Son Yazıları
Kriz devam ediyor: Her mevsime bir başbakan
Fransa Cumhurbaşkanı, kendi kampından yeni bir başbakan daha atadı. Bu, Macron’un son 12 ayda atadığı dördüncü başbakan. Her mevsime bir başbakan; kış aylarında Elisabeth Borne, ilkbahar-yaz aylarında Gabriel Attal ve gensoru ile düşürülen sonbahar başbakanı Michel Barnier. Şimdi de kış ayları için çiçeği burnunda François Bayrou.
Peki hükûmet krizi bitti mi? Hayır! Bayrou’nun oluşturmaya başladığı hükûmetin ömrü de uzun olmayacak. Barnier Hükûmeti üç ay sürdü, Bayrou Hükûmeti de haydi altı ay sürsün. Altı ay sonra ne var? Macron’un yeniden Meclis’i feshetme ve genel seçimlere gitme olanağı var.
Yazının DevamıAvrupa memnun aynı zamanda endişeli...
Avrupalı liderler Suriye'de Beşar Esad'ın düşüşünü memnuniyetle karşılıyor, ancak olayların nasıl gelişeceği ve sonuçlarının ne olacağı konusunda şaşkınlıkla karışık bir endişe var. Aynı zamanda pastadan pay almak için işbirliği arayışı içine girdiler. Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, hafta başında Suriye'deki gelişmeleri ele almak amacıyla bölgede inisiyatif kazanan Türkiye'yi ziyaret edecek. Agence France-Presse'in (AFP) aktardığına göre “G7 ülkelerinin liderlerinin Beşar Esad'ın devrilmesinin ardından Suriye'deki durumu görüşmek üzere cuma günü sanal ortamda bir araya gelecek”. G7'de ABD'nin yanı sıra Fransa, Kanada, Almanya, Birleşik Krallık, Japonya ve yılsonuna kadar dönem başkanlığını yürütecek olan İtalya yer alıyor.
2017’den sonra Suriye’de oyun dışı kalan Avrupa liderleri, İsrail-ABD destekli HTŞ’nin Suriye devletine karşı başlattığı saldırılar ve son olarak Şam’ı ele geçirmesiyle birer birer sessizliklerini bozdular.
Yazının DevamıHükümet düştü: Fransa'nın anahtarı Le Pen’de
Almanya’da hükümetin düşmesi ve erken seçim kararı almasından sonra siyasi ve ekonomik krizle boğuşan Fransa da yeni bir hükümet kriziyle karşı karşıya. 3 ay önce kurulan azınlık hükümetinin 2025 bütçesi 331 milletvekilinin güvensizlik oyu ile kabul edilmedi ve hükümet düştü. Başbakan Michel Barnier’nin 2025 bütçe görüşmelerinde Sosyal Güvenlik bütçesini Anayasanın 49-3 maddesine göre kendisine verdiği parlamento oyuna sunmadan geçirme kararı muhalefetin hükümeti düşürmek için gensoru önergesi vermesine yol açtı.
Genel seçimlere üç cephe halinde giren siyasi partilerin hiçbiri ne parti ne de cephe olarak hükümet çoğunluğunu elde edememişti. Sosyalistler, Komünistler, Yeşiller ve Boyun Eğmeyen Fransa partilerinden oluşan Yeni Halk Cephesi 193 ile en çok milletvekili çıkardıklarını ve Cumhurbaşkanının hükümeti kurma görevini kendilerine verilmesini savundular. Macron ise kendi cephesini tercih ederek seçimlerde yüzde 5 alan Cumhuriyetçilerden Michel Barnier’yi hükümeti kurmakla görevlendirdi. Kurulan hükümet bir azınlık hükümetiydi. 2022’den bu yana Macron ülkeyi azınlık hükümeti ile yönetti ama Cumhuriyetçilerin desteği olduğu için gensoru ile düşürememişlerdi. Fakat bu kez Ulusal Birlik partisi 89 olan milletvekili sayısını 126’ya çıkarmıştı ve milliyetçilerin desteklemediği bir hükümetin yaşama şansı yoktu. Hükümet kurulduğunda bu sayfadan 2025 bütçe görüşmelerinde hükümetin düşürüleceğini yazmıştık.
