Yörük kültürü arkeoloji müzesinde yaşatılıyor

Her geçen gün kaybolmaya yüz tutan konargöçer Yörük kültürünün gelecek kuşaklara da aktarılabilmesi için Mersin Arkeoloji Müzesi'nde

İlk olarak 1978'de eski halkevi binasının küçük bir bölümünde kurulan, depo müze olarak hizmet verdikten sonra daha çağdaş bir yapıya kavuşturulması için 18 Mayıs 2017'de 7 bin 465 metrekare alan üzerine inşa edilerek yeni yerine taşınan Mersin Arkeoloji Müzesi'nde çok sayıda medeniyetten eserler günümüzle buluşturuluyor. Müzede unutulmaya yüz tutmuş Yörük kültürünün de yaşatılması sağlanıyor. Yapımı 3 yıl süren müzede oluşturulan özel salonda, başta konargöçer kültürünün son temsilcilerinden Sarıkeçili Yörükleri olmak üzere, yerleşik hayata geçmemiş Yörüklerin zamana ve teknolojiye direnmiş yaşam biçimleri tanıtılıyor. Burada kurulan özel sinevizyon sistemi ve tanıtım afişleriyle Yörüklerin tarihi hakkında bilgi verilirken, 19. yüzyıldan kalan el işi kilim, seccade ve heybeler, küçükbaş hayvanların yünlerinden yapılan kıyafetler ile yastıklar, gümüş kaplamalı kaplar, ibrikler, gaz lambaları ve günlük hayatta kullanılan yüzlerce eşya bu alanda sergileniyor.

Konargöçerliğin zorlu hayatı konusunda ipuçları veren antika bıçak, silah ve kalkanların yer aldığı bölümde, Yörük kadınlarının dillere destan olan özel işlemelerle süslenmiş takıları, yazmaları, başörtüleri, kıyafetleri ile çocukları için ördükleri bere ile eldivenler de bulunuyor. Yörüklerin ulaşım için vazgeçilmezlerinden develer için örülmüş nazarlıklar da görenlerin ilgisini çekiyor.

EŞYALAR YÖRÜK ÇADIRLARINDAN TOPLANDI

Müze Müdürü Songül Ceylan Bala, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2 ay önce açılan müzeyi yerli ve yabancı 6 bin 162 ziyaretçinin gezdiğini söyledi. Soli-Pompeipolis Antik Kenti, Elaiussa-Sebaste Antik Kenti ve Yumuktepe Höyüğü'nden çıkan eserlerin de aralarında olduğu bin 435 tarihi eseri barındıran müzenin en önemli bölümlerinden birinin de Yörük kültürünün tanıtıldığı salon olduğunu belirten Bala, "Yörük kültürünü yaşatmak amacıyla bir salon tasarlandı. Yörükleri, kullandıkları eserlerle yaşatmaya çalıştık." dedi. Bala, Yörüklerin kış aylarında Mersin'in kıyılarına, yaz geldiğinde de Toroslar'daki yüksek rakımlı yerlere göçtüklerini anlatarak, şunları dile getirdi: "Yörük salonumuzda, daha çok 19. yüzyıldan eserler bulunuyor. Yörükler, çadırda yaşadıkları için özellikle nazarlıklar ve çadır süsleri eserler arasında öne çıkıyor. Ayrıca özel işlenmiş kilimler var. Bu kilimlerdeki her motifin ayrı bir anlamı var çünkü sosyal hayatlarına ilişkin şeyler anlatılıyor. Mutfak kültürüne ilişkin de kaşıklar, bakır kaplar ve kahve aleti gibi çok sayıda eser mevcut. Biz, onların geleneklerini burada yaşatmak istiyoruz. Müzemize gelen insanların, Sarıkeçililer diye bir kültürün yüzyıllardır hala devam ettiğini görmelerini hedefliyoruz. Hazırladığımız belgeselde de Yörüklerin nerelerden geldiği, nerelerde konakladığı, yaşam biçimleri anlatılıyor. Burada oturma gruplarımız var, ziyaretçi gruplarımız oturup bu belgeseli izleyerek Yörükleri öğrenmiş oluyorlar. Zaman içerisinde vatandaşlarımızın müzeye getirdiği eserler de var. Bir kısmı ise bizzat gidip çadırlarda Yörüklerle görüşerek topladık."

Ceylan Bala, Yörüklerin yaşamıyla ilgili çekilen fotoğrafları da salonda sergilediklerini belirtti.