Son Yazıları
Sıvı biyo gübre yapımı ve kullanımı
Sıvı gübre organik maddelerin yardımcı maddelerle karıştırılarak oksijensiz ortamda mayalanması sonucunda oluşur. Bu süreçte metan ve karbondioksit gazları açığa çıkar. Bunların ortamdan uzaklaştırılması gerekir. Sisteme hava girmemesi için bir kilit düzeneği oluşturulur.
- 200 litrelik plastik varil
Yazının DevamıBudama artıkları
Toprak; kayaların ayrışması sonucu ortaya çıkan mineral maddeler, canlı varlıkların artığı olan organik maddeler, bakteriler, mantarlar gibi küçük canlılar yanında su ve havayı da içeren karmaşık bir yapıdır. Toprakta böcekler, örümcekler, solucanlar, salyangoz, köstebek gibi büyük canlılar da bulunur. Madensel (mineral) maddeler, boyutlarına göre taş, çakıl, kum, mil ve kil gibi adlar alır. Teksel taneciklerden oluşan bu maddeler humus adı verilen organik maddelerin etkisiyle birbirine yapışarak bulgur taneleri gibi bir yapı kazanınca verimli bir tarım toprağı haline gelir. Arada su ve hava girişi için boşluklar kalır. Toprağın su ve besin maddesi tutma özelliği iyileşir.
Topraklarda yüzde 4,5-5 oranında organik madde olması istenir. Ancak ülkemizin topraklarında organik madde eksiktir. Organik madde bakımından fakir olan topraklar, kevgir gibi olup suyu ve besin maddelerini tutamaz. Su ve suyun içinde erimiş olan gübreler kısa sürede bitki köklerinin ulaşamayacağı derinliklere iner. Bunu önlemenin tek çaresi bitkisel ve hayvansal artıkları toprağa karıştırmaktır. Bu işlem yeşil gübre, çiftlik gübresi, kompost, örtüleme (malçlama)gibi teknikler uygulanarak yapılır.
Yazının DevamıZeytinle ilgili anılar
İlkokula gittiğim 1950 başlarında iki odalı kerpiç evimizin sadece birinin tavanı vardı. Taban toprak sıvalı, üzerine hasır ve çul yazılıyor. Sacdan yapılma odun sobası ile ısınıyoruz. Ocaklık da var. Ocaklığın iki yanında orta kısımda bir rafı olan, duvara gömülü, iki taraflı ufak, kapaklı dolaplar var. Dolabın alt kısmında üzerine renkli çiçek motifleri işlenmiş, kalın kenarlı büyücek bir toprak çanak vardı. İçi dışı sırlı olduğu için konulan sıvıları sızdırmıyor. Bu çanağın içinde bıçakla çizilerek üç dilime ayrılmış iri taneli zeytinler ve üstünde küçük limon dilimleri olurdu. Arada bir o limon dilimlerinden birini yerdim.
Evimizde herkes doyuncaya kadar ekmek yiyebilirdi. Peynir, helva, zeytin ve yumurta gibi yiyeceklere katık denir ve bunların azar azar yenmesine “katık etmek” denirdi. Ad olarak “yemek” sözcüğü yerine “aş” sözcüğü kullanılır, bulgur pilavına bile “bulgur aşı” denirdi. Aşların da kaşığın ucuyla azar azar yenmesi öğütlenir, aksine davranan açgözlü sayılırdı. Zeytin tanelerini katık ederek üç lokma ekmekle yerdik.
Yazının DevamıEge Bölgesi’ndeki zeytin
Zeytinin Akdeniz Havzası’na özgü bir bitki olduğu bilinmektedir. Akdeniz ile bağlantılı olan Adriyatik Denizi, Ege Denizi ve Marmara Denizi kıyıları da bu kapsamdadır. Zeytincilikte İspanya başat konumda olup onu İtalya izlemektedir. Türkiye son yıllarda büyük atılım yapmış olup birinciliğe doğru ilerlemektedir. 2011’den önce büyük ilerleme kaydeden Suriye, 13 yıl süren savaş nedeniyle yıkıma uğramıştır. Akdeniz’de uzun kıyıları olan Mısır ve Libya’nın adı geçmez iken Kuzey Afrika’nın batı kesiminde yer alan Tunus, Cezayir ve Fas’ta zeytincilik yapılmaktadır.
