Yerli İhanet

Başında “Milli” olan üç devlet kurumundan biri olan Milli İstihbarat Teşkilatının (MİT) teknik takip sonucunda MOSSAD adına “casusluk yaptıkları” tespit edilen 7 kişiyi gözaltına aldı. Hükümet ile irtibatlı olmaları hasebiyle konu hakkında MİT ve Emniyet istihbarattan bilgi alabilen hükümet medyası operasyonla ilgili kapsamlı bilgiler paylaştı. İddialarına binaen, “MİT'in Ortadoğu ülkelerinden sorumlu 10 ayrı ekibinden oluşan İstihbarata Karşı Koyma (İKK) saha ajanları, Mossad tarafından uzaktan çevrim içi yönlendirme tekniği kullanılarak Türkiye'de yaşayan yabancılara yönelik haber alma, GPS cihazı ile araç takibi, adrese dayalı Wi-Fi cihazların belirlenerek şifrelerinin kırılması ve ikametgâh adreslerinin tespit edilmesi” faaliyetlerini tespit etmiş. Hükümet medyasının kaynakları, “MİT ayrıca, Mossad'ın İstanbul'da elemanı yaptığı Arap kökenli casusları, başta Lübnan ve Suriye'ye istihbarat toplama ve SİHA'larla operasyon yapılacak nokta konumların belirlenmesi için” gönderildiğini tespit etmiş.

İsrail İstihbaratı aralarında Türklerin de olduğu birçok casusu üç aşamalı istihbarati gizlenme metotları kullanarak birinci adım olan Sırbistan'a, oradan ikinci adım Dubai'ye, sonra üçüncü adım Tayland'ın başkenti Bangkok'a gizlice turistik seyahat amaçlı gönderiyor. Üç ülkenin de ortak özelliği Türk vatandaşlarına vize uygulamaması. Yani istihbarat eğitimine yollanan casusların İstanbul çıkışlı seyahati üçüncü şehir olan Bangkok'ta sonlanıyordu. Tayland'ta gizli kurulu Mossad eğitim merkezine götürülen firari casuslardan Okan Albayrak adlı bir Türk'e, istihbarati rapor yazma, takip tarassut yapma, İKK tedbirleri çerçevesinde MİT ve diğer istihbarat servislerinden kaçma ve kurtulma yöntemi, foto arşivleme, istihbarati gözlem ve analiz, araçlara uydu takip GPS cihazı yerleştirme konularında birebir teknik ve taktik istihbarat eğitimi veriliyor. Mossad elemanların gerçek kimliğini saklamak amacıyla Malezya, Endonezya ve İsveç'te  farklı iş kollarına bağlı ofisler kuruyor.

MISIRLILAR TAKİP EDİLDİ

İsrail'e çalışan Halepli şebeke üyeleri Muhammed Filli ve Abdullah Fellaha tarafından Kağıthane'deki Trend GYO adlı şirketin Suriyeli yönetim kurulu başkanı Hisham Younis Yahya Qafisheh'in ofisinin keşif yapılması, Qafisheh'in kullandığı telefonun gasp edilmesi olayının planlanması, yine Başakşehir'deki bir sitede bir ikametgâhtan hırsızlık yapılarak bilgisayarların ve dokümanların çalınması gerçekleşmiş. Filli ve Fellaha'nın İstanbul'da Mısır'lı muhalif bir gazetecinin takip edilmesi, Fatih'te bir tıp merkezinde Mısırlı bir doktorun takip edilmesi, Fatih Aksaray'da faaliyet yürütülen bir döviz bürosunda Mısırlı çalışanın takip edilmesi, “Beyaz Eller” adlı derneğin takip edilmesi faaliyetlerinde bulunmuş. Arap asıllı İsrail vatandaşı 1957 doğumlu Soliman (Süleyman) Agbaria'nın ise İsrail'den gelerek İstanbul’da Mossad elemanlarıyla koordinasyon ve talimat paylaşma görevini icra etmiş.

ULUSLARARASI FAALİYETLER

Saha eğitimlerini tamamlamış olan İsrail ajanları, elemanlarını yurtdışı ülkelerine gizlice gönderip profesyonel istihbaratçı olarak eğitiyor. MİT, Mossad tarafından İstanbul'da eleman yapılan bazı Lübnanlı ve Suriyelilerin Beyrut'taki “Haret Hreik” semtinde keşif ve istihbarat amaçlı yollandığını saptıyor. Lübnan Hizbullah’ının yerleştiği bir binanın “tam koordinatlarının alınması ve hedef binanın 3. katının içerisinde bulunan Hizbullah'a mensup üst düzey askeri ve siyasi isimlerin kimliklerinin tespitinin yapılması” gibi uluslararası faaliyetler ifa edilmiş. 9 ayrı hücre liderinden olan gerçek kimliği tespit edilemeyen ve İsrail'de ikamet eden "Abdullah Kassem" kod adlı Mossad görevlisinin, kendisini İsveç'te yaşayan Ürdünlü bir Arap olarak tanıttığı, internetten Şam'ın Kudsiye mahallesinde stratejik öneme haiz bir binanın güvenlik seviyesinin analiz edilmesi ve detaylı fotoğraflanması için Zeyd Saadeddin adlı kişiyi görevlendirdiği öğrenildi.

