Baykal: Milletçe kucaklaşmaya ihtiyacımız var
Deniz Baykal: Bütün yöneticileri, iktidarı, siyaset yapanları, herkesi milletçe kucaklaşmaya ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum
CHP eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, bu bayram 'sıla-i rahim anlayışının tozlu raflardan indirilmesi gerektiğini' belirterek, “Sıla-i rahim yapmaya çağırıyorum. Bütün yöneticileri, iktidarı, siyaset yapanları, herkesi. Bugün Türkiye'nin bir sıla-i rahim yapmaya ihtiyacının olduğunu düşünüyorum. Milletçe kucaklaşmaya ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum" dedi. Kurban Bayramı için memleketi Antalya'ya gelen CHP eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, bayram namazını dedesinin geçmişte imamlık yaptığı Tekeli Mehmet Paşa Camii'nde kıldı. Bayram namazından 15 dakika önce camiye gelen Baykal, cemaatle tek tek bayramlaştı. Baykal, cami çıkışında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Dünyada İslamiyet'e yönelik bazı tehditlerin olduğunu belirten Baykal, geçmişte Bosna'da Müslümanlara karşı yapılanlara Birleşmiş Milletler'in (BM) sessiz kaldığını ve üzerine düşen sorumluluğun gereğini yapmadığını söyledi. İslamiyet'e yönelik tehditlerin yaygınlaştığını kaydeden Baykal, Dünyada diğer inançlarla uyum içinde yaşanan bir ortamın hayal olduğunu vurguladı. İslamiyet'e yönelik tehdit ve tehlikelerin yaygınlaştığına dikkati çeken Deniz Baykal, şunları kaydetti: "Dünyada diğer inançlarla uyum içinde yaşayan bir ortam görebilmek hala bir hayal. Bundan üzüntü duyuyoruz. İslamiyet dünyasında dogmatik anlayışın Müslümanlara dayatılması konusunda ortaya çıkan olumsuzluklara da tanık oluyoruz. Ortadoğu'da Müslüman Müslümanla tartışıyor. Bütün bu manzaralar çok şeyi sorgulamaya sevk ediyor. Siyaset din ilişkisi. Dinin bir dogmatik anlayıştan ve pratikten ibaret olmadığını, İslamiyet'in ahlaki ve manevi derinliğini, zenginliğini herkesin keşfetmesini sağlama mecburiyetimiz olduğunu görüyoruz." Baykal, siyaset din ilişkisinin kötü kurulduğunu ve Türkiye'de bu durumun üzüntü verici olduğunu söyledi. Deniz Baykal, “Maalesef her yerde bu konuda en deneyimli olması gereken Türkiye'de de üzüntü verici bir biçimde bozuluyor din siyaset ilişkisi. Yanlış anlaşılmış bir İslamiyet, ahlaki ve manevi özünden koparılmış, pratiğe indirgenmiş bir din inancının yaygınlaştırıldığına tanık oluyoruz" dedi.
İKTİDARA SILA-İ RAHİM ÇAĞRISI
Bayramların insanları hatırlamaya ve bir arada olmaya yönelttiğini anlatan Baykal, Kurban Bayramı'nın İslamiyet öncesinden gelen bir gelenek olduğunu söyledi. Bayramlarda insanların mezarlık ziyaretleri yaptığını, şehitleri, gazileri hatırladığını birbirleriyle kucaklaştığını da kaydeden Baykal, sıla-i rahim vurgusu yaptı. Tüm bunların bir sıla-i rahim anlayışı olduğunu vurgulayan Baykal, bu anlayışın tozlu raflardan indirilip bu bayramda ve bundan sonra da yaşatılması gerektiğine değindi. İktidara, siyasilere ve herkese çağrıda bulunan Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu anlayışın (sıla-i rahim) Türkiye'nin içinde bulunduğu gerginlik, karşıtlık ve ötekileştirme ortamında tam da Türkiye'nin muhtaç olduğu, ihtiyaç olduğu bir anlayış olduğunu düşünüyorum. Sıla-i rahim anlayışını tozlu raflardan indirip şimdi çok daha geniş anlamda bütün ötekilere, bizim gibi bakmayan ve bizim gibi düşünmeyen ama bizim bir parçamız olan toplumun bütün kesimlerine yönelik bir zihniyet devrimi yapmaya çağırıyorum. Sıla-i rahim yapmaya çağırıyorum. Bütün yöneticileri, iktidarı, siyaset yapanları herkesi. Bugün Türkiye'nin bir sıla-i rahim yapmaya ihtiyacının olduğunu düşünüyorum. Bir hal hatır sormayla, kimliğini kucaklamayla yeni bir barış ortamı yakalayacağımızı düşünüyorum. Kurban Bayramı'nın özünde sıla-i rahim vardır. Milletçe kucaklaşmaya ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum."
GÜNEY ASYA'DA MÜSLÜMANLARA KARŞI YAPILANLAR
Deniz Baykal, Arakan ve Myanmar'da Müslümanlara karşı yapılanlara da değinerek İslamiyet'in en acılı dönemlerini yaşadığını söyledi. Bu sorunların İslamiyet'in içinden ve dışından kaynaklandığını vurgulayan Baykal, şunları kaydetti: "Baktığımız zaman gördüğümüz manzara şu; ne yazık ki İslamiyet tarihinin en acılı dönemlerinden birisini yaşıyor. İslamiyet'in maruz kaldığı sorunlar, sıkıntılar hem İslamiyet'in dışından kaynaklanıyor hem de maalesef içinden kaynaklanıyor. İslam dışı dünyanın İslam'ı doğru anlamak konusunda bir gayrete ihtiyacı olduğu açıktır. Tabi kabul etmeliyiz ki İslamiyet'i doğru anlatma bakımından bizim de çok ağır bir sorumluluğumuz var. Maalesef bu konuda giderek daha iyi bir ortam gelişeceğine daha tersine olaylara tanık oluyoruz. İslamiyet'in Kudüs'te Filistin'de maruz kaldığı tarihin derinliklerinden kaynaklanan bir dini çatışma tablosu hala atlatılabilmiş değil. Şimdi son zamanlarda buna bir de İslamiyet'in karşısına Budizm'in de bir şekilde ortaya çıkmaya başladığını görüyoruz. Yani Güney Asya'da Myanmar'da, Arakan'da hem Budistlerin hem de devletin Müslümanlara karşı kabul edilemez bir baskı kampanyası, sindirme, yok etme ve sürme çabasını sürdürdüklerini görüyoruz. Yani İslamiyet Güney Asya'da da ciddi bir tehdide maruz bırakılıyor. Bu tehdidin arkasında başka bir inanç anlayışın, Budizm'in bulunduğunu görmek ayrıca üzüntü verici. Şimdi öyle anlaşılıyor ki Güney Asya'da İslamiyet'i dışlama politikası sürdürülmek isteniyor. Tabi Myanmar'da yaşanan bu olumsuzluk karşısında Güneydoğu Asya'da İslam devletlerinin, Bangladeş'in, Pakistan'ın çok daha sahiplenici bir tutum içinde olmasını beklerdik. Bir anlamda onlarında kendi kaderlerine yalnız bırakıldıkları görünüyor." Baykal, daha sonra beraberindekilerle her bayram olduğu gibi Avcuoğlu Börek Salonu'na giderek kahvaltı yaptı.