Yurdumuzun coğrafi bölgelerinden Akdeniz, Karadeniz ve kısmen Marmara bölgelerinde sıra dağlar denize koşut (paralel) durumdadır. Buralarda vadiler ve akarsular kısa ovalar dardır. Dağların denize bakan yamaçları yoğun yağış alırken bu dağların arka yüzlerinde yağış azdır. Dağ sıraları denizin iklimi yumuşatıcı etkisinin iç taraflara yayılmasını engellemektedir. Ege bölgesinde dağlar denize dik konumdadır. Vadiler derin ve uzundur, Büyük Menderes, Küçük Menderes, Gediz ve Bakırçay ırmakları da nispeten uzundur. Zeytin bu vadilerin deniz düzeyinden yükseltisi (rakımı) 600 metreye kadar olan yamaçlarında yetişir. Derinlik olarak 250 kilometreye kadar ulaşan Büyük Menderes Havzası’nda Denizli Merkez ilçeye ve Gediz Havzası’na Kula’ya kadar ulaşır.
Yazının DevamıZeytinlik gözlemleri
Tire yöresinde arazide gezerken büyük bir zeytinlikten geçtim. Üç büyükçe taşıt aracı park edilmişti. Bir üreteç (jeneratör) motorunun sesi, insan seslerine karışıyordu. Merkezi bir noktaya yerleştirilmiş bu üretece bağlanmış 10 zeytin silkme aygıtını kullanan ustalar zeytin tanelerini yamaç araziye serilmiş olan çullar üzerine düşürüyordu. Kadınlı erkekli 40 kadar işçi neşeli bağırışlarla çalışıyordu. Traktörün römorkuna, büyük boyutlu zeytin çuvalları yüklenmekteydi. Saat 10.30’da yirmiden fazla çuval dolmuştu bile.
Çulları kadınlar seriyordu. Parselin bir kıyısından başlayıp, üst baştan aşağı doğru zeytin tanelerinin düşebileceği uzaklığa kadar bütün araziyi sıkıca kaplayacak şekilde çul sermişlerdi. Arazideki setlerden faydalanarak tanelerin birikeceği çukur alanlar oluşturulmuştu. Kıyıdan ve en üstten çırpılmaya başlanınca zeytin taneleri aşağı doğru yuvarlanıp, bir çuldan diğerine atlayarak bu çukur alanlarda birikiyordu. Dal parçaları ve yapraklar ayıklanıp taneler çuvallara dolduruluyordu. Dolan çuvalın ağzı çuvaldız kullanarak sicimle dikiliyordu.
Yazının DevamıZeytinyağı ucuza gidiyor
1960 sonlarında tarımsal yayımla ilgili bir yaz kursuna katılmak için Lübnan’daki bir üniversiteye gitmiştim. Kursa Suriye, Irak, Ürdün, Nepal, Pakistan, Bangladeş ve Türkiye olmak üzere yedi ülkeden katılımcılar vardı. Pakistanlılardan biri bana İngilizce olarak “Müslüman mısınız?” sorusunu yöneltti. Ben “Evet, Müslümanım” deyince bozuldu ve “Elhamdülillah Müslümanım” demem gerektiğini söyledi. İlk kez yurt dışına çıkıp, Pakistanlıların vurgusuz İngilizcesini anlamaya çalışırken ayrıntıya dikkat etmemiş olmalıyım.
Kursiyerleri hafta sonunda bir tanıtım gezisine çıkardılar. “Jeita Caves” adını verdikleri bir mağarayı gezdik. Mağara içindeki nehirde bazı kısımları kayıkla geçerek gördük. Öğle yemeği verilen kır lokantasında Pakistanlılar ile aynı masadaydım. Yemeğin yanında üzerinde siyah zeytin taneleri olan bir salata sunuldu. Pakistanlı Müslümanlardan biri, taneleri işaret ederek onların ne olduğunu sordu. Ben zeytin anlamına gelen “Olive” der demez, “Zaytun” diyerek yerinde hopladı. Kuran-ı Kerim’de adı geçen bu nimet karşısında huşu içinde birkaç saniye sessiz kaldı. Tarım uzmanı olsa bile Muson ikliminde yaşayanların zeytini tanımaması doğaldır. Zeytin Akdeniz havzasına özgü bir üründür. Akdeniz ikliminde bile 600 metreden yüksek yerlerde yetişmez.
