Zerrin ile 30. yılımızda

II

Söyle bana sevgilim, otuz yıllık yeni gelin,

Barikat kurmak ya da bariyer yıkmak hüneri,

Aynı mübarek çamurdan gizilgüç alıyor değil mi?

Bizdik ve yoldaşlar ki arzın ateşli silahları,

Bunun için düşürmedik yola gülün ağırlığını.

Yıldızlara uzanan ellerimiz işini biliyordu;

Doğmayan çocukları bekleyen, oyuncaklarıyla.

Hiç bitmeyen işlerimiz vardı, bitirebilir miydik?

Söyle bana sevgilim, otuz yıllık yeni gelin:

Devrim harmanına dane olalım, demedik mi,

İpe çekilircesine aşık olmadık mı şu dünyaya?

Biz insanı, yoluna baş koyarak sevdik;

Oysa komiser, camdan atmak istiyor beni,

Cüretleniyor, Amerikan darbesinin şımarıklığıyla,

Sirkeci Karakolu'nun penceresinden.

Atsana, diyorum, gülümsüyor, ters bakıyor sonra,

Ben bakıyorum karşıdaki Sansaryan'a...

Evimiz bir devrim ocağında, bir tabutluklarda,

Yol çok ağır, sarsıldıkça yürekler çarpışıyor.

Özel zevklerimiz oldu, herkes gibi bizim de;

Kollarımızı açarak denizi geçmek, karda piknik gibi,

Karanlık ormanda ateşböcekleriyle konuşmak,

Ve dilmizden anlayan sık kayınlarla...

Ve gözler önünde ve bilmiyorum günde kaç kez,

Birbirinin içinden geçmesi gövdelerimizin,

Ve bazen durduk yerde ve olur olmaz

Birbirinin içinden geçmesi düşüncelerimizin de:

Bak yine aynı şeyi düşünmüşüz, aynı anda;

Çatışmalar, hayır öyle değil, asla, evet bu olabilir,

Defol git, hayır, beni duyuyor musun, öp hadi.

Özel hayatımız olmadı, bazıları gibi bizim de.

Köşe bucak gezecektik yeryüzünü, gezemedik;

Ne Buzdenizi'ne gidebildik, ne Everest'e;

Tırmandık işgünü ile tarih arasındaki yokuşu,

Kaç kez de yuvarlandık yarların dibine;

Göremedik dünyanın yüzde doksan dokuzunu,

Fakat, seviştik evimizin yüzde yüzünde;

Evimiz bir Yeşilköy'de, bir Şişli'de, bir gökyüzünde.

Not: 6 Aralık 1983'te düşlerimizi birleştirdiğimiz eşim,

yoldaşım Zerrin'e, başıdik 30 yıl için, bir dizi şiirin ikincisiyle teşekkürler..