Yurtta ve dünyada sarı yelek korkusu

Paris’i yakan Sarı Yelekler, Fransa’dan, Almanya, Belçika, Bulgaristan, Sırbistan ve Hollanda’ya da yayıldı.

Bulgaristan'da artan benzin fiyatlarına itiraz eden binlerce kişi, sarı yerine mavi yelekler giyerek başken Sofya'da sokaklara döküldü. Göstericiler, ülke genelindeki yolları kapatırken, Türkiye sınırında da arabaların geçişine engel oldu.

Macron, baktı bu iş böyle olmayacak, sarı yelekler durmuyor, Strazburg’da derin devlet maşası bir Faslıyı devreye sokup Noel ağacı etrafında ateş açtırdı.

Adamın evine sabahtan baskın yapılmış, adam gitmiş akşam milleti taramış.

27 suçtan sabıkalı ve evinden el bombaları çıkmış, Strazburg değil Teksas mübarek.

Ama öfkeli küçük adamlardan oluşan sarı yelekler durmayacaklarını söylüyor.

Sarı Humma gibi yayılan yelekler, Avrupa ile de sınırlı kalmıyor.

Irak’ın Basra eyaletinde halk, bir buçuk yıldır içme suyuna karışan petrol ve kanalizasyondan şikayetçiydi.

Kolera tifüs gibi hastalıklar yayılıyordu.

Sadece o da değil, işsizlik, yolsuzluk ve elektrik kesintilerinden de mustariptiler.

Sonunda sarı yelekleri giyip sokağa çıktılar.

Polisle çatıştılar, olaylarda 1 kişi öldü, 10 kişi yaralandı.

Afrika ülkesi Burkina Faso'da ise sarı yelekler kırmızıya döndü.

Başkent Vagadugu'da benzin fiyatlarına son aylarda getirilen yüzde 12'lik zam, halkın kırmızı yeleklerle sokağa dökülmesine neden oldu.

Korku ekonomik sıkıntı yaşanan her ülkede dağları sardı.

Mesela yeni bir ayaklanma korkusu yaşayan Mısır’da sarı yelek satılması yasaklandı.

Bizde de farklı değil.

Daha ortalıkta hiçbir şey yokken, MHP Lideri Devlet Bahçeli çıktı: “Sarı yelek giyen çıplak yatmayı göze almalıdır. Sarı rüyalar görenler karşılarında bizi bulacak” dedi.

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici de, "Hiç kimse Sarı yeleklilere özenmemeli. Milletimiz, devletimiz Gezi ve 15 Temmuz'da hangi cevabı vermişse, Gezi veya 15 Temmuz özentisi içine girenlere misliyle cevap verecek güçtedir" dedi.

Zaten öncesinde de bir Gezi gündemi ortaya atıldı.

Gezi için neredeyse 6 yıl sonra soruşturmalar ardı ardına açılmaya başlandı.

Gezicilerin Sorosçu/FETÖ’cü/PKK’lı darbeci vs. olduğu edebiyatı yayıldı.

Sosyal medyada da, “Sarı Yelekler kırmızıya döner ha, affetmeyiz bu sefer yaşatmayız” diye tehditler çıkmaya başladı.

Yahu ortada fol yok yumurta yok.

Tamam ekonomik kriz coştu ve yaşam koşulları son derece zorlaştı.

Ama ortada ne Gezi olaylarından emare var, ne de Sarı Yelek satışı.

Amiyane tabirle “Eşeğin aklına karpuz kabuğu sokmak” bu.

Tabii halkımızı eşek yerine koymak ne haddime, tenzih ederim.

Ama burada ben değil başkaları koyuyor sanki.

Ama bir yandan da haksız da değiller hani.

Türkiye’de kriz giderek ağırlaşıyor.

Sadece Türkiye değil, dünyada da öyle.

2019’da küresel finans ve ticaret krizi, nükleer savaş krizi, küresel ısınma ve gıda krizleri bizi bekliyor.

Yurtta ve dünyada kötümserlik hakim.

Batı dahil, tüm kürede halklar fakirleşiyor, geçim sıkıntısı artıyor.

Zenginler ise daha da zenginleşiyor.

Yolsuzluk bir yaşam biçimi haline geliyor.

Savaşlar ve göçler, ülkemiz ve batı da dahil dünyayı tehdit ediyor.

Sarı Yelekler işin sadece bir kısmı.

Onlar kendi toprak ve kültürlerine has bir eylem yapıyor.

1789-1871-1968 gibi.

Bunlar Fransa’da sarı yelek olur, ABD’de beyaz orta sınıflar ya da siyahiler olabilir.

Türkiye’de ise ben artık Gezi benzeri bir olay beklemiyorum.

Ama mesela Suriyelilere tepkiyle görülmeye başlayan yerel patlamalar, orta ve alt gelirlilerin yaşam sıkıntısıyla birleşiyor.

Buradan bir tehlike olabilir.

Sonuçta aslolan ekmektir.

Mesele Sarı Yelek değil, geçim meselesidir.