Kadim Ülker

kadim.uelker@gmail.com

Son Yazıları

‘Mülteciler dönsün’ çağrısı yanıtsız kalacaktır

On üç yılı aşkın süredir direnen ve bu savaşı kazandı gözüyle bakılan Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, ülkesini terk etti. Sözde muhalefet bir başarı elde ederek, ülkenin bir kısmına hâkim oldu. Hakim olamadığı yerlere, Golan Tepelerini ise kendisine bir kurşun bile sıkılmadan İsrail işgal etti. Buralar benim toprağım dedi ve doğuya doğru açılmaya devam etti. Böylece gelecek günlerde Suriye ve bölgemizi karanlık günlerin beklediğinin de mesajını almış olduk. Umarız ki bu karanlık günlerden sonra bölge halkları galip çıkar ve aydınlığa kavuşur.

Büyük Ortadoğu Projesi'nin Suriye topraklarında işlemeye konulmak istendiği ilk günden itibaren, başta Türkiye, 3,1 milyon olmak üzere Lübnan’da 763 bin, Ürdün’de 632 bin, Irak’ta 287 bin, Mısır 157 bin ve Avrupa'nın çeşitli ülkelerine gidip oralarda 1,6 milyon Suriyeli yaşamaya başladılar.

Yazının Devamı

Viyana İşçi Odası 60 yıl sonra teşekkür etti

Türkiye-Avusturya ile 15 Mayıs 1964 tarihinde işçi göçü anlaşması yapmıştı. Avusturya’ya resmi yoldan ilk defa bu anlaşma çerçevesinde Türk işçileri gelmiş ve çalışmaya başlamışlardı. 2024 bu işçi göçü anlaşmasının 60. yılıdır. 60. yıl daha önce Yurtdışı Türk ve Akraba Toplulukları Daire Başkanlığı ve T.C. Viyana Başkonsolosluğu ve Büyükelçiliği öncülüğünde kutlanmıştı.

Viyana İşçi Odası ise 26 Kasım günü 60. yılı kutladı. Kutlamalara 60 yıl içinde göçmen işçilere danışmanlık yapan çeşitli danışma merkezleri temsilcileri, Avusturya Sendikalar Birliği başkan yardımcısı, Viyana İşçi Odası Başkanı ve ben konuşmacı olarak katıldım. Benim katılmamın iki nedeni vardı. Birincisi: Bu 60 yıllık süre içinde 39 yıldır Türk işçilerine Viyana İşçi Odası’nın danışmanı olarak çalışıyor olmamdı. Diğeri ise, etkinliği düzenleyen meslektaşlarımın konuyla ilgili bir kitap çalışmamdan haberdar olmalarıydı.

Yazının Devamı

Melek Bebek

Bu hafta Avrupa Birliği’nin Rusya’ya uyguladığı ambargonun, gerçekte kime uygulanmış olduğunu ve bu soğuk kış gününde Avusturyalılar için ne anlama geldiğini yazmayı amaçlıyordum. Ancak bazı olayla buna müsaade etmedi.

Çocuk ölümleriyle ilgili haberler birbirini izledi. Önce bir annenin dört yaşında olan çocuğunu bıçak darbeleriyle kan reva içinde bıraktığını, sonra da kendisini yaraladığı gündeme geldi. Haberlerde dört yaşındaki çocuğun cansız bedeninin ve cinayet zanlısı annenin yaralı olarak öldürülen çocuğun babası tarafından bulunduğu bilgisi yer aldı.

Yazının Devamı

Avusturya’da hükümet kurma çalışmaları

Eylül ayının son haftasında yapılan genel seçimden bu yana henüz Avusturya’da hükümet kurulmadı. Olası bir koalisyon hükümeti önümüzdeki haftalarda kendini gösterecektir. Büyük ihtimalle sağ muhafazakâr Avusturya Halk Partisi (ÖVP) ile Avusturya Sosyal Demokrat Partisi (SPÖ) yanlarına yeni liberalleri de (NEOS) alarak bir koalisyon hükümeti oluşturacaklar.

Önceki yazılarımda da altını çizdiğim bir nokta vardı. Parlamentoya giren partiler ve Avusturya Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen açısından esas meselenin seçimden birinci parti olarak çıkan Avusturya Özgürlükçü Partisi’ni (FPÖ) hükümet dışı bırakmak olacağını belirtmiştik. Bunun için de taktikler uygulandı ve uygulanan taktik de FPÖ’yü devre dışı bırakmakta başarılı olundu. Bu taktiğin mimarı da hiç şüphesiz Cumhurbaşkanı Van der Bellen idi.

