Yüz yıllık Ulu Çınar

İçim içime sığmıyor. Cumhuriyetle doğdum, onunla büyüdüm, bir hoca olarak yaşamım boyu onu öğrettim, köşe yazılarımda yazdım, röportajlar yaptım, araştırdım ve bu yıl yüzüncü yılını gururla kutluyoruz. Çeşitli çalkantılarla geçmiş ama dimdik ayakta durmuş bir ulu çınar Cumhuriyetimiz. Atamızın ve dedelerimizin bize armağan ettiği, bizim de her nefesimizle korumaya, sürdürmeye çalıştığı bir Ulu Çınar…

Bizi bölüp tekrar yutmak için neler denemiş emperyalizm yüz yılda… Sağ sol çatışmaları ile gençlerimiz birbirine düşürülmüş, kandırılmış, birbirini öldürmüş, gücü elinde tutanlar emperyalizmin yönlendirmesinde kardeşini asmış, kesmiş, işkence edip kinlendirmeye çalışmış, olmamış. Türk kardeş ile Kürt kardeşi kırk beş yıldır birbirine düşürüp, kinlendirip iç savaş, düşmanlık yaratmaya çalışmış, kırk beş yılda bir arpa boyu yol gidememiş.

Dini kullanmış, başörtüsünü yasaklatmış, baskı yaptırmış, sonra tersine çevirip laikleri ezmeye, yine kinlendirmeye, kışkırtmaya çalışmış, ordumuzun onurlu kumandanlarını hapsetmiş, türlü iftiralar atmış, onurlu subayları intihara sürüklemiş, 15 Temmuz’a getirmiş, yine olmamış, bölememiş, parçalayamamış, iç savaş çıkaramamış, sallamış ama devirememiş… Yüz yılda ne denediyse olmamış, Cumhuriyetimiz Ulu Çınar olmuş…

Fransız Devrimi hanedanını giyotine yollayıp tarihin en kanlı devrimlerinden birini yapmış. Ekim Devrimi Rusya’da hanedanı kurşunlamış, yok etmiş. Asil milletimiz ve Yunan bayrağına basmayan asil Atam hanedanına kıymamış. Yalnızca sınır dışına yollamış. Asil milletimiz kardeşi kardeşine kıydıran bir kışkırtmaya kanmamış ne iç savaşa ne İran/Irak savaşında olduğu gibi dış savaşa girmemiş.

SAĞLAM TEMEL

Sevr demişler, Kurtuluş Savaşı demişiz. Yıllarca yokluk çekmişiz, ambargolarla benzin, yağ kuyruklarını, elektrik kesintilerini yaşamışız, kardeş Kıbrıs’a yardım edecek bir gemimiz, uçak lastiğimiz yokken bile ne yapıp edip yardıma koşmuşuz ve kendimizi geliştirip eksikleri tamamlamışız. Keza kardeş Azerbaycan’a, Libya’ya koşmuşuz. Her daim yardıma gereksinmesi olana koşmuşuz, mağdurun yanında olup onları korumaya çalışmışız. Yani, kısacası, belimizi bükememişler, kandıramamışlar, bizi birbirimize düşürememişler, ne yapsalar tutmamış…

Hepimiz bir şekilde sahip çıkmışız Cumhuriyetimize. Öğretmenler sınıfta öğretmiş, ordumuz kışlada ve sahada korumuş, hakimimiz, avukatımız yargıda, iş adamı fabrikada, gazetecimiz araştırıp yazmada, bilgilendirip ışık tutmada, ölse bile korkmadan, cesaretle, Uğur Mumculardan Deniz Gezmişlere, Hablemitoğlu’ndan Ahmet Taner Kışlalılara, Bahriye Üçoklara, burada adını anamadığım nicelere, şehitlere, pes etmeyen bir Ulu Çınar, bir Cumhuriyet…

Atamız ve onun silah arkadaşları bizim için çok iyi bir temel atmış. Temelimiz güçlü, ne yapsan yıkılmıyor. Biz Atamızın ışığında, Nutuk dinleyerek, Atalarımızın ne mücadele verdiğini büyükanne ve dedelerimizden de dinleyerek, cetvelle değil, ne özverilerle çizilmiş Misakı Millîyi anlayarak ve içimize sindirerek büyüdük, bunların değerini anlayarak. Çok şanlı ve özverili bir tarihimiz var. Atamız bize yol gösteren Kuzey Yıldızımız…

Çok yaşa Türkiye Cumhuriyeti. Sonsuza kadar yaşa. Daha nice yıllara…
Umutsuz bir durum yoktur, yalnızca umutsuz insanlar vardır…
Mustafa Kemal Atatürk