Devlet korosunun ilk Ermeni müzisyeni, ABD'yi değil Diyarbakır'ı tercih etti
Amerika'da 21 yıl yaşayan, Türkiye'ye kesin dönüş yaparak Diyarbakır'a yerleşen Ermeni sanatçı, Yervant Bostancı'nın yaşamı değişti
Diyarbakır'da bir dönem Türk, Kürt, Ermeni ve Yahudiler'in bir arada yaşadığı kitaplara konu olan ancak 2015-16 yıllarında PKK'nın kazdığı hendekler ve oluşturduğu barikatları kaldırmak üzere düzenlenen operasyonlar sırasında çıkan çatışmalarda yıkılan Gavur Mahallesi'nde doğan Yervant Bostancı, ilkokul ve ortaokulu bu kentte okuduktan sonra ilk müzik öğrenimini babası Yakup'tan alarak düğünlerde darbuka çalmaya başladı. Bostancı, ailesinin kararı üzerine 1976'da göç ettiği İstanbul'da 1992 yılına kadar Üsküdar Musiki Cemiyeti'nde ud ders verdi, hem de sahneye çıktı. 1992 yılında büyük hayallerle Amerika'ya göç eden Yervant Bostancı, 21 yıl boyunca California Eyaleti'ndeki Los Angeles kentinde gazinolarda sahneye çıktı. Uduyla Ermenice, Türkçe ve Kürtçe türküler söyleyen Yervant Bostancı, bu nedenle kendisini dinlemeye gelenlerinde zaman zaman, "Ermenisin niye Kürtçe veya Türkçe de söylüyorsun" eleştirilerine maruz kaldı. Buna rağmen ülkesinin kültür, dili ve şarkılarından hiç bir zaman kopmayan ve bu dillerde söylemeye devam eden Bostancı, şunları anlattı: "Amerika'da 3 dilden şarkılar söylüyordum. Her kesimden muhakkak sivri insanlar vardır. Ermenice okursun bir başkası istemez. Kürtçe okursun başkası istemez. Türkçe okursun öbürü istemez. Bunlara rağmen her zaman bu 3 dilde Udi Yervant olarak kendimi kanıtladım. Ve o konuda çok rahattım. Korkum yoktu. Hakkını verdik. Burada da yine koromuzda da açılımlardan dolayı kaç dilden şarkılar okuduk. Yıllardır ilk kez bu koroda okunmayan dilde Kürtçe ve Ermenice şarkılar da okudum. Benim için çok önemliydi. Büyük ilgi de gördük." ABD'ye yerleştikten sonra sürekli memleket hasretiyle yanıp tutuşan Udi Yervant Bostancı, dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik'in yurt dışındaki gayri müslimlere yönelik "Ülkenize dönün" çağrısı üzerine 21 Haziran 2013'te Türkiye'ye döndü. Yurda dönen ilk Ermeni olan Yervant Bostancı, 4.5 yıldır yaşadığı memleketinde ekonomik anlamda ilk aylarda zorluk çekmesine rağmen, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın açtığı sınava girip kazanınca yaşamı hızla değişmeye başladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı Diyarbakır Devlet Klasik Türk Müziği Korosu'na kadrolu ud ve ses sanatçısı olarak giren Yervant Bostancı, kısa sürede gösterdiği başarılı performans nedeniyle başkanlığını Tanju Demirkol'un yaptığı Sanat Kurulu üyeliğine de getirildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Türkiye'deki kadrolu ilk Ermeni sanatçısı olan Yervant Bostancı, korodaki arkadaşları tarafından da oldukça seviliyor. ABD'ye yerleşirken yüreğini memleketi Türkiye'de, Diyarbakır'da bıraktığını belirten Bostancı, şöyle dedi: "Diyarbakır çocuğuyum. Burada doğdum, büyüdüm. Buranın anane ve kültürü ile yoğruldum. Dönme kararı verdiğimde bana 'Los Angeles'te işin, mesleğin var orayı bırakıp Diyarbakır'a nasıl dönersin? Orada harcanırsın' dediler ve engellemek istediler. Adeta dalga geçtiler. Onlara kulak asmadım ve memleketime kesin dönüş yaptım. Dönemin bakanı Ömer Çelik çok yardımcı oldu. Onun ve yazar Şeyhmus Diken'in dönüşümde büyük katkısı var. İyi ki ABD'den dönmüşüm. Mutluluğu yine memleketimde buldum. Keşke daha önce dönüş yapsaydım."
YAŞAMINI KONU ALAN KİTAP 3 BASKI YAPTI
ABD'deyken Facebook sayfasından sürekli memleket hasretini dile getiren ve yaşadıklarını anlatan Yervan Bostancı, arkadaşı Diyarbakırlı yazar Şeyhmus Diken'in de dikkatini çekti. Yervant Bostancı ile diyaloga giren Yazar Şeyhmus Diken, Bostancı'nın dönme kararı üzerine yaşamını konu alan "Ula Fılle (Hristiyan) Hoşgeldin" isimli bir kitap yazdı. Diyarbakır'ın yanı sıra yurt dışında da büyük beğeni toplayan kitap kısa sürede 3 baskı yaptı. Diken, "Yervant, Amerika'da yaşıyordu. İzini bir şekilde bulduk. Bir süre sonra geniş ve derinliği olan hayatı hakkında kitap yazdık. Kitap kısa sürede 3 baskı yaptı. Gelip burada sıradan bir insan halinde kalmadı. Bir süre sonra kent kamuoyu onun o sanatçı kimliğini, aslında gecikmiş bir gelişin kesin dönüşü olarak kabullendi ve içselleştirdi. Diyarbakır'dan hiç ayrılmamış biriyim, onun gidiş gelişi 21 yıllık kesintiye uğramış. Bu kesintiye rağmen bugün şehirde benden çok seveni, hayranı var" diye konuştu.
"KOROMUZA RENK KATTI"
Diyarbakır Devlet Klasik Türk Müziği Korosu Müdürü Derya Akkoç ise, müziğin evrenselliğini udi Yervant'ın koroya dahil olmasıyla bir kez daha kanıtladıklarını belirterek, şöyle dedi: "Yervant bey, çok güzel ve değişkik bir renk kattı. Çünkü, sanat farklı renklerden oluşan birşeydir. Farklı dillerde eserler söylemesi, kendi kültürünü bizim müziğimize de aktarması bizim için çok büyük bir avantaj oldu. Zaten kendiside çok renkli bir kişiliğe sahiptir. Biz onu çok sevdik. Güzel konserler ve turneler veriyoruz. İyiki aramıza geldi. Bizim için koromuz ve Diyarbakır adına çok güzel bir avantaj oldu. Kendisinin değişik farklı fikir açıları olduğu için bu kurulda da ona yer vermek istedik." Diyarbakır Devlet Klasik Türk Müziği Korosunda ritim sazları çalan Ali Atilla Sütşurup da,"Yervant ağabey, kişiliği, sanatıyla çok güzel bir renk kattı koromuza. Kendisine hem ağabey olarak, hem dost olarak hem de sanatçı kişiliği olarak kendisini seviyoruz. Aramızda olmasından çok mutluyuz. Uzun yıllar Diyarbakır hasreti çektiği çok belli. O hasretini şarkılarına, türkülerine yansıttı. Bizlere de bunu hissettirdi. Gelişinden dolayı çok memnunuz. İnşallah daha güzel yıllarımız olur" diye konuştu.