Son Yazıları
Büyük Kurultay büyük karar
“Türkiye’ye tarladan fabrikadan yönetimi getireceğiz”; “Devlete sadakat ve toplumsal dayanışma” anlayışıyla “Yönetenler, halkın içinde olacak”; “Üreten Türkiye” diyerek, “Uluslararası hukuku insanlığın hukuku yapmaya geliyoruz!” sözleriyle tamamladı Vatan Partisi’nin 11. Olağan Büyük Kurultayını Genel Başkan Doğu Perinçek.
Bir büyük çağrıdır, bir büyük davettir: Başak hilalinin çevrelediği Anadolu yıldızının altında toplanmaya! Bu çağrı ve bu davet; tüm gerçek milliyetçilere, Atatürk devrimcilerine, ulusal sosyalistlere, kalkınmacı demokratlara ve yurtsever muhafazakarlara yapılmıştır.
Yazının DevamıSorun yaratan değil çözüm üreten siyaset
Ekonomide, dış politikada, güvenlik konusunda dünya kadar “sorunluyuz”, işte bu koşullarda seçime gidiyoruz. Önümüzdeki seçimi farklı kılan; durgunluk içinde enflasyon, küresel daralma ve bölgesel sıcak çatışma ortamının üzerimizde yarattığı kaçınılmaz basınçtır.
Halk siyasi partilerden, geçim koşullarının, iş bulma olanaklarının ferahlatılmasına ve ülkemizin terör başta bütün badirelerden sakınılmasına ilişkin somut çözümler beklemektedir.
Yazının DevamıSosyal gelişmenin ardında kalan ekonomi
Gezdiğim, geçtiğim Anadolu yollarından, büyük kentlerin yapılaşmasından da belli:
Türkiye’nin sosyal profili ekonomik görünümünden çok daha canlı; tümceyi tersinden okursak: işsizlik, gelir dağılımı çarpıklığı, köy kalkınmasının ihmali ve kent çeperlerindeki fiziki / mekânsal görünüm; çağdaş dünyanın olanaklarından yararlanmak isteyen gençleri ve gelişmiş ülkelerdeki gibi insanca yaşamak arzusunda olan çalışanları köreltiyor, eziyor.
Yazının DevamıSeçim virajında Türkiye: Kim, nasıl kazanacak?
Bir yıldan az kaldı, Türkiye, 100. yılında, yeni bir genel seçimi yaşayacak.
İki blok var: Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı. Seçmenin yarısıysa “Hiçbiri!” diyor.
Yazının DevamıAkıllı şehirler Üretken köyler
Kalkınmanın bütüncül, dengeli, kamucu olmasını önemsiyorum.
Bütüncül kalkınma; ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal kurumlarıyla kalkınmadır.
Yazının DevamıTop çevirme!
Meclisteki muhalefetin “kalitesi” bir iktidar alternatifi oluşturacak kıratta değil.
İktidarın “kalibresi” ise nicedir idare etmekle sınırlı, tek başına yönetim kabiliyeti kalmadı.
Yazının Devamı450
Bir süre önce “128” milyar dolar çok konuşuldu; bu konuyu herkes tuttuğu yerden tarif etti.
Türkiye’nin “uğursuz” bir rakamı bence 450’dir. “450 milyar dolar” üç olguda karşımızdadır.
Yazının DevamıKuldan utanmak!
Geçen yazımın başlığı “Amerika’dan değil Allah’tan Korkmak” idi, bu yazı onun devamıdır.
ABD ambargoyla, yaptırımlarla, üslerle üzerimize geliyor, elinden gelse seçimlere de girecek.
Yazının DevamıAmerika’dan değil Allah’tan kormak!
Önümüzdeki seçimler bir anlamda ABD ile Türkiye arasında yapılacaktır.
Ülkemizi üsleriyle kuşatan, PKK terör örgütünü silahla donatan, ticaretimize ambargo koyan ABD, Türkiye’yi NATO’nun kanatları altında çürütmek ve borçlandırma ekonomisinin dişleri arasında ekonomimizi öğütmek için üzerimize tüm gücüyle abanmaktadır.
Yazının DevamıTürkülerle yeneceğiz karanlıkları
Türkiye ara rejimlerden olduğu kadar rejime ara vermişlik görüntülerinden de çok çekti.
Birinde demokrasi, diğerinde “demokratik sistem işlerken” hukuk devleti askıya alındı.
