Yunanistan'ı Bodrum ile değil Kuşadası ile kıyasla
İş insanı Halil İbrahim Çevik Kuşadası'nda örnek bir işe geçen hafta imza attı. Oteline ait çiftlikteki bir alanı sokak köpeklerine tahsis etti ve bakımlarını üstlendi. Geçen hafta içinde yayımlanan haberimizde detayları sizlere aktardık. Kuşadası'na gitmişken tecrübeli iş insanı Çevik ile turizm, maden ve jeotermali konuşmamak olmazdı.
Halil İbrahim Çevik turizmde Türkiye'nin Yunanistan'dan pahalı olduğu söylemlerine itiraz edenlerden. Diyor ki; “Türkiye'nin pahalı kaldığını düşünmüyorum. Yunanistan'daki oteller ile hizmetle, yemekle, burası bir değil. Yunanistan'ın dengi Bodrum, Çeşme değil. Dengi neresi derseniz Sinop ile kıyaslayabilirsiniz.” diyor ve ekliyor; “Bodrum'un kendine has bir özelliği var. Bodrum'u dünyaca ünlü yerler ile kıyaslamak lazım. Yunanistan Bodrum ile değil Kuşadası ile kıyaslanmalı. O zaman pahalı olmadığını görürler.”
EYLÜL REZERVASYONLARI İYİ
Turizm geçen sene iyi gitse de bu yıl kendi tesisleri özelinde beklentilerinin yüzde 15 gerisinde seyrettiğini dile getiren Çevik, “Bu otel (Charisma De Luxe Hotel) bilinen bir yer. Almanya, Hollanda, Danimarka ve Fransa'dan ciddi müşterilerimiz var. Bizde yüzde 15 ama diğer otellerde yüzde 25-30 düşüş olduğunu duyuyoruz. Fakat ağustos ayında geçen yılı yakaladık. Rezervasyonlara bakınca eylül de daha iyi olacak. Döviz bazında yüzde 20 zam yapsak da aradaki enflasyonu kapatmadı.” bilgilerini verdi.
MAAŞ ZAMMI YETERLİ GELMEYEBİLİYOR
Turizmde maaşların mayısta tespit edildiğini ve sezonluk işletmelerde bunun yıl sonuna kadar sürdüğünü kaydeden Halil İbrahim Çevik, “Bizim otel her mevsim açık olduğundan biz hem birinci ayda hem mayıs ayında iki kez zam yaptık. Bizdeki ortalama personel gideri yeme içme hariç 50 bin liranın üzerinde. Bazen bu bile yetersiz kalıyor... İşletmeleri çok verimli çalıştırmak gerekiyor.
Çok güzel bir ülkede yaşıyoruz. Ayağınızı İstanbul'a koyduğunuzda 4-5 saatte 110 ülkeye gidebiliyorsunuz. Dünyanın en güzel ülkelerinden biri Avustralya ama 20 saat uzaklıkta. Biz yakınız. Bunun yanında olağanüstü güzel koylarımız, otellerimiz var. Bu otellerde hizmet eden personel başka ülkede yok.
JEOTERMALİN SAHİP ÇIKANI YOK
Gelelim jeotermale. Yenilenebilir enerji denilince rüzgar ve güneş ön planda tutuluyor. Fakat bunların yıllık verimleri düşük. Oysa jeotermal Türkiye için bulunmaz bir nimet. Bu gerçeği gören Çevik, mevcut yatırımlarını iki katına çıkarmak için kolları sıvamış.
“Jeotermalde keşfedilmeyi bekleyen büyük alanlar var. Jeotermal yatakları olarak bunlar faaliyete geçirilirse bugün 2000 bin MW'a yakın güç var. Emin olun 10 bin MW'a çıkar. Bu öyle bir enerji ki serada, tarımda kullanıyorsunuz. Jeotermal 8600 saat çalışıyor güneş ve rüzgar 2-3 bin saat arası.. Çok iyi hesap etmezseniz rüzgar ve güneş mevcut enerji akışını da bozuyor. Jeotermal ise öyle değil. Bizim 24 MW kurulu güç var ve bir 24 daha yapacağız.
Çok kıymetli bir enerji türü ama yatırımı biraz pahalı olduğu için herkes yatırım yapmak istemiyor. Jeotermalin bulunduğu yörelerdeki yerel yöneticiler de doğru olmayan bir tavır içindeler. Sanki doğaya zarar veriyormuş gibi bir algı yaratmaya çalışıyorlar. Enerji Bakanlığı'nın bu sorunu gerek medyada gerek sosyal forumlarda çözmesi gerekirken hiç üstüne almıyor.
EVİM KÖPEK BARINAĞINA KOMŞU
Gazeteci üstadım ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanımız Vahap Munyar'ın da katıldığı çiftlik ziyaretinde Halil İbrahim Çevik'in oğulları KROMDER Başkan Yardımcısı Mustafa Selçuk Çevik, turizm faaliyetleri ile ilgilenen Sefa Çevik, jeotermal alanında işleri takip eden Kubilay Çevik de bizlerleydi.
Sokak köpeklerinin olduğu alandan çiftlikteki evini işaret eden Halil İbrahim Çevik, “Ben de bu evde kalıyorum. Evim köpek barınağının yanında. Köpekler ses yapıyor diyorlar ya hiç rahatsız olacak bir durum yok. Her işletme benzer projeleri hayata geçirse ülkede sahipsiz, eziyet gören, sokaklarla aç ve sağlıksız yaşayan hayvan kalmaz.” ifadelerini kullandı.