Son Yazıları
Türk şair Tatamkhulu Afrika'yı hatırlamak
Bir Avrupalı bir Afrikalı adama sorar: "Atom bombalarınız, roketleriniz ve top mermileriniz var mı?"Afrikalı adam: "Hayır efendim, biz vahşi bir milletiz," diye cevaplar …
Yirmi dört yıl önce, 22 Aralık'ta bu sözlerin sahibi olan büyük bir şairi kaybettik. Tatamkhulu İsmail Afrika, hayatı ve eserleri kıtalar ve kültürler arasında köprüler kuran Mısır’daki soylu Türk ailelerden birine mensup olup Güney Afrika’da yaşayan bir yazar ve aktivistti. Nelson Mandela’nın Afrika’nın atası diye isim koyduğu bu şahsiyet hakkında ayrıntılı bilgiler Bree Sokağı 122 adlı kitabımızda mevcuttur.
Yazının DevamıBatı’nın Afrika talanından dersler
Geçen hafta “Batı’nın Afrika Talanı” adında yeni bir kitabım çıktı. Bu vesileyle Cape Town Üniversitesinde verdiğim dersleri seneler sonra Türk okuruna sunma şansı yakalamış oldum.
Afrika'daki sömürgeleşme, dünya tarihinin önemli ve halen izleri görülen trajik bir bölümüdür. Avrupa'nın, yerli Afrika toplumları üzerinde çoğu zaman güç ve sömürüyle etkisini yaydığı bir dönemi ifade eder.
Yazının DevamıSuriye-İsrail ilişkilerine bir bakış
İsrail'in bağımsızlığını ilan etmesiyle 1948'de, komşu Arap devletleri, Suriye de dahil olmak üzere, İsrail'in kuruluşunu reddettiğinde bu bir dizi savaşa yol açmıştı. Suriye'nin bu çatışmalara katılması, o sürece dair düşmanlığın ana sebeplerinden biridir.
Öncelikle İsrail, bu savaşta Golan Tepeleri'ni işgal ederek ele geçirdi. Bu yüzden mezkur bölge, hala önemli bir gerilim noktasıdır. Suriye, bu bölgenin geri verilmesini talep etmekle birlikte İsrail, güvenlik endişeleri nedeniyle halen bu bölgeyi kontrol altında tutmaktadır.
Yazının DevamıNobel ödülleri ne kadar güvenilir?
Nobel ödülleri, dünya çapında en prestijli ödüllerden biri olarak bilinse de yıllar içinde bazı siyasi tutumlarından ötürü çeşitli tartışmalara sebep olmuştur. Bununla birlikte içlerinde tartışmasız olarak Nobel ödülünü hak edenler de vardır.
Mesela Albert Luthuli, Güney Afrika'daki ırk ayrımcılığına karşı barışçıl direnişi savunmuş ve apartheid karşıtı mücadelenin küresel önemini vurguladığı için 1960’da Nobel Barış Ödülü'nü kazanan ilk Afrikalı olmuştu. Yine 1994’te Nobel Barış Ödülüne layık görülen Nelson Mandela 27 yıl hapsin ardından ülkesine demokrasi getirebilmiş gerçek bir liderdi.
Yazının DevamıOsmanlı Bakiyesi Devletler Birliği
Geçen haftaki yazımda İngiltere’nin, sömürgelerinden çekildikten sonra o ülkelerle kurduğu münasebetleri kaleme almıştım. İngiliz Milletler Topluluğu Şartı, sözde demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi ortak değerleri tanımlamaktaydı.
Bu kuruluşun ana karar alma kurulu, iki yılda bir yapılan Milletler Topluluğu Hükümet Başkanları Toplantısı’dır (CHOGM). Bu toplantılarda, başbakanlar ve cumhurbaşkanları dahil olmak üzere İngiliz Milletler Topluluğu Hükümet Başkanları bir araya gelerek ortak ilgi alanlarını tartışmak için birkaç gün boyunca toplanırlar. 2022'de Ruanda'da yapılan en son CHOGM'den bu yana görevdeki başkan, Ruanda Cumhurbaşkanı Paul Kagame seçilmişti.
Yazının DevamıAfrika'nın de-kolonizasyon sürecinde siyasi oyunla
Afrika'nın kolonizasyonunda en önemli siyasi manevralardan biri, Alman Şansölyesi Otto von Bismarck tarafından 1884 yılında düzenlenen Berlin Konferansı'dır. Bu konferans, Avrupa'nın Afrika'daki kolonizasyonunu düzenlemeyi amaçlıyordu ve en nihayetinde etkili bir şekilde kıtanın Avrupa güçleri arasında bölünmesinin önünü açıyordu.
