Yetmiş Üçüncü Tablet, Bedrettin
I
Dinleyelim şarkısını Bedrettin’in, gelir Varidat ile.
Dil ağlar, söyler göz, söyleten kim, ya hayat kimindir?
İyilik ve kötülüğün, varlık ve yokluğun bilirkişisi.
Batıl da hak da varlıkta, savaşırlar cevherin karnında,
Çürüyen yıkılır gider, ileri atılır hak, hayat yenilenir.
Kâinat yankılanır bende, erek Tanrıdır, yanman gerek,
İsyan ateşe dayanmaksa senin, yapman gerek.
Ayaklansan kimya, halk işin hak eyler, senim ben,
İnsan kim, ya dünya kimin, nereye yığar balını incir?
Değil o, paylaşırsan genişler arz, gökyüzü bütünle tümdür.
Büyülü işlerin, uğraşların, emeğin rüyasıdır gözlerde.
İçinde gizli hazinenin esrarı nur, fitili anda tutuşturur,
Ol diyen görür, maddenin sırrını yine madde öngörür.
II
O cihan yürür bu cihanda, Rabbi, ölümde arayan ölür,
Hünerin içinde varsa hayat, sunuldu sana Varidat.
Bir huzursuzluk geldi Şeyhim ve kâinat dayattı kendini,
Söyle, canlar kimin evvelinden halk oluyor da,
Söz dönüyor, kelam kıvranıyor, zerreye zerreden inat.
Dirilmez ten, diridir can, sen sözlerimi avlamaya bak,
Ne var ne yok diye sorduysan, yanıtı açık, tabiat.
Çünkü en mükemmel madde orada aldı sorumluluğu.
Sevginin özüyle özlendi, günün işleriyle işlendi,
Ulaştı bir özden bir öze, insana teslim oldu cümle kainat.
Ölümsüzdür İsa’nın ruhu, ezelden ebede hep ayakta,
Ancak öldü İsa’nın bedeni, kimya ilminin yasasıyla.
III
Edirne yakınlarında bir demde, kiraz ağaçları kızıl kızıl,
Lakin payitaht kan seviyor, kan kokuyor zaman.
Göçmen kuş cennetidir Simavna, duru göl gökyüzünde,
Olup bitenden haberli yeşilbaşlı gövel ördek Kızılbaş,
Bendinden taşan Rum balıkçı, mayalan Türkmen arkadaş.
Atamıza ata Keykavus’a varır, daha geri gider talan.
Anacığı Rum asıllı ak elli, masivadan Muhammed’e gelir.
Musa Çelebi, de bana, felek niye döner, o da mı asi?
Nedenler çok, pek çoğu dil bilmeze, hal bilmeze seslenir.
Bir de yerinde duramayan maddenin macerası ki,
Mevlana Yusuf öğretti encamını kendi ilminin ilminde.
Kaç kez göklerde gezindik efendim, unuttum, inan olsun,
Mazlum devirdiği tahtlara basarak dönedura yükselir.
Dur hele, Mevlana Feyzullah konuşsun, sözü yeğcedir,
Bedrettin, gül yağı sürdü şakaklarına müritlerin.
Dedi, nasıl kar kürenip yol açılırsa, zulmü öyle küreriz.
Dedim Şeyhim, nurdan yaratılan iki kuş nedir?
Buyurdu Varidat, biri bilimdir, öbürü yaratıcı sanat. (Haftaya devam edecek.)
Türk düşünür ve devrimcisi Şeyh Bedrettin Aralık ayında,
Serez’de kumpas bir yargılama sonunda idam edildi.
Katlinin yılı konusunda ortak bir görüş yoktur.
Kimilerine göre 1416, kimilerine göre 1418 ya da 1420’dir.
Devrimci atamızı selamlıyoruz.