Yazının DevamıTarım Meslek Liseleri paneli
Türkiye Ziraatçılar Derneği İzmir Şubesi, Tarımsal Eğitimin 179. Yılı dolayısıyla 18 Ocak 2024 günü “Tarımsal Üretimde Ziraat Meslek Liselerinin Yeri ve Önemi” konulu bir panel düzenlenmiştir. Şube Başkanı İlker Ağın tarafından yönetilen paneldeki ilk konuşmacı olan Didem Sayman Kayıkçı çok iyi bir uygulamalı eğitim aldığını, kadınların eğitiminin tarımda önemli olduğunu, Ev Ekonomisi Teknisyeni sıfatıyla köylerde özellikle kadınlara konserve yapımı gibi konularda eğitim verdiğini belirtmiştir. Ziraat Fakültesi’ni de bitirerek Ziraat Mühendisi olan Kayıkçı, halen görevde olan Ziraat Meslek Lisesi mezunlarının son temsilcilerinden biri olduğunu söylemiştir.
Emekli Ziraat Teknikeri Salih Dülgeroğlu, Ziraat Meslek Liselerinin tarihçesinden söz açmış, 1922 yılından itibaren gösterilen çabalara vurgu yapmıştır. Erzincan’da okulun şahane bir botanik bahçesi olduğunu ifade etmiştir. Eğitim süresince 22 ders alınmış, öğleden önce kültür dersleri öğleden sonra tarımla ilgili uygulamalı dersler verilmiştir. Yatılı olan Ziraat Meslek Liselerinde okuyan öğrencilerin 5 yıl mecburi hizmet yapmaları gerekmektedir. Mezun olunca hemen Tarım Bakanlığı bünyesinde göreve başlamışlardır. İşsizlik söz konusu değildir. Ziraat Teknisyenliği mesleğinin itibarlı olduğu, ilçede Kaymakam’dan sonra en yüksek maaşı aldıkları, hizmet için kullandıkları taşıt araçlarının olduğu belirtilmiştir. Meyve bahçeleri kurdukları, demostrasyonlar yaparak çiftçileri bilgilendirdiklerini söylemiştir. 1975’ten sonra devlete özel sektör egemen olmaya başlayınca çok şeyin bozulduğunu vurgulamıştır.
Yazının DevamıYaman bir çelişki
Tarım Eğitiminin 179. Yılı Etkinlikleri kapsamında 9 Ocak perşembe günü İzmir’de iki panel düzenlenmiştir. İlki, Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Dr. Hakan Çakıcı’nın kolaylaştırıcılık yaptığı Tarımsal Üretim Planlaması panelidir.
Bu etkinlikte İzmir Tarım Orman Müdürü Mustafa Şahin, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Kurucu ve Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Gülçubuk sunumlar eşliğinde görüşlerini açıklamıştır.
Yazının DevamıKişi başı 200 kilo yiyoruz
Türkiye’de kişi başına yılda 200 kilogram ekmek tüketilmektedir. Bu, açık ara ile dünya rekorudur. Bizden sonra 135 kilo ile Sırbistan ve 135 kilo ile Bulgaristan gelmektedir. Almanlar yılda 57 kilo, Amerikalılar 17 kilo ekmek yemektedirler. Amerikalıların bir yılda yediği ekmeği biz bir ayda yemekteyiz. Ekmek somunları 200 gram olup, beş somun 1 kilograma eşit olduğuna göre, yılda kişi başına 1000 somun düşmektedir. Kişi başına günde 2 tam üç çeyrek somun tüketilmektedir.
