‘Yüzde elliciliğe’ ‘yüzde ellicilik’le karşı konamaz

Kitle çizgisi, eylem çizgisidir. Mücadelenin doğrultusunu belirlemez. Kitlelerin bir dirsek boyu önünde olmak, onları seferber etmek için gereklidir. Ama kitlelerin önünün neresi, arkasının neresi olduğunu belirleyen etken, strateji olup, kitlelerin hangi yönde en kolay ve en geniş biçimde harekete geçirilebileceği sorusunun yanıtı değildir. Ölçüt, izlenen strateji doğrultusunda toplumsal güç yaratmaktır. Bugün bölücülüğe karşı vatan savunması, ölçütü belirleyen stratejik doğrultudur.

KİTLELERİN ÖĞRENCİSİ OLMAK
Kitlelerin öğretmeni olmadan önce, onların öğrencisi olmak gerekir. Ama kitlelerden öğrenilecek olan şey, strateji değildir. Strateji, bilimle belirlenir. Kitlelerin öğrencisi olmak, o kitle içinde verili strateji doğrultusunda toplumsal güç yaratmak için izlenecek özel siyasetleri belirlemek içindir. Kitlenin durumunu, acil taleplerini, beklentilerini bilmeden onları harekete geçirecek özel siyasetler belirlenemez. Özel siyasetin başarısı, kitlenin mevcut durumuyla stratejik hedef arasında doğru bağlantıyı kurmada yatar. Bu bağlantıyı kurmayan özel siyasetlerin yaratacağı güç, başka stratejilerin değirmenine su taşır.


DÖNÜŞTÜRMEK GÜÇ YARATIR
Özel siyasetler, kitlelerden öğrenir, ama kitlelerin mevcut durumuna teslim olmaz. Tarihin, dolayısıyla toplumsal mücadelenin ilerlemesi, gerçekleştirilebilecek seçenekler üstünden yürütülür. Çünkü tarihte de, toplumda da, “ideal seçenekler”in tedariki için sipariş verilebilecek bir merci yoktur. Ama “gerçekleştirilebilecek seçenekler”, kitlelerin duruk manzarasına bakarak belirlenmez. Aslolan, mücadele içinde bu kitlenin nasıl bir güce dönüştürülebileceğidir. Bugün Türkiye’nin duruk resmine bakanların karamsar, dönüşüm gizilgücünü görenlerin de iyimser olmasında şaşılacak bir yan yoktur.

EMPERYALİZM VE GERİCİLİĞİN YÜZDE ELLİCİLİĞİ
Emperyalizm ve gericilik de, “kitle çizgisi”ni dikkate alır. Onlar da, kitlenin acil taleplerini ve beklentilerini hesaba katarlar. Onların gözünde kitlenin önünün arka, arkasının ön olması doğaldır. Ama daha da önemlisi, onların “kitle çizgisi” bölücülük üstüne kuruludur. Bölücülükleri, yalnızca PKK terör örgütünü ABD’nin bölücü kara gücü olarak kullanmakla sınırlı değildir. Hayatın her alanında ve her gün milleti başka bir doğrultuda bölmeye çalışmayı meslek edinmişlerdir. AKP iktidarının formülü de, “yüzde ellicilik”tir.

SONUL ZAFER İÇİN MİLLETİN TOPYEKÛN BİRLİĞİ
Bugün ülkemiz, ancak milletin topyekûn gücünü seferber ederek başa çıkabileceği sorunlarla karşı karşıyadır. Bölücülük ve gericiliğin “yüzde elliciliği”ne, “yüzde ellicilik”le karşı konamaz. Bölücülüğe karşı vatan savunmasında önderlik, ancak milletin bütününü birleştirme irade ve kabiliyetini hayata geçirmekle olanaklıdır. Bu, günümüzde hem ülkenin yakıcı bir gereksinimidir, hem de bu yaklaşımın örneklerinin yaşama geçirilmesi, milletimiz için yepyeni bir işaret fişeği işlevini görecektir. Onun için meslek odalarında, halk örgütlerinde, sendikalarda ve gençlik içinde bu yönde kazanılacak başarılar, sınırlarının çok ötesine geçerek, bütün milleti dönüştürmeye yönelik bir etkiye sahip olacaktır. Milletin geniş kesimlerini, böyle bir önderliğin erişimine açacaktır.
Silahlı mücadeleyle bölücü terörün belinin kırılması, milleti özgürleştirmenin önkoşuludur. Ama sonul zafer, milletin bu mücadele içinde örgütlü bir güce dönüştürülmesiyle elde edilecektir. Bu, milletimizin 70 yıllık özlemine karşılık gelen eşsiz bir başarı olacaktır. Kitle çizgisini bu stratejik hedef doğrultusunda kullanma irade ve kabiliyetine sahip olan parti, Vatan Partisidir.

Özür ve düzeltme: Geçen haftaki yazımda geçen Christian Amanpour’un Tayyip Erdoğan’la olan görüşmesinde arkasına Atatürk resmini almış olduğuna ilişkin ifade, bir görme yanılgısının sonucudur. Düzeltir ve okurlarımızdan özür dilerim.