Kurban satıcısının bayramı

Aile mesleği hayvancılığa ilkokulda başlayan, ailesini hayvancılıkla geçindiren Eyüp Şahin Sultangazi'deki pazarda yıl boyunca beslediği kurbanlıklarını satıyor

1970'te Amasya'nın Keşlik köyünde doğan Şahin, ilkokulu bitirir bitirmez başladığı dede mesleği koyunculuğa, askere gidene kadar devam ettiğini, askerden geldikten bir süre sonra besiciliğe geçiş yaptığını anlattı. 3 çocuğunu elinden geldiğince okutmaya çalıştığını, küçük oğlu Ahmet'in elektronik bölümü mezunu, diğerinin de asker olarak görev yaptığını dile getiren Şahin, 1997'den bu yana İstanbul'un çeşitli semtlerine kurbanlık getirdiğini, kendisiyle gelen oğlu Ahmet'in yardımı olmadan bu işin üstesinden gelmenin çok zor olduğunu kaydetti. Zor bir meslek olan hayvancılığın dedesinden babasına, babasından da kendisine kaldığını söyleyen Şahin, "Biz bugün alıp yarın satanlardan değiliz. 11 ay boyunca ben bu hayvanları besliyorum. İlgi ve dikkat istiyorlar, günde 3 kere yem, su veriyorum, takip ediyorum. Hasta olmamaları için elimden geleni yapıyorum." dedi. Pazardaki komşularının Türkiye'nin çeşitli şehirlerinden İstanbul'a geldiğini, onlarla adeta kardeş gibi olduklarını aktaran Şahin, "Bir komşum Bolulu, diğeri Ardahanlı, bir diğeri de Edirneli. Bu zenginlik beni çok mutlu ediyor. Türkiye'nin neredeyse her şehrinde bir kardeşim varmış gibi hissediyorum. Onlardan çok memnunum, ben olmasam bile benim yerime çadır parasını verip yeri tutuyorlar." diye konuştu. Vatandaşların kurbanlık fiyatının yüksekliğinden kendilerini sorumlu tuttuğunu belirten Şahin, şöyle konuştu: "Hayvanlarımın bana maliyetleri çok fazla. 25 hayvanın günlük 5 çuval yemi var. Ellişer liradan 250 lira ayda 7 bin 500 lira yapar. Buraya gelirken kamyon tuttum, o da 7 bin lira. Hayvanlarımın altına koyduğumuz tahtaların da ciddi bir maliyeti var. Bu çadıra da para ödüyoruz tabii ki. 8 bin 250 lira da buraya verince 25 hayvanın bize maliyeti yaklaşık olarak 25 bin lira oluyor. Bir de hayvanlarımı 11 ay boyunca beslediğimi düşünürsek maliyeti varsın insanlar hesaplasın." Memleketinden uzakta ekmeğinin peşinde olduğunu, aile özlemi çektiğini belirten Şahin, pazardaki tek şikayetinin uyuyacak yer eksikliği olduğunu kaydetti. Şahin, çadır başlarına ya da aralarına konulacak ikişer kişilik yatakların kendilerini çok mutlu edeceğini ifade ederek, sözlerini, "Burada saman balyalarının üzerinde uyuyorum. Oğluma kıyamıyorum ve misafirhaneye gönderiyorum. Dün burada yağmur yağdı ve sırılsıklam olduk. Biz hastalanırsak bu hayvanların satışı bile bizi kurtaramaz. Yetkililerden bu mağduriyetimize bir çözüm bulmalarını istiyoruz." diye tamamladı.