Yılbaşından sonra ekmeğe yüzde 25 zam yapılmış olup, 200 gramlık somun 12,5 liraya satılmaktadır. Bir kişinin her gün sadece ekmeğe vereceği para 34,25 lira olacaktır. Yavan ekmek yese bile 4 kişilik bir ailenin günlük ekmek masrafı 137 lira olacaktır. Ayda 4 bin 110 lira, yılda 49 bin 320 lira olacaktır.
Yazının DevamıGelir dağılımındaki çarpıklık
‘Çarpıklık’ istatistik yöntemlerinde kullanılan teknik bir terimdir. Doğadaki pek çok şey bir “çan eğrisi” ile temsil edilen “normal dağılım” gösterir. Gözlemler ortalama değerin her iki yanında simetrik olarak yer alır. Gözlemlerin önemli bir kısmının alt veya üst uçta kümelenmesi haline çarpık dağılım denir. Çarpık dağılım örnekleri daha çok ekonomik verilerde karşımıza çıkar.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2024 yılına ilişkin Gelir Dağılımı İstatistiklerini bir bülten halinde yayınlamıştır (Bkz. 1). Söz konusu araştırma yıllardır bütün Türkiye’yi kapsayacak şekilde hane halklarından temsili bir örnek çekilerek düzenli şekilde sürdürülmektedir. Bültende 2015- 2024 arasındaki 10 yıllık döneme ait veriler sunulmaktadır. Cari yılın değeri bir yıl öncesine ait değerle karşılaştırılarak yorum yapılmaktadır.
Yazının DevamıYeni yıla girerken
Yeni yıla ağırlaşmış eski sorunlarla girmekteyiz. Dış sorunlar gerçek bir karabasana dönüştü. Türkiye, emperyalizmin ağır ekonomik ve politik baskısı altındadır. Romanya, Bulgaristan, Yunanistan, Kıbrıs, Suriye, Ürdün ve Irak’ta yer alan pek çok askeri üsten üzerimize çevrilmiş olan namlular var.
ABD, İngiltere, Fransa, İtalya, İsrail, Yunanistan donanmaları, Akdeniz ve Ege Denizi’nde alenen Türkiye’yi tehdit eden tatbikatlar yapıyor. Türkiye’de yer alan İncirlik Üssü ve Kürecik gibi tesislerden kaynaklanan tehditler de var.
Yazının DevamıKooperatifin somut bir faydası
Tire’nin pazarı salı günleri kuruluyor. Cuma günleri de malûm. Ama yaşamakta olduğum köyde çarşamba sabahları tuhaf bir canlılık oluyordu. Yol kenarında olan evin balkonundan bakınca peş peşe dizilmiş traktörler göze çarpıyor. Hemen hemen bir saat süren hareketlilik sonrası köy yine eski dingin haline dönüyordu.
Yamaç ve dağ köylerinde traktörler iş makinesi olmaktan çok, binit olarak (binek aracı) olarak kullanılıyor. Köye belediye otobüsü ve Tire-Selçuk arasında çalışan minibüsler uğramadığı için çoğu kez 2 kilometre uzaktaki anayola inip çıkmak için kullanılıyor.
Yazının Devamıİşçi 5 aydır hak mücadelesinde!
Bu yazının kaleme alındığı günün akşamı haber bülteninde “sendikaya üye oldukları için işten atılan 146 Polonez işçisinin 146 gündür işlerine dönmek için eylem yaptığı” ifade edilmiştir.
Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi 10 Aralık 1948 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edilmiştir. 10 Aralık her yıl Dünya İnsan Hakları Günü olarak kutlanmaktadır. Bu vesile ile tekrar göz attığım Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi’nin 23’üncü maddesinin 4’üncü bendinde, “Herkesin, çıkarını korumak için sendika kurma ya da sendikaya üye olma hakkı vardır.” hükmünün yer aldığı dikkatimi çekmiştir.
Yazının DevamıTarım ve Orman Bakanlığı Bütçe görüşmesi (3)
Önceki yazılarda belirtilen minvalde devam eden tartışmalarla Sayın Bakanın konuşması engellendiğinden oturuma ara verilmiş, ikinci oturuma geçildiğinde Sayın Bakana konuşmasını tamamlamak üzere söz verilmiştir.
