Aziz Kocaoğlu: Kentsel dönüşüm değil mülkiyete tecavüz yasası

Ege Ekonomik Forum'unun ikinci gününde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, kentsel dönüşüm yasasının 'mülkiyete tecavüz yasası' olduğunu öne sürdü

Ege Ekonomiyi Geliştirme Vakfı (EGEV) tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen Ege Ekonomik Forumu'nun ikinci gününün açılış konuşmasını İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, yaptı. Kocaoğlu, İzmir'in hormonlu büyümeyi reddettiğini, kentin büyümesinde ranta değil planlara öncelik verdiklerini belirterek, şöyle dedi: "İzmir kendini koruyarak büyümeyi yeğliyor ve moda deyimiyle sürdürülebilir kampanyanın yol haritasında yürüyor rantta değil. Yaptığımız planlamalarda kentlinin yaşam biçimini örnek aldık. Kent master uygulama planlarıyla şekillenir. Bu planlarla biz gücümüzün yettiği kadar yapıyoruz. Büyük baskı altındayız hukukun el verdiği kadar, kentin büyümesi bozulmadan ve ileride telafi edilmeyecek sorunlar yaşamadan bunu sağlamaya çalışıyoruz. Planlarımıza sadık kalmaya çalıyoruz."

KENTSEL DÖNÜŞÜM YASASINI ELEŞTİRDİ

Kentsel Dönüşüm Yasası'nı eleştiren Aziz Kocaoğlu, şunları söyledi: "Bir yeri bakanlık imara açıyor. Kentsel dönüşüm yapıyorum diye oraya site yapıyor. Buna kentsel dönüşüm denmez. Bu kentsel dönüşüm değil. Bu konut üretimidir. Bir de son çıkan yasa var. Ben bunu 'mülkiyete tecavüz yasası' diye tabir ediyorum. Alsancak'ta eski bir binada çatı katı alan müteahit, dayanıksız diye rapor aldırıyor. Millet mecburen o müteahhite teslim oluyor. Müteahhit binayı yıkıyor. Binayı yıkılıyor, bina yapılıyor. Benim babamın binası da eskimişti, binayı yıktık, üç kardeş yaptırdık. Bu da kentsel dönüşüm değil, bu da bina yapımı çünkü bir metre yeşil alan artmıyor. Biz de kentsele dönüşüm yapıyoruz. Bakanlıktan onay alarak buradaki tapu sahipleriyle çarpık yapılanmanın olduğu insanlarla görüşüp proje yapıp yüzde 100 mutabakatla karşılıklı inanarak tapuyu alıyoruz. Kimsenin mağdur olmadığı bir sistem yapıyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak var olan yasayı kentsel dönüşümde kullanmayacağız. Çünkü onun mülkiyeti gasp ettiğine inanıyoruz."

"İSTANBUL'DAN İZMİR'E 16 BİN BEYAZ YAKALI İNSAN YERLEŞMEK ÜZERE TAŞINDI"

Kocaoğlu, kırsal kalkınma çalışmalarından söz etti ve kadınların kentteki rolünü şöyle anlattı: "Kırsalda ilk çalışmamız hiç kimsenin duymadığı siyasilerin aklına gelmeyen üretim yolları arazi yolları yayla yolları tarım yapılan arazinin yollarını asfaltlamakla başladık. Bugün İzmir'in kırsalda yüzde 95 civarında asfaltlanması tamamlandı. Bugün bütün üreticilerimiz arazilerine asfalt yoldan gidiyor. Ürünler tozdan kurtulduğu gibi kışın da arazilerine girip İzmir'in bu uygun ikliminde üretim yapıyorlar. Şu anda İzmir beyaz yakalı göç almaya başladı. TÜİK verilerine göre 2016 yılında İstanbul'dan İzmir'e 16 bin beyaz yakalı insan yerleşmek üzere taşındı. Onlarda İzmir'in kucak açması benimsemesi, kabul etmesiyle karşı karşıya kalacak. İzmir bu ev sahipliğini yaşam felsefesini, bu kadar göç almasına rağmen nasıl sürdürüyor sorusunun da cevabı İzmir'in kanaat önderlerinde, yöneticilerinde, işadamlarında daha da önemlisi İzmir'in kadınlarında. İzmir'in kadını hayatın içinde, ekonominin içinde. Kadının sahiplendiği bir kentte yaşıyoruz. Kadın her olaya sosyal yaşantıya müdahale ediyor. Kente adaptasyon sıkıntısı çekenleri kadınlarımız ve bizler koruyoruz. Üç sene İzmir'de yaşayan insan 'ben İzmirliyim' diyor. İzmir ruhu gelişerek büyüyor ve sürüyor. Bizim bir Kordon'umuz var. Kordon'a çıktığınızda kimi görmek istediğinizde bir kilometre yürüdüğünüzde görürsünüz. Herkes oradadır. Gençler de, ekonomik durumu sıkıntılı olanlarda en büyük işleri yapanlar da oradadır. Tavla oynar, nargile içer ve İzmir'i konuşur."