Yazının DevamıMacron Sosyal Demokratlarla hükümet kurmak istiyor
Fransa’da hükûmet gensoru ile düşürüldü. Bu beklenen bir sonuçtu. Fransa’da Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aldığı yenilgi sonucu Meclis’i feshetmesi ve erken seçim kararı almasıyla başlayan siyasi kriz giderek büyüyor. 7 Temmuz erken genel seçim sonuçları ortaya üç bloka ayrılmış parçalı bir Meclis yapısı çıkarmıştı. Hiçbir parti ve blokun hükûmet kurma çoğunluğu yoktu. Hükûmeti kim kurarsa kursun gensoru tehdidi ile karşı karşıya olacaktı.
General de Gaulle'ün kurduğu Beşinci Cumhuriyet ancak Ulusal Meclis'te çoğunluk sağlandığında işliyor. Fransız seçim sisteminde önce Cumhurbaşkanlığı seçimi ardından da genel seçimler yapılır. Genel olarak, seçimi kazanan cumhurbaşkanının partisi arkasına aldığı rüzgarla genel seçimlerde mutlak çoğunluğu elde eder ve kurulan hükümet Cumhurbaşkanına yakın olduğu için ülkeyi yönetmede bir sorun çıkmaz. Veya Cumhurbaşkanına karşı bir ittifak seçimlerde çoğunluğu kazanır hükümeti kurardı. Bu durumda ayrı siyasi kamplardaki cumhurbaşkanı ve hükümet “Cohabitation” (Birlikte yaşama) denen bir durum yaşanırdı.
Yazının DevamıÇad ve Senegal de Fransız askerini kovuyor
Dünyadaki gelişmeler çok hızlı ve bir o kadar da radikal. Avrupa, Rusya’nın kararlı tutumu karşısında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve İngiltere Başbakanı Keir Starmer’ın saldırgan girişimlerine rağmen Ukrayna’da içine düştüğü ateş çemberinden çıkmanın ve ABD’den kurtulmanın sancılarını yaşıyor. Gazze’de ve Lübnan’da yenilen İsrail ve ABD İdlib ve Halep’te cihatçı terör örgütlerini harekete geçirerek Suriye’de son bir çırpınış içinde.
Diğer taraftan Afrika’da tarihi gelişmeler yaşanıyor. 2015'te Orta Afrika Cumhuriyeti, 2022'de Mali, 2023'te Burkina Faso ve Nijer'in ardından Çad ve Senegal de Fransız askerlerini ülkelerinden kovma kararı aldı. Çad hükümetinin Fransa ile askeri işbirliği anlaşmasının sona erdiğini duyurması ile birlikte eş zamanlı olarak Senegal Devlet Başkanı Bassirou Diomaye Faye da Fransız askerlerinin varlığını ulusal egemenlikle bağdaşmaz bularak ülkeden ayrılmalarını talep etti. Sömürge sonrası askeri varlığın son kalıntıları olan Senegal'deki Ouakam ve Çad'daki N'Djamena askeri üsleri kapatılacak.
Yazının DevamıBiden ve Macron savaş kliğinin son çırpınışı
Ukrayna savaşı yeni bir aşamaya ulaştı. Bütün dünya Ukrayna savaşında ilk kez kullanılan yeni tipte füzeleri tartışıyor. Ukrayna, Washington'ın izin vermesinden bir gün sonra, ilk kez Rusya toprakları içindeki bir hedefe ABD tarafından tedarik edilen uzun menzilli füzelerle saldırdı. Ardında İngiliz-Fransız yapımı Storm Shadow füzeleri fırlattı. Biden, Macron ve Starmer savaş kliği Trump’ın göreve başlamadan önce savaşı tırmandırmaya karar vermiş gibi görünüyor. Bu saldırgan savaş kliğinin durumu Büyük Taarruzda bozguna uğrayan ve kaçarken yakıp yıkan Yunan’ın durumuna benziyor. Trump’ın “savaşı bitirmesinden” korkan bu saldırgan Biden takımı son kozlarını kullanıyor.
Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin’in cevabı gecikmedi. Putin bir açıklama yaparak, Amerikan ve İngiliz yapımı silahların ülkemiz topraklarında gerçekleştirdiği saldırılara karşılık olarak, Rusya Federasyonu silahlı kuvvetlerinin “Oreşnik” adı verilen nükleer silahlardan arındırılmış hipersonik savaş bloğuna sahip yeni bir orta menzilli balistik füze kullanarak Ukrayna'nın Dnepropetrovsk'taki savunma sanayi kompleksi tesislerine karşı birleşik bir saldırı başlattığını söyledi. Putin, Rusya'nın “silahlarının tesislerimize karşı kullanılmasına izin veren” bu ülkelerin askeri tesislerine karşı silah kullanma hakkına sahip olduğunu vurguladığını” kaydetti. Putin’e göre NATO ülkeleri Moskova ve Kiev arasındaki çatışmalara açıkça müdahale etmiş, Batı uyduları uzun menzilli silahları vurmak için kullanılmıştı. Sonuç olarak ateş edenler Ukraynalılar değil, Amerikan ve İngiliz ordusuydu. Bu, Rusya'ya yönelik bir NATO saldırısı olarak yorumlanabilir.
Yazının DevamıAvrupa’nın ‘hasta adamı’ Almanya
The Economist, 1999 yılında Almanya'yı Avrupa'nın “hasta adamı” olarak tanımlamıştı. 25 yıl aradan sonra aynı dergi bir kez daha “Almanya yeniden Avrupa’nın hasta adamı mı?” başlığıyla kapak yaptı.The Economist’in bir yıl önce gündeme getirdiği bu konu bugün artık neredeyse tüm Batı basınının sayfalarında. Aslında topyekûn Avrupa bir çöküşün eşiğindedir. Avrupa’nın kendisi hastadır. Peşine takıldıkları ABD her alanda yenilmektedir. Avrupa’yı denetim altına almak için kullandıkları NATO dağılmanın eşiğinde ve dolar saltanatı yıkılmaktadır.
Geçen yüzyılın başlarında Avrupalılar bu terimi Osmanlı İmparatorluğu için kullanıyordu. Türkler Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde emperyalizme karşı verdiği çağının ilk Milli Kurtuluş Savaşı sonucunda Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu. Ülkelerin refahı ve dünya barışı ancak hâkim emperyalist devletlere karşı mücadeleyle mümkün olmuştur.
Yazının DevamıMarine Le Pen’e yargı darbesi
Fransa’da milliyetçi lider Marine Le Pen’in 2027 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmasının engellenmesine yönelik yeni bir senaryo ile karşı karşıyayız. Yeni diyorum çünkü daha önce de 2012, 2017 ve 2022 seçimlerinde benzer senaryolar sahnelenmişti. AB dayatmalarına karşı çıkan, ABD’ye ve NATO’ya tavır alan, ülkesinin bağımsızlığını savunan potansiyel adayların önü kesilmek istenmiştir. Başrolde hep ABD derin devleti ve ülke içindeki Atlantikçi yandaşları ile etki ajanları olmuştur. ABD’nin Fransa’yı siyasi olarak dizayn etme faaliyeti De Gaulle döneminde başlamış ve bugün Ulusal Birlik Partisi Lideri Marine Le Pen’nin adaylığını engellemeye kadar uzanmıştır.
