Kömür ocağı hem tarihe hem zeytinliklere zarar veriyor!

Mahallelerinin yakınlarındaki kömür ocağına karşı eylem yapan Yatağanlılar, ocağın hem 5 bin yıllık antik kente hem de zeytinliklere zarar verdiğini söylediler

Muğla'nın Yatağan İlçesi'ne bağlı Turgut Mahallesi'nde yaşayanlar, bölgedeki kömür ocağının yerleşim yakınındaki 5 bin yıllık antik kent Lagina ile zeytinliklere zarar verdiğini, ağaçlarının katledildiğini söyleyerek eylem yaptı. Yatağan ilçe merkezine 14 kilometre mesafedeki Turgut Mahallesi'nde yaşayanlar, dün (pazar) Cumhuriyet Bayramı'nın 94'üncü yılını coşkuyla kutladıktan sonra ünlü ressam ve tarihçi Osman Hamdi Bey'in yaşadığı konağın bahçesinde toplandı. Turgut Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği Başkanı Kazım Erol, Yardımcısı Tayyibe Demirel'in organize ettiği eyleme katılan 100 kişilik grup; Türk bayrakları ve Atatürk fotoğraflarıyla bir araya gelerek, kömür ocağı için ağaçların kesildiğini söyleyip duruma tepki gösterdi. Topluluk, 'Kirli Çevre İnsanın Ruhunu Kirletiyor', 'Sulara Özgürlük', 'Tarih Kömür Olmasın', 'Zeytinime Dokunma, Toprak Bizim Anamızdır', 'Bereketli Kömür Öldürür', 'Kömür karası Leyne'nin (Yatağan'ın eski adı) Yarası' ve 'Çocuklarımızın Emeği, torunlarımızın Geleceği Leyne' yazılı döviz ve pankart taşıdı. Topluluk, Konak bahçesinden 1.5 kilometre yürüyerek, antik kent Lagina'ya ait 5 bin yıllık çocuk mezarlarının bulunduğu alana geldi ve açıklama yaptı.

"YETER ARTIK ANKARA DUYSUN SESİMİZİ"

Dernek Başkan Yardımcısı evli, iki çocuk 4 torun sahibi 61 yaşındaki Tayyibe Demirel, 25 yıldır çile çektiklerini belirterek, şunları anlattı: "İki köyü kömür havzası yuttu, şimdi ise antik Lagina kenti, Osman Hamdi Bey Konağı ve tarihi eserlerle antik kentin mezarlarının bulunduğu asırlık zeytin ağaçlarımızın bulunduğu Turgut'umuzun sınırına dayandılar. Valiliğe, bu katliamın durdurulmasını istedik. Valilik yazı ile zeytin ağaçlarının kesiminin durdurulmasını istedi. Talimata uymadılar, kıyıma devam ettiler. Sadece doğayı, insan yaşamını değil; burada 5 bin yıllık tarihi de yok ediyorlar. Geçmişine sahip çıkmayan bir milletin geleceği de olamaz. Şimdi 5 bin yıllık mezarları katlettiler. Sıra köyümüzün mezarlığına geldi. Yeşilbağcılar'da mezarlık, kömür havzası nedeniyle içten göçtü. Köylüler büyük şok yaşadı. Atalarının, dedelerinin kemiklerini kömür havzasında aradılar. Bugün ise Cumhuriyet'imizi kutladık. Topraklarımızı korumak, asırlık zeytin ağaçlarımızı kurtarmak ve 5 bin yıllık tarihimizin yok olmasını önlemek için eyleme koştuk. Ulu Önder Atatürk'ün söylediği 'köylü milletin efendisidir' sözünün yurdun her karışında uygulanmasını istiyoruz. Kömür havzası iki köyü yuttu, sıra bize geldi. Ankara'da masa başında çizerek, maden ve kömür yataklarını tespit edenler; gelip, burada bir hafta yaşasınlar bakalım. Bu köyden her gün bir cenaze kalkıyor, yeter artık Ankara duysun sesimizi."

"KÖMÜR HAVZALARI ÖLÜM ÇUKURU OLDU"

Açıklamalarını sürdüren Demirel, "Bu kömür canavarına, iki köy direnemedi yok oldu. Şimdi 3 bin kişinin yaşadığı Turgut sınırına dayandılar. Ancak köyümüzün sınırından içeri giremeyecekler. Hukuk alanında, adalet önünde ne gerekiyorsa yapacağız. 45 eylem yaptık, 46'ncıyı yapacağız. Gerekirse makinaların önüne yatacağız. Çünkü sadece bizim değil, çocuklarımızın torunlarımızın geleceğini çalmak yok etmek istiyorlar. Gençliğimde çok sağlıklıydım ancak son 15 yılda astım, bronşit hastalığına yakalandım. Köyün yüzde 70'i hasta ama gidecek toprağımız, yurdumuz, yerimiz yok. Burada doğduk bıraksınlar burada huzur içinde ölelim. Biz kimseden fazla birşey istemiyoruz, para pul istemiyoruz. Doğup büyüdüğümüz topraklarda evimizde mutlu ve huzurlu yaşamak istiyoruz. Bu kömür havzaları aslında ölüm çukuru bunda kamunun ne yararı var" dedi.

"ZEYTİNLİKLERİMİZİ VERMEYECEĞİZ"

Eyleme katılanlardan evli, bir çocuk ve 2 torun sahibi 63 yaşındaki Sultan Mavi ise 9 dönüm arazisi içerisinde asırlık 200 zeytin ağacı bulunduğunu belirterek, "Kömür havzası geldi, köyümüzün tarlamızın sınırına dayandı. Zaten çeyrek asırdır nefes alamaz halde yaşıyoruz. Köyün yüzde 70'si astım ve kanser hastası oldu. Ne yazıkki çaresisiz, gidecek yurdumuz toprağımız yok. Tek geçim kaynağım, zeytin tarlam. Oradan aldığım yılda 3 ton zeytin ile geçimimizi sağlıyoruz. Şimdi maden ocağı ve kömür havzası diyerek zeytinliğimizi almak istiyorlar. Peki biz ne yiyeceği ne içeceğiz. Çocuğum, torunlarım nerede yaşayacak. Zeytinliklerimizi vermeyeceğiz. Turgut zeytinlerini, kömürcüler almakta kararlı ama köylüler de arazilerini vermemekte kararlı. Kazdıkları yer Lagina Antik Kenti. Köyün üzerine nükleer bomba atın, sonra burasını alabilirsiniz. Sularımızı da kirletiyorlar. Çevremizdeki dağlar, delik deşik" dedi. Topluluk eylemden sonra sessizce dağıldı.