Yazının Devamı

Şüpheli tesadüfler

İlk defa yeni bir arabam olmuştu. Birkaç yıl kullanmıştım. Bir gün sabahın erken saatlerinde kapımız çalınmış, kapıyı açtığımda iki polis memuru ile karşılaşmıştım. O anda ilk aklıma çocuklarım gelmişti. Onlara bir şey mi oldu diye düşünmüştüm bir an. Çocuklarım ise evde yataklarında mışıl mışıl uyuyorlardı.

Polislerden birisi kimliğimi daha sonra da arabamın plakasını sormuştu. Arabanın plakasını onların yardımıyla söyleyebilmiştim. Plaka numarasıyla işim olmadığı için hala araba plaka numarasını bilmem. Arabanın yakıldığı ve kendileriyle yakılan arabama gelmemi istemişlerdi. İşte o an çocuklara bir şey olmadığını hissedince rahat bir nefes almıştım.

Yazının Devamı

14 milyon litre içecek toplanıyor

Avusturya’nın en çok okunan gazetesi Kronen Zeitung’dur. Gazete haftanın yedi gününde 550.000 adet basılır, basılı gazete ve dijital ortamda üç milyonu bulan okuyucuya sahiptir. Bu okuyucu rakamının ülkenin 2024’teki nüfusunun 9.159.993 göz önünde bulundurduğumuzda çok büyük okuyucu kitlesi demektir. Bu özelliğinden dolayı da en etkili kurumdur tespitinde bulanabilirim.

Bu gazete arada sırada önemli haberlere imza atar. Bu önemli haberlerden birisi de 25 Ekim 2024 günkü nüshasındaydı. Gerçi haber sadece bu gazetede yer almadı, diğer gazete ve Avusturya devlet televizyonu da konuyla ilgili haber yaptı. En ayrıntılı haber Kronen Zeitung’daydı. Gazetede 14 milyon litre limonata türü içeceğin Coca Cola firması tarafından geri çekildiğine dair haber yer aldı. 14 milyon litre içecek 28 milyon şişe içecek demektir. Sözkonusu olan içecekler: Coca Cola; Coca Cola Zero, Coca Cola Light, Fanta; Fanta Orange, Fanta Orange Zero, Fanta Lemon Zero, Fanta Exotik Zero, Sprite, Sprite Zero ve Mezzo Mix. Son kullanım tarihleri 4 Şubat 2025 günüyle 12 Nisan 2025 arasındaki bütün ürünler piyasadan geri çekiliyor. Bu arada bu ürünler sadece Avusturya’da değil, Fransa, İtalya ve bazı diğer Avrupa ülkelerinde de geri çekiliyor.

Yazının Devamı

Hükümet kurmada alışık olunmayan yöntem

Cumhurbaşkanı Alexander van der Bellen tek tek parti liderlerini cumhurbaşkanlığı sarayında kabul etti. Önce ziyarete ait fotoğraf çektirdi ve sonra da onları “Tapeten Tür” isimli kırmızı kapının arkasına aldı. Cumhurbaşkanı misafirleriyle görüştükten bir müddet sonra aynı kapı tekrar açıldı. Parti liderleri kendilerini bekleyen gazetecilere birer cümleyi geçmeyen açıklamalar yaptılar.

Konu eylül ayının son haftasında yapılmış seçimden sonra kurulacak hükmetti. Dahası hükümeti kurmak için hangi parti liderinin görevlendirileceğiydi. Bir de cumhurbaşkanı seçimin galibi FPÖ’nün lideri Herbert Kickl’i koalisyon hükümetini kurması için görevlendirecek miydi? Cumhurbaşkanı Alexander van der Bellen, Kickl’e ve onun partisinin siyasetine pek de sempatik bakmadığı bilinmektedir.

Yazının Devamı

Mağlup partiler mi hükümeti kuracak?

Avusturya 29 Eylül gününde sandığa gitti. Sandıktan beklenilen ama bazı çevreler tarafından istenmeyen sonuç çıktı. Seçime on beş parti katıldı, bu on beş partiden sadece beşi yüzde dört olan barajı aşarak Federal Meclis’te temsil edilecekler.

Bu partiler aldıkları oy oranına göre, Avusturya Özgürlükçü Partisi (FPÖ), Avusturya Halk Partisi (ÖVP), Avusturya Sosyal Demokrat Partisi (SPÖ), Yeniler (Neos) ve Yeşiller. Bira Partisi (Bier Partei) ve Avusturya Komünist Partisi. Son iki parti yüzde dört barajının altında kalarak, yine Federal Meclis’te yer almayacaklar.

Yazının Devamı

Afet ve seçim

Avusturya’da 2024 yazı Akdeniz ülkelerindeki sıcaklıkları aratmayacak derecede ve normallerin üzerinde geçti. Bu durum Akdeniz ülkeleri ve diğer bazı Avrupa ülkelerinde de hâkimdi.