Bakan- “...son yirmi iki yılda hayvan varlığımızı büyükbaşta yüzde 67,7 artışla 16,6 milyona, küçükbaşta yüzde 64,3 artışla 52,4 milyona, kanatlıda yüzde 48,9 artışla 373,8 milyona, arılı kovanı yüzde 119 artışla 9,2 milyon adede ulaştırdık” deyince
Yazının DevamıTarım ve Orman Bakanlığı bütçe görüşmesi (2)
Bakan 2025 yılında 41 baraj, 6 HES, 11 gölet ve bent, 70 sulama tesisi derken Tekirdağ Milletvekili; “Sayın Bakan, Tekirdağ'daki 2019'da bitecekti, daha bitmedi ki!” diye araya giriyor.
Başkan: Soracağız, Sayın Bakan anlatsın, soracağız. Bakan: Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; lojistik maliyetlerinin azaltılarak tüketicilerin tarım ürünlerine... Niğde Mv: Domates olmuş 100 lira, biber olmuş 100 lira; hâlâ bize tarımda iyi şeyler olduğunu anlatıyorsunuz. Başkan: Değerli arkadaşlar, Bakan Bey'i dinlemeden ne diyeceğiz? Bir dinleyelim önce, sonra söyleyeceğiz söyleyeceklerimizi. Manisa Mv: Biz çiftçiyi dinliyoruz Sayın Başkan, biz tarlada çiftçiyi dinliyoruz.Antalya Mv: Tarım topraklarını koruyamıyorsunuz Sayın Bakan. Kendi ellerinizle tarım topraklarını yok etmeye çalışıyorsunuz, haberiniz olsun. Başkan: Teşekkür ediyorum değerli arkadaşlar.Bakan: Lojistik maliyetlerinin azaltılarak tüketicilerin tarım ürünlerine uygun fiyatla ulaşabilmelerini temin etmek için organize tarım bölgeleri kuruyoruz. Niğde Mv: Simit 25 lira Niğde-Ankara Otoyolu'nda; simit, simit; 100 gram simit.Bakan: ...Faaliyete geçen organize tarım bölgelerinde 110 bin baş besi hayvanı yetiştirilmekte, 22 bin ton domates eş değeri üretim yapılmaktadır. Tekirdağ Mv: Ya, tezek kalmadı Sayın Bakan, tezek kalmadı. Ne besisi, hayvan kalmadı, ithalat yapıyorsunuz bak; tezek yok, tezek. Bakan: 2028 sonu itibarıyla 42 ilde 61 organize tarım bölgesini faaliyete geçirmeyi hedefliyoruz. Tekirdağ Mv: 600 bin büyükbaş geldi, hani ithalat yasaktı.Başkan: Bütün konuları konuşacağız. Bakan: ...Ülkemiz orman varlığını artıran nadir ülkelerdendir. Antalya Mv: Ormanları koruyamıyorsunuz Sayın Bakan. Bakan: Ormanların geliştirilmesi ve genişletilmesi amacıyla 7,5 milyar tohum ve fidanını toprakla buluşturduk. Antalya Mv: Her taraf yanıyor, nereyi artırdınız? Başkan: Değerli arkadaşlar, bugün acayip enerjik bir Komisyon gündemiyle başlamış vaziyetteyiz hakikaten. Dün gece saat onda gittik, gece... Niğde Mv: Memleketin gıdası, tarımı, üretimi önemli. Tekirdağ Mv: Sayın Başkan, saat kavramı yok; ülkenin tarımını, geleceğini konuşuyoruz. Başkan: Sayın ..., Sayın ... Tekirdağ Mv: Sakarya Vekili çıkmış, diyor ki: “Biz olmasaydık ekmek olmazdı.” Arkadaşa soruyorum ben, yerli malı haftasını hiç kutlamamış mı? Kendi kendine yeten 7 ülkeden biri bizdik, ülkeyi ithalat cenneti yaptınız.Başkan: Sayın ..., grubunuzla konuşun, ilk sözü sizi vereceğiz. Tekirdağ Mv: İthalat cenneti yaptınız. Başkan: Değerli arkadaşlar, onların hepsini... Tekirdağ Mv: Sayın Bakan geçen dönem dedi ki: Ben ithalatı bitiriyorum, ithalat yapmayacağız. 