Son Yazıları

Türkiye'nin durumu ve kurultay öncesi CHP

1971 sonbaharında İsmet Paşa beni çağırdı. 12 Mart muhtırası daha gelmemiş, Pembe Köşk'ün bahçesinde yürüyoruz. Paşa sordu: "Bu Bülent'i nasıl tanırsın?" diye. Şaşırdım. Çünkü Bülent Ecevit'i kongrede desteklemiş, idol olarak benimsemiştik. Solcu bir adam olarak tanıdığımı söyledim. 'Ama şimdi partinin içinde sosyal demokrasi bilmem ne çıkmış' dedi. 'Bu adamdan ihanet gelir mi' demek istemişti İsmet Paşa.

12 Mart 1971 muhtırasından sonra tarafsız hükümetler modeli başladı. CHP'nin ağırlıklı olduğu tarafsız hükümetler kuruldu. Fakat beceremediler, yapamadılar. 12 Mart döneminde çok büyük yanlışlar yapıldı. Deniz Gezmişler asıldı. Yüz karası bir dönem haline getirildi.

Yazının Devamı

CHP kurultayları ve İsmet Paşa'nın gerçekleşen kehanetleri

Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) önümüzdeki günlerde gerçekleştirecek kurultayda çok önemli kararlar alması gerekecek. Size çok kimsenin tanısını koymadığı, CHP'yi bu noktaya getiren olayları anlatmak istiyorum.

Öncelikle Türkiye'de neler olup bitiyor bakalım.

Yazının Devamı

Obama’nın Suriye tavrı

Son günlerde gündemdeki konu: "Obama'nın Suriye'ye ne zaman " ders olsun" diye iki füze atacağı!

Düğmeye basarak kurmay heyetinin uygun göreceği bir askeri tesis, bir kent merkezi dışında herhangi bir yere atılacak iki füze... Yanlıştan dönme erdemini gösteremeyen çok ABD'li başkanın sonuna tanık olmuşuzdur. Geride kan ve gözyaşı, iç savaşa sürüklenmiş toplumlar bırakmak. Hele yanında Kerry gibi boşboğaz bir dışişleri bakanı, Erdoğan gibi gradosu tartışılır stratejik ortağı, Türkiye Dışişleri Bakanı gibi düşünmeden, hayalci savaş çığırtkanlığını uluslararası boyuta taşıyan biri olunca felaket daha büyüyebilir. Başkan Barack Obama, bereket o denli akılsız, deneyimsiz değilmiş! ABD'nin giderek düşen itibarını tazeleyebilmek için, önce Afganistan'da başlayarak, Irak'ta, Libya ve hele, hele Mısır'da yapılan iki askeri darbe gibi belki de sadece "Ortadoğu'yu kana bulayarak, Avrasya'ya açılan yol bulunabilir" diye düşünmek yerine başta "bizimkiler" olmak üzere tüm savaş tamtamları çalanlara demokratik ders verdi. Türk hükümeti gibi iktidardan demokratik yollarla kazasız gitmek varken savaş gibi en sakıncalı yolu önce halkının temsilcilerine bırakmayı yeğledi. Erdoğan savaşı bir kurtuluş yolu olarak tercihe şayan gördü. Obama ise son döneminde Bush'un yaptığının tersini yapıyor.

Yazının Devamı

İsmet Paşa ve Suriye Cephesi

İsmet Paşa’nın ünlü Pembe Köşkü’nün bahçesinde yürüyoruz. Ülkede 12 Mart askeri müdahelesinin zilleri çalmakta. Değerli ve vefakar dost Orhan Birgit randevuyu sağlamış. Paşa’yla Hürriyet için konuşacağım. Önemli günlerde Paşa konuştu mu olay olmakta. İnönü ve Lozan kahramanı kolumda sordu:

“- Bülent hakkında ne düşünürsün?” Şaşırmıştım. Koca İsmet Paşa karşısında el pençe divan duran Genel Sekreteri hakkında benden bilgi istiyor! Devam etti:

Yazının Devamı

Cumartesi Mektupları - ‘Uyanın artık’ -(TAMAMI)

Avukat Cemil Can dostumuz gündemi yine yakından takip edip, önemli analizlerde bulunmuş. Dikkatle okumanızı tavsiye ederim. İşte Cemil Can’ın mektubu:

