Ali Alsaç

ali_alsac@yahoo.com

Son Yazıları

Aşil topuğu; çip ve rekabet

Ticaret savaşlarında yeni bir perde açılıyor diyecektim ama o perde açılalı epey zaman oldu.Amerika ve Çin arasındaki rekabet bir keskin virajdan daha dönüyor. Parantez içinde söylüyorum Amerikan Devrimi ve Çin Devrimi insanlık için muhteşem örneklerdir. Devrimler toplumlardaki kasveti dağıtır, umutları gerçekleştirir, eskinin kökleşen sömürü ilişkilerini yerle bir eder. Yeni de bir süre sonra eskir… Ve yeni devrimlerin kapısı aralanır. Parantezi kapatıyorum; Amerika da Çin de yeni dünyayı temsil ediyorlar ancak bir tez ve antitez farkıyla.

Amerikan Devrimi ile kurulan yenilikçi, dinamik, üretken toplum günümüze bir emperyalist kuşatıcı güç olarak evrilmiştir. Çin Devrimi ise kendine has yani Çin halkının gerçeklerine uygun bir sosyalist toplum hedefiyle gelişmesini sürdürmüştür. Amerika’nın öncülüğünde örgütlenen silahlar NATO örneğinde olduğu gibi yayılmacı, Batı merkezli ve gelişen ülkelerin deniz gücü olmalarını engelleyen bir yapıdadır.

Yazının Devamı

Yeni dil, ideoloji ve yapay zekâ üzerine

Yapay zekanın bir ideolojisi olabilir mi? Yazının tetikleyicisi bu soru oldu. Aslında daha önce hatta tarih verirsek 6 Mart 2024 tarihli “Olay ufkuna doğru: Neoliberal yapay zekâ” köşe yazımızda bu soruyu sormuş ve bazı yanıtlar aramıştık.

“İnsanın üzerindeki manipülasyonları, yönlendirmeleri yetmemiş gibi şimdilerde gündemlerine yapay zekayı aldılar. Tabi ki bu da propaganda güçlerini pekiştirme amaçlıdır. Üretken yapay zekâ, GPT, büyük dil modelleri gibi teknolojiler milyarlarca parametre ile eğitilmektedir. Şöyle açıklayalım, yapay zekâ geliştiricisinin siyasi görüşünü, kültürel kodlarını, hassasiyetlerini yansıtacaktır.”

Yazının Devamı

Rekabetin sınırları

Teknoloji kavramını incelediğimiz bir yazı dizisini Aydınlık arşivlerine kaydettik. Kavramın etimolojik kökenlerine değinirken tarihsel yolculuğundan da bazı kesitler sunduk. Akademi çevrelerinde nasıl algılandığını ve akademi dışındaki ortamlarda kavrama yüklenen anlamları inceledik.

“Teknokapitalizm, Teknikten Teknolojiye ve Teknolojinin olmayana ergisi” başlıklı köşe yazılarımız gelişmenin dinamiklerini anlama çabamızda benim bakış açıma göre bir temel olacaktır.

Yazının Devamı

Teknolojinin olmayana ergisi

Teknoloji kavramını tanımlayan anlatımlar aynı kapıya çıkıyor; başka türlü var olmayacak şeylerin nasıl yapılacağına dair bilgi.

Teknolojinin tanımları ile köken bilimi (etimoloji) çıkarımları birbirlerini tam karşılamamaktadır, çelişkilidir. Şöyle ki, teknoloji kelimesini tek+n+oloji olarak incelersek, -oloji eki, teknolojinin akademik bir alana veya resmi bir bilgi sistemine atıfta bulunması gerektiği öne sürülmektedir.

Yazının Devamı

Teknikten Teknolojiye

Bilgi önemlidir ve devletler, çeşitli bölgesel ve ulusal çıkarları korumak için bilginin hareketini yönetmek zorundadır. Bilginin düz bir dünyada ulusal sınırlar tarafından engellenmeden kendi kendine dolaştığı görüşü bir efsanedir. Bilginin uluslararası hareketi, müzakere, uyum ve bölgesel bağlamların özgün yapılarına “adaptasyon” gerektiren sosyal bir başarıdır.

Bilginin değeri toplum üzerindeki etkisiyle ilişkilidir. Daha güçlü bir anlatım olacağını düşündüğüm haliyle, bilginin değeri maddeyi değiştirme gücünde saklıdır. Maddemiz toplumsa, bilgi toplumu değiştirme bilgisidir. Toplumda aksayan bir şeyler olmalı ki değiştirme, dönüştürme yolu açılmalıdır. Toplumu dönüştürecek bilgiye sahip olanlar tarihin uygun zamanında öne çıkarak milletlerinin önderliğini alıyorlar.

Yazının Devamı

Teknokapitalizm

Eylül 2024 tarihli 416. sayısıyla Teori dergisi önemli bir tartışma başlattı. Dergi bu sayısında modernleşmeyi inceliyor. Dergide yer alan yazıların ayrıntılarına girmeden en öz biçimde tartışmanın ruhunu yansıtan iki kavramı sizinle paylaşıyorum; Devrim ve Modernleşme. Modernleşme denildiğinde aklımıza bir ilerleme iklimi geliyor haklı olarak. Devrim ise köktenci bir değişimin ifadesidir.