600 bin büyükbaş hayvan ithalatı yapıyorsunuz; yapmayın ya, yapmayın ya! Başkan: Şöyle yapalım... Denizli Mv: Şöyle bir bakalım hayvan varlığı ne kadar artmış. Başkan: Değerli arkadaşlar... Tekirdağ Mv: Siz önce ülkenin GDO'lu mısırına cevap verin, GDO'lu mısırına. Denizli Mv: Son iki yılda hayvan varlığı ne kadar artmış...Niğde Mv: İki yılda 1 milyon 200 bin hayvan ithal edildi. Başkan: Şöyle yapalım; Sayın Bakan dursun, değerli arkadaşlar, buyurun. Niğde Mv: 1 milyon 200 bin hayvan ithal edildi, onları da mı görmüyorsunuz? Girin Ticaret Bakanlığının verisine bakın. Manisa Mv: 500 milyon dolarlık et ithalatı var ilk dokuz ayda, rekor bu. Başkan: Değerli arkadaşlar, şimdi... Uşak Mv: Başkanım, arkadaşlar Bakanın sunumunu dinlemek istemiyorlar, doğrudan görüşlerini ifade etsinler. Tekirdağ Mv: Sen Uşak'a bak Sayın Vekilim, Uşak'a. Senin utanman lazım, Plan ve Bütçedesin, kaç yıldan beri Uşak Vekilisin ama daha bir çivi çakmadın Uşak'a; yazıklar olsun sana be! Denizli Mv: Nereden biliyorsun ya, ne kadar ayıp bir şey, sen ne yaptın Tekirdağ'a konuşmaktan başka! Uşak Mv: Uşak'ta Belediye Başkanı 800-900 kişiyi işten çıkardı. Niğde Mv: Çiftçinin ürünü tarlada kalmış, buğdaya yüzde 12 artış vermişsiniz; vicdan kabul eder mi bunları ya! Başkan: Değerli arkadaşlar... Malatya Mv: İsmail Güneş'in zulmünden Uşak'ı Özkan Yalım kurtardı, şükürler olsun! Denizli Mv: Sen Uşak'a git, İsmail Güneş ne yapıyor, de bakalım, milletimiz ne diyor?Niğde Mv: Üretim arttı diyorsunuz, üretim çöp oldu, onu bile yönetemiyorsunuz. Başkan: Sayın ..., Sayın...Tekirdağ Mv: Sade kahve 120 lira, çiftçinin sütü 13 lira tarım desteğiyle... Bir kahve 120 lira, çiftçinin 1 litre sütü 13 lira; yazıktır günahtır ya! Başkan: Değerli arkadaşlar, bitirince…Tekirdağ Mv: Haberin var mı senin? Uşak’a git de hayvancılığın hâlini gör. Başkan: Değerli arkadaşlar, bitti mi?
Yazının DevamıTarım ve Orman Bakanlığı bütçe görüşmesi (1)
Tarım ve Orman Bakanlığı 2025 yılı bütçesi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 6 Kasım tarihinde görüşülmüştür (Bkz.1). Bakan Sayın İbrahim Yumaklı tarafından yapılan sunum 20 Kasım tarihinde yayınlanan “Güllük Gülistanlık mı?” başlıklı yazıda özetlenmiştir. Bu yazıda 279 sayfalık tutanakta yer alan diğer bilgiler özetlenecektir.
Komisyonun 12,5 saat süren yedi oturumdan oluşan toplantısı sonunda Tarım ve Orman Bakanlığının 2025 yılı bütçesi bir önceki yıla göre yüzde 55 artışla 438 milyar lira olarak kabul edilmiştir. Bunun 178 milyarının yatırımlar, 135 milyarının tarımsal destekler, 11,5 milyar lirasının depremden etkilenen iller için kullanılması hedeflenmektedir.
Yazının Devamı