“Amerikan CNN televizyonuna konuşan Obama, uluslararası kamuoyunun Suriye’de “kimyasal silah” kullanımıyla ilgili daha fazla delile ihtiyaç duyduğunu söylemiş. Tıpkı “Ergenekon Davası” açılmadan önce Abdullah Gül’ün, “Delillendirin ve bir savcı bulun” talimatında olduğu gibi... Mesajı alan ÖSO, Şam yakınlarında “kimyasal silah” kullanarak istenen delili yaratmaya çalıştı... Fakat kimyasal silahlar konusunda yeterli bilgileri olmadığı için foyaları erken ortaya çıktı!.. Ne var ki, herkesten önce, Dışişleri Bakanımız Ahmhet Davutoğlu, Alman meslektaşı Westerwelle ile yaptığı basın toplantısında, Suriye’de kırmızı çizginin aşıldığını söyleyerek, diplomatik bir skandala imza attı... Nitekim Rusya, uydu görüntüleri ile söz konusu saldırının muhalifler tarafından yapıldığını kanıtladı!.. Zaten ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Jen Psaki de “Şu an için kimyasal silah kullanıldı diyemiyoruz” diyerek, Davutoğlu ile aynı görüşte olmadığını açıklayıp, Türkiye’ yi daha da zor durumda bırakmıştı!..

Yazının Devamı

30 Ağustos 1922 ve bugün -(TAMAMI)

Büyük Taarruz’un üzerinden 91 yıl geçmiş. Çocuklar gibi sevinmemiz, bir kez daha o kahramanlık destanının kutlanması, stadyumlarda askerimizin göğüslerini kabartarak geçit yapmaları gerekmez mi?

Sakın kızılmasın! Bu bir karşı devrimdir. Atlantik ötesinde planlanmış senaryonun amacı, önce TSK’yı, sonra Cumhuriyetin kazanımlarını toplum hafızasından silmektir. Yeni bir devrime dek yaşayabilirsek, kim bilir daha nelere tanık olacağız.

Yazının Devamı

Laiklik olmadan demokrasi olmaz -(TAMAMI)

Türk dış politikasının uçurumun kenarına doğru itildiği bir süreçten geçiyoruz... İşte size iki ilginç örnek: Birincisi; askeri darbeyle devrilen Mısır Lideri Hüsnü Mübarek’in mahkemeye kafes içerisinde getirilmesi ve sonra aynı Mısır ordusunun, aynı komutanın yeni darbesiyle tahliyesi. Olacak iş değil!

Mübarek iktidarının son günlerinde Tahrir Meydanı’nda toplanan protestoculara ateş açtırarak 800’den fazla göstericinin öldürülmesinden de suçlu bulunuyordu. İbret olsun diye mahkemeye bir kafes içinde getirilmişti. Şu işe bakın; bu kez, yani aynı ordunun yeni darbesinden sonra, aynı mahkemenin tahliye talebinin gerekçesi şu: “Mısır Ceza Usul Kanunu’na göre, ölümle sonuçlanan olaylarda bile azami tutukluluk süresi 2 yılı aşamaz.”

Yazının Devamı

Menderes nasıl acımasız bir lidere dönüştü? -(TAMAMI)

Adnan Menderes’in nasıl Başbakan olduğunu yakından izledim. Adnan Bey içine kapanık bir adam izlenimi verirdi. Zamanla onun özel ayrıntı gibi kabul edilecek yanlarını öğrenmiştik. CHP’den seçilmiş, yüzünde genellikle bir tebessüm gezinen, içi iktidar olma tutkusuyla

yanıyordu. Dörtlü takrirde O’nun imzasının bulunması İttihat ve Terakki’den gelmeydi. Mustafa Kemal O’nun yeteneklerini biliyor ancak biraz daha pişmesini bekliyordu. İsmet Paşa 1945’de “Tek eksiğimiz kaldı: O da Meclis’te muhalefetin olmaması” diyerek demokratikleşme adımı attığında bu işin başına Celal Bayar’ın geçmesini yürekten

Yazının Devamı

Bunlara ilk kez tanık olduk -(TAMAMI)

Türkiye’nin başına gelenlerin nedenlerini ne Taksim Gezi Parkı gösterilerine, ne tencere tava çalanlara ne ona ne şuna ne buna bağlamayın. Asıl sorunlular devletin en tepesinden en aşağısına doğru görev yapan kadrolardır. Öyle bir koşullandırılmışlardır ki; aldıkları emri demir yapıp gençlerin kafasına indirmektedirler. Polis gücü artık o eski polis gücü değildir, devletin ordusu o eski ordu değildir; hatta sokaktaki zabıta memurları bile belediye başkanlarının meşrebine uygun hareket etmektedirler. Siz silah kullanılan bir sokak kavgasında 10 kişinin ölüp 20 kişinin yaralandığına hiç tanık oldunuz mu? Ya da Ceylanpınar’da Suriye tarafından gelen mermilerin, masasında oturmuş bir lokma ekmeğini yiyen fukaranın göğsüne saplanıp adamcağızın hastanelik olduğuna tanık oldunuz mu?