MİT’İN İSRAİL’E MESAJI

Bu operasyonun mahiyetine baktığımızda dört önemli unsurun öne çıktığını tespit ediyoruz: MİT, bu operasyon ile Türkiye’nin İsrail ajanlarının kolay cirit attığı saha olmaktan çıktığının mesajını Tel Aviv’e açıkça gösteriyor. Türkiye’nin Rusya, İran, CIA, İsrail, Almanya, İngiltere veya ister eski ister yeni müttefik olsun herhangi bir ülke ile yaptığı istihbari işbirliğinin “kayıtsız ve şartsız” olmayacağının da beyanıdır. MİT, İsrail’e, “istihdam ettiğin metotlar, saha faaliyetlerinde kullandığın kişi profili malumumuzdur” mesajını da iletiyor. Türkiye ve komşu ülkelerde hedef eylemleri için özellikle kraldan daha kralcı davranan “Müslüman ve Türkçü” kılıklı kişileri özellikle istihdam ettiğini, Suriye, İran, Rusya, Lübnan Hizbullah’ını düşman olarak telakki eden, “bunlara karşı şeytanla bile çalışırım” karakterinde olan kişi ve örgüt mensuplarını kullandığını, FETÖ, PKK mensubu, para, makam, şantaj, tehdit, kadın veya başka sebeplerle devşirilmiş olan yerli ve yabancı ihanet şebekesinin en uygun elemanlar olduklarının not edildiğini ibraz ediyor. En dikkat çekici husus ise, MİT’in medya ile paylaştığı Suriye ve Lübnan ayrıntısıdır. İsrail’in en stratejik düşmanları olan Esad iktidarı ile Lübnan Hizbullah’ını hedef alan Mossad’ın faaliyetlerini deşifre eden MİT’in İsrail’in, eskiden olduğu gibi Suriye ve Lübnan’a karşı Türkiye sahasını kullanmasına müsaade etmeyeceğini gösteriyor. Bu açık beyan ve yakalanan casusların ayrıntılı “gizli” bilgi paylaşımı Ankara’nın Moskova, Şam ve Tahran ile sağladığı güvenlik ve savunma işbirliğinin meyvesi olarak ta telakki edilebilir.

Sirkenin zararlı kurdu kendindendir. İçimizdeki düşman üzerine birçok şiir kaleme alındı. Rahmetli filozof Atilla İlhan’ın “içimizdeki Danimarkalılar ve potansiyel yüzde 10 hain kotası” tabirleri önemli ve anlamlıdır. HAMAS kurucusu Şeyhin oğlunun Mossad ajanı çıkması, Suriye’de birçok operasyonda “Filistinli Cihatçı” kişilerin istihdam edilmesi ve HAMAS’ın Suriye savaşında karpuz gibi ikiye ayrılması, Esad yönetimine karşı mücadele bahanesiyle yabancı istihbarata gönüllü devşirme olmaları trajik ama okutulması gereken ibretlik bir vakıadır. Türkiye veya Suriye devleti ve halkımızın misafirperverliği, sevgi ve saygısını suiistimal ederek ve kötü amaçları için kullanarak şahsi menfaatleri için ihanet içinde olanları da yabancı istihbarat için devşirilmeye uygun karakterlerdir. Zira kör sevgi ve kör nefret insana şaşı baktırır, vatan haini yapar, onurunu ve namusunu sattırır. Hele ki meseleyi etnik kimlik, din ve mezhep zihniyeti ile okuyanların son durağı garanti iblis kucağı olur.  

Sosyal medya ve siyasette “Türkiye ve Türkü korumak, ülkeyi yabancı istiladan kurtarmak için” başlatılan kampanyaların başta Araplar olmak üzere, Suriyelilere karşı yürütülen organize saldırıların da bir yerli ihanet projesi olduğunu not ediyoruz. Zira şeytan da bir zehrini enjekte etmek için 9 doğru söyler. Önümüzdeki yazımızda “Yerli İhanet olarak yabancı düşmanlığı” konusunu ele alacağız.