Geçen hafta çarşamba günü Paris savcısı, Ulusal Birlik (RN) Partisi Lideri ve önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde partisinin adayı Marine Le Pen hakkında ikisi kesinleşmiş hapis cezasına çevrilebilecek beş yıl hapis cezası ve beş yıl süreyle hak mahrumiyeti (seçimlerde aday olamama) kararı verilmesini talep etti. Mahkeme ayrıca cezanın geçici olarak infaz edilmesini de talep ediyor. RN Grup Başkanı Le Pen yaptığı açıklamada “savcının Fransız halkını istedikleri kişiye oy vermekten mahrum bırakma arzusu” olduğunu söyledi. Sözlerine şöyle devam etti: “Savcılığın ilgilendiği tek şey, Marine Le Pen'in geçici idamla siyasi hayattan dışlanmasını talep etmekti” dedi. Savcının amacının “gerçek muhalefetin sesini ortadan kaldırmak olduğunu” söyleyen Le Pen “bu adaletsizliği ortadan kaldırmak için” mahkemeyi bu iddianameyi reddetmeye ve “milyonlarca Fransız’ı seslerini yükseltmeye” çağırarak ülke çapında bir imza kampanyası başlattı. Marine Le Pen Avrupa Parlamentosu milletvekili olduğu 2004-2016 yılları arasında “hayali” Avrupalı parlamenter asistanları işe almakla suçlanıyor.
Yazının DevamıTrump'ın kalk borusu! Avrupa bir yol ayrımında
Donald Trump'ın ABD başkanı seçilmesi 2000’li yıllarda başlayan Yeni Dünyanın oluşumunda hızlandırıcı bir etki yapacak. ABD’nin askeri olarak neredeyse her cephede aldığı darbeler hegemonyacı bir güç olarak yenilgisine yol açtı. Afganistan, Irak, Libya, Suriye ve Afrika’da yenilen ABD, saldırgan Biden takımının İsrail-Filistin ve Ukrayna savaşında da yolun sonuna geldi. Aldığı yenilgiler, içinde bulunduğu ekonomik kriz ve dolar saltanatının yıkılmaya başlaması ABD’yi içe dönmeye, dışarda maceralar peşinde koşma çizgisinden kurtulmasını zorluyor. Son ABD başkanlık seçiminin sonuçları işte bu süreci teyit etti. ABD de “Önce Amerika”, “savaş istemiyorum” ve “Ukrayna savaşını bitireceğim” söylemiyle Trump bu sürecin temsilcisi gibi görünüyor. Özellikle Avrupa ülkelerinin ürünlerine ek gümrük vergisi getirme ve NATO ile ilgili üye ülkelere yönelik tehditleri Avrupa’yı da zora sokacak gibi.
Değişen bu dünya dinamikleri içinde ABD’nin peşine takılan Avrupa nasıl bir yol izleyecek? Amerika’nın desteğini çektiği Ukrayna savaşı nasıl sonuçlanacak? Avrupa içine düştüğü Ukrayna çukurundan nasıl çıkacak? Zaten büyük bir ekonomik kriz ve durgunluk içinde olan Avrupa, Trump’ın mallarına ek gümrük vergisi getirme politikasının sonuçları ne olacak, Avrupa’nın buna bir cevabı var mı? Enerjide Rusya’ya bağımlılığı olan, yaptırımlara rağmen ticarete devam eden Avrupa’nın Rusya’ya karşı tavrı değişecek mi? Avrupa’ya karşı olumsuz tavırları bilinen Trump’ın seçilmesinin şokunu atamayan Avrupa’nın Atlantikçi liderleri, büyüyen milliyetçi partiler ve ABD’nin uydusu medya bu soruların cevabını tartışıyor. Avrupa’da Trump kaygısı tüm yazılı ve görsel medyanın sayfalarını süslüyor.
Yazının DevamıMacron’un hayalleri
Donald Trump’ın seçilmesinin ardından Avrupalı devlet ve hükümet başkanları 7 Kasım perşembe günü Budapeşte'de bir araya geldi. İki yıl önce Emmanuel Macron'un girişimiyle kurulan Avrupa Siyasi Topluluğu'nun 5. Zirvesinde Trump hayaleti dolaştı. Trump seçim kampanyası boyunca Ukrayna savaşını bitireceğini ve Avrupa mallarının gümrük vergilerini artıracağını açıklamıştı. Seçilmesiyle birlikte, zaten ekonomik kriz içinde olan Fransa ve Almanya daha da kaygılandı.
