Zeki, çevik... Peki; ya gerisi?

Günlerdir bütün sohbetlerin ana konusu, Hidayet Türkoğlu’nun Cumhurbaşkanı Başdanışmanı olarak alacağı 60 bin liralık maaş!
Asgari ücretin kavga-dövüş bin 300 liraya yükseltildiği...
Cumhurbaşkanı’nın kendisinin 32 bin lira aldığı bir ülkede...
Danışman’a böylesine uçuk bir maaş verilirse...
Sohbetlerin ana konusu elbette bu olur!
***
Ancak benim bu konuda yanıtını bulamadığım başka bir soru var:
Cumhurbaşkanı, Hido’ya ne danışacak?
Tamam; Hido, bir zamanlar dünya çapında önemli bir basketçiydi...
İyi de eğer Recep Tayyip Erdoğan bir basket takımı kurmayacaksa... Bu değerli basketbolcu, KaçAk Saray’da ne iş yapacak?
“Spor politikalarının şekillenmesinde rol alacak” diyorsanız; geçiniz!
Anlamaz... Basketboldan başka hiçbir spordan çakmaz!
Basketbolu da yönetici olarak bilmez; sadece oyunculuğu vardır...
Buna karşın yine de geçen yılın sonunda ABD’den Türkiye’ye dönünce, Erdoğan’ın talimatıyla Türkiye Basketbol Federasyonu’na “GEO” yapıldı!
Basket Federasyonu’nda daha önce böyle bir görev var mıydı?
Hayır!
Tamamen Hido için uyduruldu?
Erdoğan şimdi bununla yetinmedi; Hido’ya bir de Kaçak Saray’da iş verdi...
***
Görüyorsunuz değil mi; lafı dolandırıp duruyorum; sözcükleri çekiştiriyorum, cümleleri sündürüyorum ama Erdoğan’ın Hido’ya ne danışacağını bir türlü bulamıyorum!
Diyeceksiniz ki, “Canım spordan anlaması şart mı? Atatürk’ün dediği gibi zeki, çevik ve ahlaklı olsun yeter!”
***
İyi de... Hido’nun bu konuda da sorunu var!
Zekasını tartışamam, çevikliği konusunda dünya şapka çıkarmış; ama...
“Ahlak ve Hidayet Türkoğlu” ne kadar bir araya gelir; işte onu bilemiyorum!
Şaşırdınız mı?
Devam edeyim o zaman!
***
Bilirsiniz; çağdaş ülkelerde bir sporcu için iki yüz kızartıcı suç vardır:
Şike yapmak ve doping!
İşte; bu arkadaş, ikincisinden sabıkalı!
***
Basket fanatikleri anımsar:
Takvimler 2013’ün Şubat ayını gösterirken ajanslar ABD’den “flaş” notuyla bir haber geçti. Bu habere göre Orlando Magic forması giyen milli basketbolcumuz Hidayet Türkoğlu, “aykırı madde kullanmak”tan ötürü tam 20 maç ceza almıştı!
NBA’den yapılan açıklamada, Hido’nun kanında yasaklı methenolone maddesine rastlanıldığı söyleniyordu.
Hido da hemen bir açıklama yaptı ve “Geçen yaz Türkiye’ye dönerken, antrenörümün omzumdaki sakatlığın daha çabuk iyileşmesi için verdiği ilaçları almıştım. Bu ilaçların yasaklı madde içerdiğini bilmiyordum” dedi.
Hido’nun yol açtığı bu skandal ABD’de günlerce gazetelerin spor sayfalarının manşetinde yankılanıp durdu.
Zaten bu olay da “yeni başdanışman”ın ABD’deki kariyerinin sonu oldu; sözleşmesi bitince pılısını pırtısını toplayıp kürkçü dükkanına döndü.
***
Diyeceksiniz ki, “Amaaan önemli mi canım? 17-25 Aralık olaylarının bile unutulduğu bir ülkede; kim takar NBA’in Hido’ya verdiği doping cezasını?
Haklısınız...
KaçAk Saray “tencere” ise, Hido “kapak”tır!
Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuştur!
Olan; yoksul vatandaşın vergisinden her ay ödenecek 60 bin liraya olmuştur!

BİYOGRAFİ!
Cumhurbaşkanlığı’nın resmi internet sitesine girin...
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı yazısının ve logosunun altında yedi bölüm başlığı var:
“Ana Sayfa, Recep Tayyip Erdoğan, Emine Erdoğan, Faaliyetler, Cumhurbaşkanlığı, Bilgi Edinme, İletişim...”
Emine Erdoğan bölümünü tıklayın, “biyografi”yi seçin. Şunlar yazıyor:
“İstanbul Mithat Paşa Kız Meslek Enstitüsünde okumuştur!”
Dikkat edin:
“Mezunudur” değil, “Okumuştur!”
Yanlış anlaşılmasın; kız meslek okullarına da çok saygım var ama buradan mezun olanların uzmanlık alanının “cumhuriyet” ya da “Osmanlı Haremi” olduğunu sanmıyorum!
***
Bir zamanlar gıcık olurdum ama şimdilerde Semra Özal’ı bile özlüyorum...
Neden acaba?

GÜNÜN SORUSU
Amerika Birleşik Devletleri’nin iki eski Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz ve Eric Edelman, Washington Post’ta yayınlanan makalelerinde Türkiye’nin en kısa zamanda PKK’yla yeniden müzakere masasına oturması gerektiğini söylemiş... Sözüm kendisini sömürge valisi sanan bu iki haddini bilmeze:
Size ne ulan?

HERKES Mİ KÖTÜ?
Ulusal Kanal’da her cuma akşamı yayınlanan Kral Çıplak’a kimi çıkarsam itiraz bombardımanı başlıyor:
“O, böyle konuşmuştu.”
“Bu, şöyle bakmıştı.”
“Şu, cahilin teki!”
“Onlar hain...”
“Bunlar şovmen...”
“Şunlar kalleş!”
Ne kadar bilgili, ne kadar ilkeli, ne kadar dürüst olursa olsun; herkesin bir “İstemezük”çüsü var!
***
Yapmayın dostlar.
“Öz”e bakın.
Küçük farklılıklardan ayrılık üreteceğinize, o farklılıkları hoşgörüyle karşılayıp “bir olmaya” çalışın...
Bunu yapmadığınız zaman hızla yalnızlaşacağımızı... Bunun da en çok düşmanlarımızı sevindireceğini, “ortak mücadelemize” çok büyük zarar vereceğini asla unutmayın!

156+259!
Abdullah Gül’e sormaya devam ediyoruz. Sıra Necati Saltur’da... Sizin de Gül’e söyleyecekleriniz varsa mustafa0mutlu@gmail.com adresine gönderebilirsiniz:
***
“Abdullah Bey...
Ev sahibimiz ‘İtalya’dan oğlum gelecek’ diye, bizi kapının önüne koymak istiyor...
‘Kardeşiniz’den rica etseniz de şu Huber’i birkaç aylığına biz kullansak... Yoksa çoluk çocuk ayazda kalacağız!”

GÜNÜN İSYANI
Yarın 14 Mart Tıp Bayramı... PKK’nın kaçırıp öldürdüğü doktorun arkasından bir mesaj bile yayınlamayan PKK sempatizanı Türk Tabipleri Birliği yöneticileri hâlâ işbaşında... Onları alaşağı etmeyen doktorların bayramını kutlamıyorum!