Türkçe dil kurallarına göre “Modern” kelimesi bir sıfattır. Bir kişiyi, nesneyi ya da durumu nitelendirirken sıfatlardan faydalanırız. Keşke konu sadece Türkçedeki yerinin incelenmesi olsaydı; kolayca işin içinden çıkardık ama “modern” kelimesi ideolojik tartışmaların tam göbeğinde yer alan politik bir içeriğe sahip ve devrimciler bu kavramın üzerine gidecektir.

Yazının Devamı

Kalkınmanın süngü savaşı

Geçen hafta kalkınma tanımı ve sürdürülebilirlik kavramı açısından ülkemizin kalkınma yol haritasını okurlarımızla paylaşmıştık.

1960 yılında BM raporlarında kalkınmanın devletçi politikalarla yapılabileceğine yönelik bir anlayışın ağır bastığını ancak günümüzde devletçiliğin yerini fon yönetimleri, çokuluslu kuruluşlar ve bu kuruluşların devletlerin önüne koyduğu ilerleme raporlarının aldığını vurgulamıştık.

Yazının Devamı

Kalkınma ve toplum

Ekonomik faaliyetlerin amacı kalkınmaktır. Kalkınmak devlet bütünlüğünün korunması için gerekli tüm şartları etkileyen, toplum ve kurumlar iş birliği aracılığıyla elde edilen ekonomik ve sosyal ilerlemelerdir.

Kalkınma, toplumun kalkınmasıdır. Bireysel kalkınma toplum kalkınması içinde bir parçadır. Türkiye’nin kalkınması hedeflerimizde köylerin kalkınması oldukça değerli bir yer tutmaktadır. Köylerimizin kalkınması için geçmiş dönemlerde yapılanlar geleceğe ışık tutmaktadır. Olumlu veya olumsuz etkileriyle devletin hafızasında yer almaktadır.

Yazının Devamı

Gelişen dünyanın renkleri

Türkiye’nin de içinde yer aldığı “gelişen dünya ülkeleri” gerçekten bir ilerleme içindeler mi? İlerleme diye kavramsallaştırdığımız gelişmelerin toplumsal yansımaları neler? Gelişen ülkelerin dünya siyasetinde ve ticaretinde artan ağırlıkları dünyanın gidişatını da etkiliyor mu?

IMF ya da Türkçemizdeki karşılığıyla Uluslararası Para Fonu verilerine göre dünya genelinde 2000-2024 yılları arasında Satın Alma Gücü Paritesi (SAGP) değişimleri incelediğimizde 2007 yılında gelişmekte olan ülkelerin SAGP payının, gelişmiş ülkelerin SAGP paylarını geçtiğini görmekteyiz.

Yazının Devamı

Siber Güvenlik Teorisi

Geçen hafta dünya genelini etkisi altına alan CrowdStrike isimli siber güvenlik şirketinden kaynaklanan bir siber güvenlik problemi dikkatlerimizi tekrar bilişim alanlarındaki bağımsızlığın önemine çevirdi.

Bilginin üretiminde ve paylaşımında siber ortamlar kullanılmaktadır. Bilgi ve verilerin iletilmesini sağlayan bu siber ortamların güvenilirliği çeşitli kanunlarla güvence altına alınmasına rağmen çeşitli niyetlerle bu alanlara yönelik siber saldırıların yapılmasını önlemek o kadar da kolay olmamaktadır. Hırsız evin içindeyse kilit neye yarar, işin özü budur. Kullanılan araçlar “milli” değilse ülkemizin mali kaynakları yurtdışına akar, bilginin güvenliğini bırakın “bilginin, verinin” kendisi de yurtdışına akar.

Yazının Devamı

Demir ağlar

Sorsalar, şiir derdim.

Kısa bir yaşam, eğer şanslıysan, anne ninnisi ile başlar; şansın yaver gittiyse de bir ömür ruha dokunur müzikler dinleyerek hayatın zorlukları arasında huzur duraklarında ruhunu doyurursun.

Yazının Devamı

Atıktan hammaddeye, tüketimden üretime

Elektronik cihazlar hayatımızı kolaylaştıran teknolojilere sahiptir. Günlük yaşamsal düzenimiz içinde üretimin her alanında elektronik cihazlar kullanıyoruz. Elektronik teknolojisinin gelişim hızı bazı cihazların kullanım sıklığını düşürüyor ya da neredeyse hiç kullanılmayan bir eşya durumuna getiriyor.

Benim kuşak iyi bilir; biz radyo, kaset çalar ile müzik dinlerdik. Sonra CD oynatıcılar, harici bellekler gibi fiziki cihazlar popüler oldu. Günümüzde ise dijital ortamlara yüklenen kayıtlara dijital üyelikle ulaşabiliyoruz.