Kriz sadece ekonomik değil, siyasi olarak da bir karmaşa içindeler. Macron’un seçim yenilgileri, kurulan azınlık hükümetinin her an gensoru ile düşme tehlikesi altında olması elini zayıflatıyor. Almanya’da defalarca dikkat çektiğimiz SPD’nin Sosyal Demokratları, Yeşiller ve Hür Demokrat Partiden (FDP) oluşan üçlü koalisyon çöktü. İktidar ortağı FDP lideri ve Maliye Bakanı Christian Lindne’in erken seçim isteğine olumsuz cevap veren Başbakan Scholz, Lindne’yi görevden aldı ve 15 Ocak 2025’de Federal Meclis'te bir güvensizlik oylaması yapılmasını isteyeceği ve en geç Mart ayında da erken seçim yapılacağını açıkladı.
Yazının DevamıBatı’nın Rusya’ya yaptırımları delik deşik oldu
Başını ABD’nin çektiği emperyalist Batı ülkeleri, 2014 yılından bu yana Ukrayna krizinden dolayı Rusya’ya ekonomik yaptırım uygulamakta. Rusya da buna karşı Avrupa ürünlerinin Rusya’ya girişini yasaklamıştı. Bunun üzerine Avrupalı üreticileri Rusya pazarındaki pozisyonlarını kaybetmişlerdi. Rusya, Avrupa tarım ürünlerinin birinci ithalatçısıydı. Almanya ve İspanya da var bu ülkeler içinde ama özellikle Fransız tarım ürünlerinin baş alıcısı Rusya’ydı. Rusya’nın Avrupa’nın et ve süt ürünlerine koyduğu ambargo özellikle Fransız çiftçisini vurmuştu.
Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı özel operasyon ile Şubat 2022’den sonra, ABD’nin peşine takılan Avrupa daha kapsamlı bir yaptırım furyasıyla Rusya’ya saldırdı. Dönemin Fransa Ekolojik Geçiş Bakanı Barbara Pompili, “AB'nin 27 ülkesi, ABD tarafından karar verildiği gibi, Rus hidrokarbonlarının ithalatlarına tam bir ambargo uygulamaması” gerektiğini söylemişti. Enerji alanında Rusya’ya bağımlı olan Avrupa ABD’nin bütün zorlamalarına rağmen Rus gazını yaptırımların dışında tuttu.
Yazının DevamıTrump’ın seçilmesi Avrupa’yı endişelendiriyor
ABD’de resmi olmayan sonuçlara göre Donald Trump bir kez daha seçildi. Avrupa endişeli; Atlantikçi basın 2017-2021 döneminde ABD ile Avrupa arasında yaşanan gerginlikler hatırlatılıyor.
2016 seçimi öncesi, Trump küreselci saldırgan Neconlardan farkı bir söyleme sahipti; Suriye’de DEAŞ’a karşı mücadelede Rusya ile işbirliğini savunuyor, ABD’nin oldukça ağır borçları nedeniyle dünyanın her yerinde müdahaleci bir politika izleyemeyeceğini, NATO’yu değiştirmek istediğini, Paris İklim Anlaşması’nı gözden geçireceğini açıklıyordu.
Yazının DevamıCezayir Bağımsızlık Savaşı’nın ilk adımı
Cezayir Kurtuluş Savaşı'nın başlamasının 70. yıldönümü coşkuyla kutlandı. 1 Kasım 1954, 124 yıldır Fransız sömürgesi olan Cezayir’in bağımsızlık mücadelesinin örgütlü ve topyekûn ilk adımının atıldığı tarihtir. Fransız sömürgecilerine karşı bağımsızlık savaşı 8 yıl sürdü. 1 Temmuz’da Cezayir bağımsızlığını ilan etti. 3 Temmuz’da Fransa’nın resmen Cezayir’in bağımsızlığını tanımasından sonra 5 Temmuz’da Cezayir resmen bağımsız bir ülke oldu.