Bu olay, “Afrika'nın Talanı”nın resmi başlangıcına işaret ederken İngiltere, Fransa, Almanya, Belçika, Portekiz ve İtalya gibi ülkeler, Afrikalı halkların çıkarlarını göz önünde bulundurmadan onların topraklarını işgal ettiler.
Yazının DevamıEbubekir Efendi’nin Güney Afrika’daki etkisi
1814 yılında Osmanlı topraklarında doğan Seyit Ebubekir Efendi uzun seneler müderrislik yaptığı Erzurum şehrinde İslam ilimlerine ve Güney Afrika'daki Afrikaans dilinin gelişimine yaptığı katkılarla tanınmıştır. Ebubekir Efendi, 19. yüzyıl ortalarında Güney Afrika'ya davet edilerek özellikle Cape Müslüman topluluğuna dini eğitim vermek için görevlendirilmişti.
Cape Kolonisi'ndeki Müslüman toplumunun entelektüel ve kültürel yaşamını şekillendirmede önemli bir rol oynadı. O dönemde Güney Afrika Müslümanlarının konuştuğu Afrikaans dilinin korunması ve teşvik edilmesindeki çabaları, ona Güney Afrika'da kalıcı bir miras kazandırdı.
Yazının Devamıİsrail Devleti terörle neyi hedefliyor?
Geçen hafta, İsrail’in en büyük destekçisi ABD, yeni başkanının yine Donald Trump olacağına karar verdi. Savaşı sonlandıracağını söyleyen Trump’ın aynı desteği İsrail’e verip vermeyeceği konuşulsa da, Amerika’da Trump’ı beğenen güruhun içinde kayda değer bir oranda siyonist Yahudi olduğunu biliyoruz.
Hakikaten İsrail'in işgali ve Filistin'deki insanlık suçları, yıllardır devam etmekte ve bu şiddet, derin bir insani krizle işaretlenmiş durumda...
Yazının DevamıGüney Afrika’da komünist etkinin yükselişi
Güney Afrika'nın sömürgecilik ve sistemik ırksal baskı ile karakterize edilen çalkantılı tarihi, komünizm de dahil olmak üzere çeşitli ideolojik hareketlerin yükselmesine zemin hazırladı. 20. yüzyılın başlarında, sömürge ve apartheid yönetimine karşı çok yönlü bir direniş ortaya çıkmış ve bu süreçte farklı siyasi ideolojiler ülkede etkili olmuştu.
1912'de kurulan Afrika Ulusal Kongresi (ANC), sosyalizm ve komünizm gibi çeşitli ideolojileri içerecek şekilde evrilirken özellikle ırksal ayrımcılığın acımasız gerçeklerine yanıt olarak bu ideolojileri benimsedi.
Yazının DevamıTerörist Öcalan’ı Mandela ile aklamak
İdeolojilerin en çekilmez olanları, absürt bir fikrin kabul edilmesi için altı boş propagandayla hakikati eğip bükmektir. Mesela bir zamanlar onlarca masum diplomatımızı şehit eden Ermeni ASALA terör örgütü gibi halen terör faaliyetlerine devam eden PKK bir anarşi ideolojisine sahiptir.
Geçen hafta TUSAŞ saldırısında kadın teröristin eski DEM Hakkari İlçe Eşbaşkanı Mine Sevjin Alçiçek olduğu belirlendi. Bu hadise dahi DEM adlı sözde partinin esasında bir terör yuvası olduğunun açık delilidir.
Yazının DevamıGüney Afrika’da bir İngiliz icadı
“Boer çocukları ve kadınları, acımasız İngiliz kontrolü altında toplama kamplarında hızla ölüyor.” diye Transvaal'den bildiriyordu, Osmanlı askeri gözlemcisi Aziz Bey.
Münevver Ayaşlı'nın “Rumeli ve Muhteşem İstanbul” adlı kitabında bahsettiği dayısı Binbaşı Aziz Bey 1899 yılında savaş gözlemcisi olarak Güney Afrika'ya gitmiş ve Boer Muharebesi’ndeki diğer devletlerin askeri ateşeleriyle beraber resim çekilmişti.
