik şartı (TAMAMI)

YEREL YÖNETİMLER ÖZERKLİK ŞARTI


Türkiye Anayasasının “Başlangıç” bölümünün 1. cümlesinde yer alan “……..Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen…….” ve 3. maddesinde yer alan “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür…..” şeklindeki belirlemeler Türkiye Cumhuriyeti Devletinin üniter bir devlet olduğunu belirttiği gibi, bu maddenin değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceğine amirdir.
Milletvekilleri de Anayasanın 81. maddesine göre “vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü….” koruyacaklarına ant içerler.
Yani Türkiye’de kimse ülkenin üniter yapısını bozacak bir söylem ve davranış içinde bulunmaz, bulunamaz.
Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartına;değişik veya benzer gerekçelerle çekince koyan Avrupa Konseyi’ne üye devlet sayısı otuz birdir. Bu durum tüm üye sayısının kırk yedi olduğu göz önüne alındığında otuz bir ülkenin çekince koymasının ne kadar önemli olduğu ortaya çıkar.
Nitekim, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na ait uluslar arası Antlaşma TBMM de onaylanırken Türkiye, ülkenin eyaletlere, özerk bölgelere bölünmesine neden olabilecek merkezi idarenin yerel yönetimler üzerindeki denetimini zayıflatacak maddelere çekince koymuştur. Nitekim, Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın temelini oluşturan “subsidiatire” veya Türkçe söylemiyle “Yetki İkamesi” kendilerini ulusun bütününden farklı gören yerel halkın, kendi kaderini tayin hakkını (self-Determinasyon ) istemenin yolunu açar, yani üniter yapıyı bozar.
Yerel özerklik, özerklik tanınan yönetimlerin, kendi temel kurallarını koyma, kendi faaliyetlerini istediği şekilde yürütebilme,(silahlı kolluk kurabilme) merkezi yönetimin yerel yönetimlerin işlerine karışmasını önleyebilme,(sadece sınırlı idari denetim yapabilme) kendi yerel kaynaklarını oluşturabilme (yani vergi ve harç salma) gibi konularda yetkilendirmeyi ve güçlendirmeyi amaçlamaktadır.
Çekince konulan maddelere bakılırsa, bunlar kendi kaderini tayin hakkını kullanmaya yönelik, örgütlenmiş bir kamu otoritesi kurma çabalarını önlemek içindir.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı’ndan sade üyesine kadar tüm üyeleri bağlayan parti programı incelendiğinde, Avrupa Yerel Yönetimler Şartı’na Türkiye’nin çekince koymadığı ama henüz Türkiye’de hayata geçmemiş şartların hayata geçirileceği öngürülmüştür. Buna yer verirken de, benzeri olmayan Türkiye modeline, Ulus Devlet, Üniter Devlet yapılanmasına koşulsuz olarak bağlı olduğu açıkça vurgulanmıştır.
Bu nedenle bazılarının söylediği gibi çekince konulan maddeler demokrasinin önünü tıkamak için değil, üniter yapıyı parçalamanın önünü açma çabalarını engellemek içindir.
Doğu ve Güneydoğu’da demokrasinin gelişmesi, terörün sonlandırılması ve bölge insanın mutluluğu ve refahı için, hukuk devleti yapısı içinde, evrensel nitelikteki temel insan hak ve özgürlüklerine saygı gösterilerek, feodal yapıyı ortadan kaldırmaya yönelik, sağlıklı bir toprak ve tarım reformu yaparak ve belli bir ekonomik gelişmişlik noktasına gelinceye kadar devlet yatırımlarının bu bölgeye yönlendirilmesi şarttır

Çekince koyduğumuz maddelerden biri; şartın 10. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarıdır. İkinci fıkra, yerel yönetimlerin, ortak çıkarlarının korunması ve geliştirilmesi için birliklere ve yerel yönetimlerin uluslararası derneklerine üye olabilme haklarının tanınması kuralıdır.
Şarta konan çekinceler kaldırıldıktan sonra Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da ki bazı belediyeler isimlerinin başına “Kürt” ibaresini koyarak birlikler kurarlarsa veya Kuzey Irak Kürt Bölgesindeki belediyelerle uluslar arası bir yapılanmaya giderse ortaya çıkan sonuçlar, hiç kimsenin katlanamayacağı boyutta olacaktır.
Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi için üniter devlet yapısını bozmaya veya bu anlama gelecek açıklamalarda bulunmaya gerek yoktur. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, sağlam ve sürekli parasal kaynaklara kavuşturulması, üniter devlet yapısı korunurken, katılımcı, şeffaf, etkin yerinden yönetim anlayışının yaygınlaştırılması yeterlidir.

sahinmengu@aydinlikgazete.com