‘Zam, zam, zam… Ucuzluk ne zaman!
Demirel, Özal dönemleri…
Sık sık “zamlara hayır” mitingleri yapılırdı.
Ana sloganlardan bir şuydu:
“Zam, zam, zam… Ucuzluk ne zaman!”
Dün o günlerin siyasetçileriyle birlikteydim.
Eski günleri andık.
Gündemde zamlar vardı.
“Yine aynı noktaya geldik” tespiti yaptılar.
İZLENEN POLİTİKA
İzlenen politikalar…
“24 Ocak Kararları” ve sonrası…
Uzun bir dönemi kapsayan süreç.
Kamu kuruluşları, Birlikler…
Hepsi “kara delik” ilan edildi.
Arkasından “özelleştirme” kampanyası…
Daha açık ifade ile kamunun yağmalanması…
Karşı çıkanlara yönelik eleştiriler…
“Özelleştirme yasası” Meclis’ten geçince,
“Son sosyalist devleti yıktık” naraları…
Arkasından Kemal Derviş,
Babacan-Şimşek dönemleri…
Bugün yaşadıklarımız…
Yapılan yanlışların doğal sonucu…
SEÇİM ÖNCESİ, SONRASI
Daha önce de belirttim.
Seçim öncesi yapılan vaatler…
İktidar, muhalefet fark etmiyordu.
Kim ne istiyorsa söz veriliyordu.
Dünyanın en zengin ülkesi gibiydik.
Seçim bitti işler değişti.
Şimdi dünyanın en yoksul ülkesi gibi davranıyoruz.
Emekliye yapılan düşük zam…
Gösterilen gerekçeler…
Her şeyi özetliyor.
BİR AY BİLE DAYANMIYOR
Çalışanlara yapılan zamlar…
Bir ay bile dayanmıyor.
Asgari ücretlinin maaşı 11 bin 400 lira oldu.
Petrol ürünlerinde yapılan artışlar…
Bunların diğer ürünlere yansıması…
Kaşıkla verilenler kepçe ile alınıyor.
Kısa sürede açlık sınırının altında kalacak.
Emekliyi düşünemiyorum bile.
Durumları gerçekten vahim.
BUNLAR DAHA İYİ GÜNLER
Ekonomi uzmanları uyarıyor.
“Bunlar daha iyi günler.
8 ay sonra yerel seçim var.
Bu nedenle temkinli davranılıyor.
Siz mart ayından sonrasını düşünün.
Asıl acı reçete o zaman devreye girecek.
Yoksul daha da yoksullaşacak” diyorlar.
KRİZ HALKIN ÜSTÜNE
Ekonomide alınan kararlar…
Yine KDV, ÖTV’ye göz dikildi.
Bütçe açığı, dolaylı vergilerle kapatılmaya çalışılıyor.
Daha açık bir ifade ile …
Kriz, 84 milyonun üzerine yıkılıyor.
Havadan para kazananlar rahat.
Hepsinin yurt dışında hesabı var.
Türkiye’de kazanıyorlar…
Ülke dışına çıkarıyorlar.
Sözü edilen 500 milyar dolar…
Batı’dan borç para arıyoruz.
Ama gerçek şu: Biz Batı’ya borç veriyoruz.
Babacan-Şimşek döneminin sonuçları…
Şimşek yeniden ekonominin başında.
Aynı politikalarla farklı sonuç alınır mı?
IMF’SİZ IMF PROGRAMI
Üretime dayanmayan…
Borç içinde çırpınan…
Bütçe, cari açık içinde bocalayan…
Sadece günü kurtarmaya yönelik adımlar.
Batı’nın alacaklarını tahsil etmek…
Daha fazla borca batırmak…
İstediği siyasi tavizleri almak için dayattığı politikalar…
Ekonomistlere göre izlenen yolun adı;
IMF’siz IMF programı…
NELER OLACAK?
Kâhin olmaya gerek yok.
Eğer yanlıştan dönülmezse önümüzdeki dönemde olacaklar şunlar:
Zamlar devam edecek.
Hayat daha da pahalılaşacak.
Emekçinin alım gücü düşecek.
Gelir uçurumu büyüyecek.
Orta sınıf iyice küçülecek.
Toplumda hoşnutsuzluk artacak.
İktidar ne kadar dayanır bilemiyorum.
İp ne zaman kopar…
Hemen bir şey söylemek zor.
Ama 5 yıl sürmeyeceği kesin.
AK Parti içinde de homurtular yükseliyor.
Çiftçi, işçi, esnaf, memur, emekli, sanayici…
Toplumsal tepkiler büyüyecek.
Bıçak kemiğe dayanıyor…