Sezer Özseven

sezerozseven@gmail.com

Son Yazıları

Teşekkürler Demokrasi

Bugün Türkiye’de de hakim olan Batı tipi demokrasiler özünde “parokrasidir”. Yani parası olanın seçilme hakkı.

Özel durumlu vatandaşlar hariç herkesin eşit derece seçme ve seçilme hakkı olduğu fikri bir yanılsamadan ibaret. Gerçekte kimin ne kadar çok parası varsa o kadar fazla seçilme hakkı vardır.

Yazının Devamı

Şimdi sıra kara çocukta mı?

Türkiye son birkaç yıldır iğrenç bir yabancı düşmanlığı iklimi içerisinde darbeler alıyor. Ümit Özdağ gibi popülistlerin Suriyeli ve Afgan sığınmacılar üzerinden başlattığı yabancı düşmanlığı kışkırtması şimdi de Türkiye’de yaşayan Afrika kökenli kardeşlerimize sıçradı.

Afrika kökenli kardeşlerimiz Türkiye’de uzun yıllardır çeşitli bölgelerde, mahallelerde yörenin insanıyla karışmış bir şekilde yaşıyor. Bu karışmışlığın son yıllarda kitleler halinde göçen Suriyeli, Iraklı ve Afgan sığınmacılar gibi birkaç yıllık bir mazisi yok. Hatta öyle ki bazı bölgelerde “Afro-Türkler” olarak anılan, yıllar önce Afrika’dan göçmüş ama sonradan Türkleşmiş vatandaşlarımız var. Burada bağlantısını paylaştığımız haberdeki(Youtube: Kökenleri Afrika’dan şiveleri Ege’den/AA) vatandaşlarımızın tenleri dışında bizden hiçbir farkı yok. “Heç hissetmiyom yabancı gibi. Dışarları getti mi ozman yabancı gibi hissediyom” diyorlar.

Yazının Devamı

Saldıray

Yapışınca bacağına sırtlanlar aslanın Üşüşür akbabalar kokusuna kanın Duyar o keskin kokuyu Duyar da susar Konuşur semada süzülen F-16’lar

Yazının Devamı

Düzeniniz pavyona düştü

Tüketim toplumu dediğimiz canavar, yiye yiye obezleşmesiyle var olabiliyor. Midesi de bugün, daha önce hiç olmadığı kadar büyük. İçinde bulunduğumuz çağ da bu genişleyen midenin sancılarının hissedildiği bir çağ. Canavar bir yandan tüketmeye devam ederek midesini büyütüyor bir yandan da sancıdan kıvranıyor.

Tüketim toplumu üzerine bu zamana kadar çok şey yazıldı. Her yazılan metin kendi dönemini tüketim toplumunun zirvesi olarak tanımladı.Doğruydu da. Kapitalizmle birlikte yığın halde üretimin başlaması tüketim çılgınlığını da doğurdu. Tüketim toplumu dediğimiz canavar, yiye yiye obezleşmesiyle var olabiliyor. Midesi de bugün, daha önce hiç olmadığı kadar büyük.İçinde bulunduğumuz çağ da bu genişleyen midenin sancılarının hissedildiği bir çağ. Canavar bir yandan tüketmeye devam ederek midesini büyütüyor bir yandan da sancıdan kıvranıyor.Peki, buradan nereye varmaya çalışıyoruz?İnci Taneleri dizisinin pavyon sahnesi, hepimizin önüne sosyal medyada en az bir kez düşmüştür. Gazetemiz Aydınlık’ta bu konuyla ilgili Burçak Evren ve Atakan Hatipoğlu’nun yazdığı iki yazı çıktı. Hocalarımız pavyon kültürü üzerine incelemeler yazdılar. Biz ise pavyona düşen bu düzeni farklı bir yönden incelemeye çalışacağız.