Avusturya bu normal olmayan sıcaklardan sonra eylül ayının serinliğinde sandığa gitmeye hazırlanıyor. Avusturyalılar 29 Eylül’de seçime gidecek ve ülkeyi gelecek beş yıl yönetecek yeni hükümeti belirlemek için oyunu kullanacak.

Yazının Devamı

Dudaktaki son damla

Çıkmaz sokaklardan birinde onlarca binaya komşu olan bir orman vardır. Bu ormanın bulunduğu mahallede çok sayıda geniş yeşil alanlar olmasına rağmen, orman olarak adlandırılan tek yer burasıdır. Orman ismini bölgeden almaktadır. Küçük bir eğlence merkezinin bulunduğu yer olan Böhmischer Prater ile Laaerberg Caddesi arasında yer almaktadır. Bölge ve orman adını Bohemya ve Moravyalı tuğla işçilerine borçludur. Avusturya’nın ilk göçmen işçisi sayılan Bohemya ve Moravyalı işçiler için eğlence merkezi olarak 1880 ve 1890 yılları arasında kurulan bölgedir burası.

Viyana kentinin Favoriten Mahallesinde bulunmaktadır orman ve adı Laaerwald’dir. Viyana kentinin en büyük mahallesi olan Favoriten’nin güney doğusunda ikamet edenlerin uğrak yeridir. Mahallenin yaşlısı, genci vakit geçirmek, temiz hava almak, koşmak yürümek için burayı özellikle hafta sonlarında dolup taşırırlar. Burada yırtıcı hayvan bulunmamaktadır ama hayvanlar vardır. Yalnız günün sakin saatlerinde tavşanlar, ceylanlar, ördekler ve keklikler görülebilir. Bu hayvanların dışında kuşlar da vardır, adeta kuş cennetidir. Bin bir çeşit kuşlarının cıvıltısında müzik dinlemek ihtiyacı duyulmaz. Ancak kuş cıvıltılarına ve ağaçların rüzgârda çıkartmış oldukları melodiye rağmen insanlar yürüyüş ve koşularda kulaklıklarla dış dünyaya kapalıdırlar. Kendi yalnızlıkları içinde müzik dinlerler. Burası, kuşların çeşitliliğini korumak ve diğer hayvanların rahatsız edilmemesi düşünülerek, doğal koruma altında bulunmaktadır.

Yazının Devamı

Çete savaşı ve Türkler

Her şey Türkiye’nin Avusturya’yı Avrupa Futbol Şampiyonası'nda yenmesiyle başladı. Viyana kentinin çeşitli merkezlerinde dev ekranlar konulmuş meydanlarda futbol maçları seyrediliyordu. Bu dev ekranlardan birisi de Ana Tren Garı önündeki meydana kurulmuştu. Çoğunluğu Türk olan seyirciler Türkiye’nin galibiyetine sevindiler ve onu kutlamaya çalıştılar. Türklerin bu sevincini istemeyen otuz kadar Suriyeli kargaşa çıkarmaya ve Türkleri rahatsız etmeye başladı. İşte bundan sonrası film senaryoları gibi yazılmaya başlandı.

Viyana’da çete savaşları başlamıştı. Bu çete savaşlarının merkezinde bir tarafta Çeçenler ile Türkler, diğer yanda ise Suriyelilerle Afganlılar bulunmakta olduğu gündeme getirilip oturtuldu. Atık Avusturya basınına bir konu bulunmuştu. Yorumlar, haberler, söyleşiler birbirini kovalamaya başlamıştı. Çatışmaların esas nedeni namus ve onuru korumak olarak ifade edildi. Gazetelere yansıyan haber ve yorumlara göre genç Suriyeliler Çeçen hanımlarını rahatsız ediyorlarmış. Buna karşı Çeçenler namuslarını ve onurlarını korumak için Suriyelilerle taşlı, sopalı, bıçaklı ve yumruklu kavgalara tutuşmuşlar.

Yazının Devamı

Siyasi çıkmaza yeni partiler

29 Eylül günü Avusturya'da genel seçim yapılacak. Seçime hazırlıklar başladı. Seçime girme hakkı kazanmış partilerden ses soluk çıkmıyor. Zaten ses soluk çıksa da dışarıya yansımıyor. Adaylar nasıl belirleniyor, kimler karar veriyor, çok da bilinmiyor. Hem parti üyesi olmayanlar seçmenlerin milletvekili adaylarının kimler olacağını sandığa gitmeden önce bilmeleri de beklenemez.