Yazının DevamıKahire’de zamanın içinde tarihi yakalamak
Geçen hafta bir program için Mısır’a davetliydim. 24 yıl önce ziyaret ettiğim Mısır’ı bu defa daha teferruatlı gezmek istedim. Kahire sokakları gördüğünüzü anlatmakta kelimelerin kifayetsiz kalacağı bir zengin tarihe sahip.
Bize Mısır’da rehberlik yapan değerli dostum Ömer Faruk Bey Mısır’ı öyle hıfzetmiş ki tepeden bakınca irili ufaklı ne kadar cami, medrese, tekke, zaviye görünüyorsa hepsini hikayeleriyle birlikte anlatmaya koyuluyor. Dahası o mekanların imamları Ömer Faruk Bey’i görünce ayağa kalkıp kucaklıyor.
Yazının DevamıTekirdağ’dan Cape Town’a
Groote Schuur Hastanesi
Yönetimine,
Yazının DevamıAmerikanvari tarihçilik: Çamur at izi kalsın
Geçen hafta program için gittiğim Ankara’da bir kitapçıya uğradım. Siyonist tarihçi olarak tanınan Marc D.Baer’in “Osmanlı Yahudi Tarihini Yazmak, Ermeni Soykırımını İnkar Etmek” adlı kitabını sanki sahaya bir katkıymış gibi İngilizceden Türkçeye çevirmişler. Kitap, sırf Ermeni propagandası yapmak için, sahasında nam salmış Ermeni tehcirinin soykırım olmadığını kanıtlayan Stanford Shaw, Bernard Lewis, Heath W.Lowry gibi uzmanlara yergilerle dolu.
Ben Cape Town Üniversitesi’nde Osmanlı Yahudileri ve Sabetaistler üzerine doktora tezi yazarken Yahudi akademisyen olması nedeniyle hakemlerden biri olarak tezimi Baer’e göndermişlerdi. Doktora tezim diğer iki hakemden sorunsuzca bana geri geldiği halde Baer, tezime düzeltme uyarısı vermek yerine kabul edilemez olarak diye bırakmıştı.
Yazının DevamıAmerika’ya kafa tutan bir Afrikalı: Nelson Mandela
Türkiye Cumhuriyeti devletinin Batı emperyalizmine karşı duruşu Nelson Mandela ile birçok açıdan paralel olduğu halde, Güney Afrika’ya gönderdiğimiz liyakatsiz büyükelçiler yüzünden iki ülke arasında ortak bir siyaset geliştiremedik. Büyükelçilerimiz tabiri caizse uyuduğu için Güney Afrika’da rutin yazışmalardan öteye gidebilen etkin bir diplomasi ortaya koyamadılar.
Hatta yine aynı sebepten ötürü Lahey’deki Filistin davasına dahi geç müdahil olduk. Halbuki Filistin’i 400 yıl idare etmiş Türk milleti olarak biz o coğrafyada ilk söz hakkına sahip olması gereken milletiz. Yani bizim Güney Afrika’yı değil, tarihi bağlarımızdan ötürü Güney Afrika’nın bizi bu konuda takip etmesi gerekirdi.
Yazının DevamıTürkiye’deki Afro-Türkler ve Dana Festivalleri
Günümüzde Afro-Türk olarak bilinen Afrika kökenli vatandaşlarımız, Osmanlı İmparatorluğu'na yüzyıllar önce getirilen Afrikalıların torunları olarak Türkiye'nin zengin tarihinin benzersiz bir bölümünü teşkil ederler. Çoğunlukla İzmir, Aydın ve Muğla gibi batı illerimizde yaşayan Afro-Türkler, ülkenin kültürel mozaiğinin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu topluluğun en önemli geleneklerinden biri olan Dana Festivali, onların mirasını, topluluk ruhunu ve ortak tarihlerini onurlandıran bir kutlamadır. Geçen cumartesi günü benim de konuşmacı olarak iştirak ettiğim Dana Festivali İzmir’in Basmane semtinde bulunan tarihi Bıçakçı Hanı’nda yapıldı.
Afro-Türklerin kökleri, Afrikalıların Sudan, Mısır ve Etiyopya gibi bölgelerden köle, işçi veya asker olarak Osmanlı döneminde Anadolu’ya getirilmesi dönemine dayanır. Zamanla, bu insanlar Türk toplumuna entegre olmuş, Anadolu geleneklerini ve dilini benimsemişlerdir. Ancak, topluma uyum sağlamalarına rağmen, Afro-Türkler, mutfak ve müziklerinde hem Afrikalı hem de Türk unsurlarını harmanlayarak hayatlarını günümüze kadar devam ettirmişlerdir.
Yazının Devamı