Polis görevini unuttu!

Yazının Devamı

Asılsız iddialar çaresizlikten mi dedikodu mu? -(TAMAMI)

Suriye ordusu kimyasal silah kullanılmadığını ilan ediyor. Alttaki yorum ise araştırma yapılmalı düşüncesinde. Her iki yorum da kimin doğru söylediğini ortaya çıkaracak açıklıkta yazılmış.

Ali Rıza Üçer, Şam’dan yazıyor.

Yazının Devamı

‘Muhteşem yenilgi’ -(TAMAMI)

Şu sıralarda başkentte Başbakanlık danışmanları arasında dış politikadaki yenilgi ve yalnızlık şöyle yorumlanmakta:

“Bu, makbul ve muhteşem bir yenilgidir...”

Yazının Devamı

‘Nerede o monşerler’ -(TAMAMI)

Sakın “Monşerler” diye başladığımdan değerli dostumuz Cemil Ünlütürk’ün o eğlenceli kitabından söz ediyorum sanmayın.

Başbakan’ın diline doladığı, o gerçek entelektüel birikimleriyle, giyimine kuşamına itina eden diplomatlarımızı kast ediyorum. Akıllara hemen savaş yıllarının, Lozan zaferinin kahramanı İsmet İnönü gelmez mi? Elbette gelir. Ondan sonra o makamdan kimler geldi, kimler geçti? O makamda oturan Ahmet Davutoğlu bu mirası ideolojisine uygun olarak malı gibi tepe tepe kullanmak bir yana, Cumhuriyetin dış politikasını uçurumlara sürüklemekte. Uygulamalarını denetleyecek bir makam da yok.

Yazının Devamı

Önemli olan: Siyasette değişim -(TAMAMI)

AKP iktidarının 11 yıldır iç ve dış politikada attığı yanlış adımlar, ülkeyi daha büyük tehlikelerle karşı karşıya getirmek üzere.

Mısır’da başlayan ciddi iç savaşın giderek büyümesi Türkiye’nin Mısır’la restleşmesi, Suriye’de kargaşa ve kaosun devam ederek sınırlarımıza kadar dayanması, İran’la olan ilişkilerimizin ılıkken durmadan soğuma eğilimi göstermesi...

Yazının Devamı

Açıklıktaki keramet -(TAMAMI)

Son günlerde sorumluluk noktalarında bulunmuş devlet adamlarının, “devlet hayatında açıklıkta keramet olduğunu bilerek” yasallığı tartışılır konularda, tanık olduklarını bildiklerini anlatmalarını önerip duruyorum. Hele bunlar şu sıralarda görevlerinden dolayı aldıkları emirleri uygulamaktan mahkum edilmişlerse.

Çok takdir ettiğim, iki değerli komutandan biri olan TC’nin 26.Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un şimdiki Sayın Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’e sitemiyle başlayan tartışma giderek büyüyeceğe benziyor. TC’nin Sayın Başbakan’ı Hürriyet gazetesinin asker kökenli muhabiri Metehan Demir’in sorularını yanıtlarken -öyle sanıyorum ki- bu konuya nokta koymak istiyor.

Yazının Devamı

Demokrasiyi yanlış algılamanın bedeli! -(TAMAMI)

Arap Baharı adını alan emperyalizm rüzgârları, sınırlarımıza doğru yaklaşıyor. Darbeler darbeleri kovalıyor, demokrasi adına Ortadoğu ülkelerinin haritaları yeniden çizilmeye uğraşılırken kullanılan yöntem, hayret ve dehşet verici biçimde Ortadoğu halkını kasıp kavuruyor. Dikkat ederseniz, Ortadoğu ülkelerine ne demokrasi gelmekte ne de çoğu Müslüman olan Araplar birbirlerini kırmaktan geri durmaktalar.

Şimdi sıra Mısır’da.

Yazının Devamı

Cumartesi Mektupları -(TAMAMI)

Sorumluluk taşıyan herkesin artık konuşması gerekteğini belirttiğim yazı çok yankı topladı. Birkaçını sizlere sunuyorum:

“Sizi, Sayın Org. İlker Basbuğ’u açıklamaya davet ettiğiniz için kutluyorum. Bakalım, ne yankı verecek? Türk Milleti gerçekleri muhakkak bilmek istiyor! Atatürk’ün şerefli ordusunda ,TSK’da kimin dost, kimin düşman olduğunu bizler Türk Milleti olarak bilip öğrenmek istiyoruz. Hamburg’dan vatanseverden çok çok saygılar...”

Yazının Devamı