Seçime katılma hakkı olmayan partiler ya en az üç milletvekilinin imzasını ya da 2600 seçmenin imzasını alması geriyor. 2600 imzayı toplamak için yeni siyasi örgütler meydanlara inip, imza toplamaktalar. Bu 2600 imzayı 2 Ağustos 2024 gününe kadar topladıkları taktirde seçime katılma elde etmiş olacaklar.

Yazının Devamı

Türk Milli Takımın başarısının ardından...

Geçen haftaki yazımı okuyan bir arkadaşım mesaj göndermişti. Diyordu ki, “Ayakların hiç top görmesin tut böyle bir futbol yazısı yaz.” Sevgili arkadaşıma futbol oynayıp oynamadığıma dair bir cevabım olmadı tabi. Ancak her çocuk gibi ben de top peşinde koştum. Çocukluğumun dışına bir takım tutmadım, uluslararası maçlarda şu bu takım demeden, Türk takımları için yüreğim attı.

Top oynamaya gelince, köyümüzde boş bulduğumuz düz tarlalarda ve Aşık Veysel’in mezarının sol tarafına düşen ve anıt mezara yüz ile iki yüz metre mesafede bulunan düzlükte top oynayan ağabeylerimizi izler, onlardan sonra da biz çocuklar oynardık. Futbol oynanan alan köyün tam karşısındaydı, “Yamaç” derdik. Yamaçta top oynamak bir maharet gerektirirdi. Top alt taraftan dışarı çıktığında, o top dereye kadar kaçabilirdi. Topu aldım geldim diyene kadar da aradan saatleri bulan zaman geçerdi. Allahtan yamacın alt tarafında kevenler vardı. Çoğu zaman dikenli kevenlere top takılır ve orada kalırdı. Yararlı bir bitki olan bu kevenlerden iki tür vardı: Birisine Çoban Yatağı, diğerine ise sade keven denirdi. Çoban Yatağı, çobanlara gerçekten döşek görevi görürdü. Geceleri hayvanlarının yanında kalan çoban, bulursa Çoban Yatağı üstünde paltosuna sarılır, yatardı. Sade keven sonbahara doğru toplanır, keserek hayvanlara verilirdi, keven yiyen inek ve koyunların sütü bol olurdu.

Yazının Devamı

Esas olan ülkesi için atan yürektir

Avrupa Futbol Şampiyonası biz Avrupa'da yaşayan Türkleri heyecanlandırıyor, kendi ülkemizin ve yaşadığımız ülkenin başarılı olması halinde mutlu oluyoruz. Kendi ülkemizin milli takımı ile yaşadığımız ülkenin milli takımları karşı karşıya gelince bazen üzüldüğümüz oluyor şüphesiz. Bunlardan birisi Avusturya ile Türkiye’nin yapmış oldukları hazırlık oyunuydu. Bu futbol karşılaşmasında Avusturya Türkiye’ye karşı 6’ya 1 galip gelmişti. Bu sonuçta tek sevindirici olan şey: o maçın dostluk maçı olmasıydı.

Hem Türkiye hem de Avusturya takımları Avrupa Şampiyonasında güzel oynadılar, iyi takımlar olarak taraftarlarını sevindirdiler. Bu sevinci insanların boğazına tıkmak isteyenler de oldu elbette. Türkiye tarafını yazıma dahil etmek istemiyorum. O Türkiye'den yazacakların görevi olsun, ben Avusturya cephesine bir göz atmak istiyorum.

Yazının Devamı

‘Çiçeğimi kopardın sen’

Herkesin Deniz Gezmiş ile ilgili kendine özgü bir anısı vardır. Anlatırlar hep. Bizim köye geldiği bile anlatılanlar arasındadır. İspat etmek olası değildir. Bu anılar Deniz Gezmiş'e duyulan saygıdandır.

Yazının Devamı

Özgün bir işçi örgütü: İşçi Odası

1848 yılı Sanayi Devrimi sonrasında liberal burjuva aydınları işverenlerin yükünü hafifletmek için Avusturya’da İşverenler Odası’nın kurulmasını savunurlar. Ve bu düşünceyi kısa sürede hayata geçirirler. O yıllarda Avusturya sendikacıları da aktiftir ve 1872 yılından itibaren İşverenler Odası’na karşı bir güç olarak İşçi Odası’nın kurulmasını talep ederler. 1811 ile 1882 yılları arasında yaşamış Fransız Louis Blanc fikir babasıdır. Blanc, 1939 yılında yayımlanan “İşçinin Örgütlenmesi” kitabında devletten sosyal sorunların çözülmesini talep eder. Blanc, 1848 Devrimi sırasında ise Fransız Dışişleri Bakanı olur ve Avrupa’da ilk İşçi Odası kabul edilen İşçi Komisyonluğu kurulmasını sağlar.

Yazının Devamı