Yazının Devamı

Otağlı aile

Aile kavramı köken biliminde geçinmek, bakmak gibi topluluk görevleriyle ilişkilendirilmektedir. Doğada çoğu canlı türü için evlatlarının yaşaması, yaşamaya hazırlanması için sorumluluk almaktadır. Kişisel gözlemlerimiz, okuduklarımız, izlediğimiz anlatımlardan türün devamı için evlatların yaşatılmasının gerektiğinde kendini feda etmek gerektiğini de öğreniyoruz. Dişi cinsiyetlerin fedakarlığının hemen hemen her türde yaşamı devam ettiren ilahi bir yanı olduğunu da söyleyebiliriz. İnsan topluluklarında anne, ana, kadınlara verilen değer tamamen yaşama duyulan değerin bir yansımasıdır bu yönüyle. Bir toplum kadına ne kadar değer veriyorsa o toplum o kadar yaşamaya heveslidir. Türk tarihinde kadının baş tacı olduğunu gösteren birçok belirteç bulunmaktadır. Yaşamak aynı zamanda üretmektir. Kadını üretimden koparan insan topluluklarının geleceği karanlıktır. Kadın, aydınlıktır.

Arapçadan dilimize geçen aile kavramına kendi doğduğum topraklara, kültürel değerlerime özgü bir bakış açısıyla yaklaşmak istiyorum. Doğduğum köyün ismi Otağlı. Eski ismi Erzede ama zihnimde derin bir anlam ifade etmiyor. Otağ ise o kadar köklü anlamlara sahip ki, düşündükçe keyif alıyorum.

Yazının Devamı

Batı Sonrası Dünya

Bugün 22 Mayıs 2024 tarihli ve “Milli Devlet Bildirgesi ve fırsatlar manzumesi” başlıklı köşe yazımı tamamlayan bir anlatımı size sunuyorum.

22 Mayıs’ta şu şekilde yazmıştık; “Batı’nın dünyaya yön verdiği günler geride kalırken yükselen Asya tarih sahnesinde parlıyor. Yeni bir dünya kurulurken Avrupa’da da batı tarzı ulusalcı siyasetler öne çıkıyor. Macaristan örneği ortada. Fransa, Almanya, İtalya gibi güçlü devlet geleneği olan ülkelerde de “First USA” yerine kendi ülkelerinin çıkarlarını önceleyen siyasetler iktidar oluyor.” Avrupa parlamentosu için yapılan 9 Haziran seçimlerinde Amerikan düzenine itiraz eden Rusya, Çin, Türkiye ile uyumlu partiler yükselerek çok kutuplu dünyanın ilerlemesine katkı verdiler.

Yazının Devamı

Robot hakları, İnsan hakları

Çin, yakın dönemde üretim gücünün sonuçlarını almaya başladı. Yaşam kalitesi arttı, şehirleşme hızlandı hatta insani yaşam ölçütlerine göre Batı’daki emsallerinin önüne geçen kozmopolit merkezler ürettiler.Amerika şehirlerinde ise önemli altyapı sorunlarına bağlı türlü olumsuzluklar haberlere konu olmaya devam ediyor.

Bilindiği gibi Amerika, Çin’in yükselişini durdurmak için çok yönlü bir program yürütüyor. Yıllık yayınladıkları İnsan hakları ihlalleri raporu bu psikolojik harbin önemli bir parçası olarak öne çıkıyor. Türkiye bu raporun olmazsa olmazı. Özellikle son yıllarda ülkemizin aldığı bağımsızlık ve milli devlet odaklı eylemlerin Amerika’nın kanadı kırık şahinlerini öfkelendirdiği görülmektedir. Tek kutuplu ve Amerika’nın jandarması olduğu bir dünya düzeninin demokrasi ve insan hakları standartları ile milli demokratik devrimlerini tamamlama mücadelesi içindeki halkların varoluş standartları arasında da keskin bir çarpışma olduğu görülüyor.

Yazının Devamı

Milli Devlet Bildirgesi ve fırsatlar manzumesi

Fırsatlar var, onlardan bahsedeceğiz ama listenin en başına şunu yazıyorum; Milli Devlet bildirgesi ete kemiğe bürüdüğünde Türk milleti güçlü bir devlet işleyişine sahip olacak. Vatan Partisi’nin hazırladığı bildirgeyi okuduğumda bilincimde oluşan öngörü ve tespitlerimi sizlerle paylaşıyorum.

Güçlü meclis üreticilerin karar süreçlerinin her aşamasında ve en tepesinde yer aldığı bir içerikle mümkün olacak. Tarım, hayvancılık, sanayi, turizm, sağlık, hukuk, güvenlik, eğitim…Hayatın maddesini üreten kuvvetler Türkiye’nin yönetimini televizyonlardan, sosyal medya ortamlarından izlemeyecek. Türkiye’yi yönetmek için görev alacaklar. Meclis, Türkiye’nin üretim gücünün artması, paylaşımda adalet ve halkçılık için fikirlerin tartışıldığı oturumlara tanıklık edecek.

Yazının Devamı