Yetmiş Birinci Tablet, Lenin
(1917 Büyük Ekim Devrimi'nin 100. Yılı bütün insanlığa
kutlu olsun... Büyük Rus milletine teşekkürler.)
I
Sabaha kadar uyumayan adam, Volga'ya indi:
Tan vaktinin ateşiyle buzlu sular yanıyor.
Dikti gözlerini Tatar ufkuna, Asya'yı içine çekti,
Uzak bozkır köylerinde öfke alazlanıyor.
Bekledi öylece, dikili taş gibi, aşkın merkezinde,
Yayılsın hücrelere ölümsüzlük mayası, iyice.
Gerildi Yirminci asrın örgütlü yayı, öğütlü ok kirişte,
Sökmek üzere kardeşlik ülkesinin kızıl şafağı.
Işığın kutlu alayı, gösterdi kendini dirilişte,
Doldurdu ruhuna temiz havasını dost steplerin,
Simbirsk kiliselerinde çalan zafer çanlarıyla, ağır
Yollar boyu tüten eğri dumanları, acı duaları.
Bir şişe Sibirya votkası gibi dikti kafaya yiğitliği,
Fırlattı kendini birden, Volga'nın kollarına.
Görünmez olduğu anda, belirdi Doğu yakasında,
Çıplak omuzlarından dökülüyor buz ziyaları.
Bir adım attı bozkır tuncuna: Mazlumlar uyanıyor,
Ocaktan çıkan kılıcın, kıvılcım dökmesi gibi.
Dedim yiğit, bana adını bağışla! Dedi, demirdir,
Siz, Vladimir, diyebilirsiniz, Sergei! İvan!
Deli ediyor adamı, kendi kanında uyuyan vatan:
Doluyor ruhlarımıza özgürlüğün ilk şarkısı,
Aşkı yüklenin, sevilenin, güllenin gümüşlenin,
Katyuşam bekliyor, dik nehir boylarında.
Topraktan gelenle güçlenin, örgütlenin, bilgilenin.
Çöken gök kubbeyi yukarı kaldıracağız biz,
Namus kavgasını üstlenin, yüreklenin, güzellenin!
Dedim, Moy brad, dedim ey büyük Lenin!
Şiir gibi geliyor sözlerin, öyle su gibi, öyle derin.
Dedi, bir nehir gürlüyor içimde, o ben değilim,
Kesseler kolumu baştan, yazamam iki satır.
Çıkacağız yüce katına fakat, fırtına kartalı gibi,
Muktedirle değil, şu aciz mujiklerle biz,
Çakacağız Asya destanını, Atlantik'in alın çatına!