Cezayir Cumhurbaşkanı, Silahlı Kuvvetler Başkomutanı ve Milli Savunma Bakanı Abdülmecid Tebbun yaptığı açıklamada, “Şan, haysiyet ve gururun somutlaştığı bu unutulmaz yıldönümünün anılması, dün sömürgeciliğe karşı zafer kazanan Cezayir'in, yiğit Şuheda'nın (Şehitlerinin) mesajına sadık kalan çocukları sayesinde güvenle zaferler kazanmaya devam ettiğini hatırlamak için bir fırsattır.” dedi. Tebbun, “Halk ile bu halkın içinden gelen ve görevlerini yüksek bir milliyetçilik duygusu, sarsılmaz bir bağlılık ve samimi bir vatanseverlikle yerine getiren Ulusal Halk Ordusu mensupları arasındaki kutsal birliktelik bağını yansıtmasını sağladık.” diyerek ordunun önemine dikkat çekti. Cumhurbaşkanı konuşmasını “halk direnişinin, şanlı Kurtuluş Devrimi'nin ve ulusal görevin şehitlerinin anısına saygı duruşunda bulunarak” tamamladı.
Yazının DevamıMacron’un zikzakları, Netanyahu’nun barbarlığı
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron İsrail politikasında zikzaklara devam ediyor. Macron, 24 Ekim Perşembe günü Paris'te düzenlenen Lübnan halkını ve egemenliğini destekleyen uluslararası konferansta, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya beklenmedik ve sert bir cevap verdi.
“Son günlerde ‘savunulması gereken uygarlık savaşı’ hakkında çok fazla konuşma yapıldı. Kendi kendinize barbarlık tohumları ekerek bir uygarlığı savunabileceğinizden emin değilim. Emin olduğum tek bir şey var, o da Lübnan'da uygarlık ihtimalinin tehlikede olduğudur.” diyerek İsrail Başbakanı'na yüklendi.
Yazının Devamı'ABD yenilirse NATO dağılacak'
Fransız Antropolog, tarihçi ve deneme yazarı Emmanuel Todd’un Ocak 2024’te yayımlanan “Batı'nın Yenilgisi” (La défaite de l'Occident) adlı kitabının yankıları hâlâ devam ediyor. Kitabın çıktığı hafta Marianne, Le Point, Libération ve Le Figaro gibi Fransa’nın ünlü dergi ve gazeteleri Emmanuel Todd ile yaptıkları röportajları yayımladılar. Başta Le Monde olmak üzere Atlantikçi basın, Batı'nın ya da Ukrayna'nın politikalarından ziyade Vladimir Putin'in politikalarına daha sıcak bakmasından dolayı Todd’u “Rusya yanlısı Fransız entelektüel” olarak değerlendirdiler. Todd’un Rusya’ya ve Putin’e yaklaşımı, ABD ve genel olarak Batı’ya yaptığı eleştiriler Fransa’nın Atlantikçi basınında tepkiyle bir o kadar da ilgiyle karşılanmıştı.
Yazının DevamıFransa’da Filistin’i savunmaya özgürlük yok
7 Ekim 2023 Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın İsrail’e karşı başlattığı Aksa Harekatının birinci yıldönümü. İsrail Lübnan’a saldırılarını devam ettiriyor. Fransa ise safını ABD ve İsrail’in yanında belirlemiş. Savunma Bakanı “İsrail’in güvenliği tartışılmaz” açıklamasında bulunuyor.
Elysee Sarayı “İsrail'in güvenliğine bağlı olan Fransa, İran tehdidine karşı koymak üzere bugün Orta Doğu'daki askeri kaynaklarını harekete geçirmiştir” açıklamasında bulunuyor.
Yazının Devamı