Yazının Devamı

Kınamaya Kınama

Duvarda gezen karıncaları bile vuruyorlardı gözlerinden Bir fikir düşmeden daha insanın zihnine Düşüyordu Pentagon santrallerine Yaprak kıpırdasa kaydederdi radarlar Her bir şeyi bilirlerdi tam zamanında Ne çok geç ne erken

Derken... Uçurtmanın sırtında süzüldü Allah'ın aslanları Yedi düvelin gözleri önünde Yağmur oldu yağdı bereket bombaları Eritti demir kubbeyi Ve ona kayıtsız şartsız inananları

Yazının Devamı

Enkazın üzerinden-IV

Deprem bölgelerine ayaklarıyla çamur değil umut taşıyan TGB’li yiğitlere

Yazının Devamı

Enkazın üzerinden-III

Ağamız lütfetmiş

Kameralar üzerine dönünce

Yazının Devamı

Enkazın üzerinden-II

-Elbistan’da bir çadırkentte erlerle birlikte kamyondan odun çuvalı taşıyan yarbay üzerine-

Yazının Devamı

Enkazın üzerinden-I

Duydu mu derinlerden

İnce bir ıslığın sesini

Yazının Devamı

İsveç NATO'ya girmeli

Geçen günlerde İsveç’te bir milletvekilinin Türk büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim yakmasına tüm dünya tepki gösterdi. NATO’ya girebilmek için onayı beklenen Türkiye’de ise İsveç’in NATO üyeliği tekrar tartışma konusu oldu.

Türkiye, İsveç ve Finlandiya’dan NATO’ya girebilmeleri için PKK ve FETÖ’ye verdikleri desteği kesmesini istiyordu. İsveç ve Finlandiya ise kağıt üzerinde bunu yerine getireceğini taahhüt etse de fiilen PKK ve FETÖ’ye sahip çıkmaya devam ediyor.

Yazının Devamı

Suç ve Ceza ve İmamoğlu

Türkiye birkaç gündür İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun işlediği suça verilen cezayı konuşuyor. Dünya üzerinde 200’den fazla ülke var. Acaba hangisinde işlenen bir suça verilen ceza “mağduriyet” oluşturuyordur?

Ceza kanununda tarif edilen suçu işleyen kişilerin yine ceza kanununda tarif edildiği şekilde cezalandırılması temel bir vatandaşlık bilgisidir.

Yazının Devamı

'Madenci'

Adını yazmaz televizyon bantları

Yazının Devamı

Neşet Ertaş'ın Ceketi ve Gülşen'in Kıyafeti

Büyük Usta Neşet Ertaş’ı kaybedişimizin üzerinden 10 yıl geçti. Neşet Usta, yalnızca bağrımızı yakan, gönüllerimizi birleyen türküleriyle değil sanatçı kişiliğiyle de Gönül Dağı’mızda baş köşede oturuyor.

Günümüzde popüler kültür sanatçıyı öyle bir ele ayağa düşürdü ki “erdemli sanatçı” olmak dalga geçilesi bir şey haline geldi.

Yazının Devamı

"Büyük Aile Yürüyüşü" İzlenimleri

İstanbul Saraçhane’de önceki gün emperyalizmin LGBT dayatmasına karşı tarihimizin en kitlesel yürüyüşü yapıldı. Bu yürüyüş ile ilgili gözlemlerimiz bir kitap dolduracak cinstendi.

Türkiye’de daha önce birçok LGBT yürüyüşü yapıldı. Saraçhane Meydanı’na giderken insan, o yürüyüşlerden fotoğrafları anımsıyor. Marjinal bir şekilde giydirilmiş çocuklar, yerlerde sürünen kadınlar, yarı çıplak insanlar, ne idüğü belirsiz pankartlar ve bez parçaları... Ancak Saraçhane Meydanı’na girdiğinizde sizi Saraçhane Parkı’nda kaydıraklardan kayan, salıncaklarda sallanan çocuklar karşılıyor. İnsanlar sabah kahvaltılarını yapmış bir biçimde çocuklarını alıp “Büyük Aile Yürüyüşü”ne gelmişler. 

Yazının Devamı

Tarihi Değiştiren "Deliler"

Bir zamanlar, yaşadıkları ova Ergenekonlulara dar gelince dağları eriterek dağların ardına geçme fikrini ortaya atan demir ustası, kimileri tarafından delilikle suçlanmıştı.

Ergenekon’un ileri gelenleri dağları aşmanın bir yolunu bulamayınca son çare olarak halkın alt sınıflarından olan bir demir ustasının “delice” fikrini denemişler ve dağların altında bulunan demir yataklarını eriterek bir oyuk açmışlar. Bu sayede Ergenekonlular sıkışıp kaldıkları ovadan çıkarak dört bir yana yayılmışlardır.

Yazının Devamı

Gordion’un düğümü ve İskender’in doğumu

Yer kurudu

Gök boğuldu

Yazının Devamı