Yazının DevamıPalanga
Türkiye iktidarıyla, Meclis’teki muhalefetiyle, “Cumhur” ve “Millet” ittifakıyla, sorun çözme yeteneği sergileyemiyor, siyaset, sosyal dinamiklerin gerisinde seyrediyor, kararsızlar en büyük seçmen kitlesini teşkil ediyor.
Bu gerçeği siyasetin ağırlık sıkletine göre dağılan medyadan değil, halkın ve gençlerin dertlerini dillendirdikleri sosyal medyadan ve sokak röportajlarından teyit edebiliriz.
Yazının DevamıYapıcı siyaset yıkıcı siyaset…
Ülkemizin geçmişi ile dünyanın bugününe baktığımızda iki türlü siyaseti örneklendirebiliriz.
Yoksulluk ve ipotek içinde işgale uğramış Anadolu’dan çağdaş devlet yaratan yapıcı siyaset.
Yazının DevamıKartal bakışlı gazi: Erten Acır
Erten Acır'ı Vatan Partimize katıldığım günlerde tanıdım.
Çankaya ilçemizin düzenlediği ve sayın Genel Başkanımız Doğu Perinçek ile eşi MYK üyemiz sayın Şule Perinçek'in de katıldığı bir akşam yemeğinde, eşimle beraber aynı masadaydık.
Yazının DevamıEnflasyon masası!
Hayat pahalılığı en acımasız haliyle yurttaşımızın canını yakıyor.
Orta direk eriyor, aileler çözülüyor.
Yazının DevamıYa 3. savaş ya insancıl hakça devrim!
Türkiye gemisinin esenliği için Dünya denizindeki fırtınaları gözlemlemek zorundayız.
Atlantik ekonomileri 1-2 puan küçülüyor, Avrupa yüzde 7’lerde enflasyonu tecrübe ediyor, Mağribinden Doğusuna Akdeniz ülkeleri durgunluk içinde, Baltık ve Kuzey denizi mücavirinde NATO-Rusya çekişmesi ön planda, Basra Körfezi ve Umman Körfezi hiç olmadığı kadar siyasi didişmelere gebe, Ege denizinde ekonomik bölge tartışmaları daha çok su kaldıracak, ABD emperyalizmi Tayland körfezine bulaşıyor, İngiltere ile Norveç, denizdeki petrol için eski hesapları açabilecek; geriye huzurlu ancak ekonomik açıdan dünyanın geri kalan huzursuzluklarını sübvanse edemeyecek Avusturalya, Şili, İrlanda denizleri kalıyor! Bu tabloda denizleri iktisadi akılla tanımlayabilecek ve Büyük Okyanusa bağlanabilecek bayrak Çin’den açılıyor.
Yazının DevamıTarımı öldüren Türkiye’yi öldürür!
Yalnız salgın ve küresel durgunluk açısından değil, ödemeler dengesi ve istihdam açısından da tarım, kilit sektördür. Dahası tarım, gıda güvenliğinin ve sağlıklı beslenmenin de anahtarıdır. Bu anahtarı ve bu kilidi doğru bir gümrük ve rasyonel bir dış satım politikasına bağlamazsak, bugün olduğu gibi ekilen topraklar erir, topraktan geçinen nüfus azalır, iki yakamız bir araya gelmez ve de marketlerde fiyatlar alır başını gider…
Türkiye ezelden beri bir tarım ülkesidir. İmparatorluktan gelen birikimle Mithat Paşa, kooperatifleri kurmuş izleğinde ziraat işlerine katkı sağlayacak bir banka oluşturulmuştur. Cumhuriyet devriminin en görkemli yapıtları tarım alanında yükselmiş, Atatürk Orman Çiftliği gibi bir eserin yanı sıra Gazi, örnek köy projesiyle de gelecek kuşaklara doğru yolu göstermiştir. Bugün siyasetin başlıca ayrım noktası milli tarım politikasını savunmaktır. Örneğin, Amerikan yapay tatlandırıcı şirketinin faaliyetlerine ülkemizi açarak, şeker fabrikalarını kapatmak, son derecede yanlış bir tasarruftur. Tarımda, planlama anlayışına dayalı, kamucu, üretim ekonomisiyle bağdaşan yaklaşımlara ve yapılanmalara gereksinmemiz vardır. Burada bir parantez açıyor ve Türkiye’mizi, tüm uzmanlık bilgisi ve kurumsal deneyimle, bir Milli Tarım Politikası Kurultayı toplamaya davet ediyorum.
Yazının Devamı